MEDYAGUNDEM.COM- Devlet içinde örgütlenmiş paralel yapı, kamu kurumlarında örgütlenmek ve kendilerine rakip olarak gördükleri kişileri tasfiye etmek için her türlü gayri ahlaki yola başvurdu. Kamuoyunda “askeri casusluk davaları” olarak bilinen İstanbul ve İzmir merkezli iki dava bu ahlaksız kumpasların en iyi örnekleridir. Malum İstanbul merkezli askeri casusluk davasında amaç teknoloji ve bilişim kurumları olan TÜBİTAK ,HAVELSAN,SAGEM,TAİ ve ASELSAN’ı ele geçirmekti. Bu kapsamda bu kurumlardaki kritik isimler casus olarak fişlenerek kurumlarıyla ilişikleri kesildi, yerlerine cemaat militanları atandı.
Nitekim bugün kripto telefonlarının dinlenmesi ve Balyoz , Ergenekon davalarındaki sahte delilleri onaylamalarıyla bu kadrolaşmanın cemaat açısından ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.
İstanbul merkezli casusluk davasında istediği sonucu alan paralel yapı, bu defa İzmir merkezli askeri casusluk davası ile ekonomi kuruluşları Merkez Bankası, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda bazı şirketlerin gizli bilgilerini ele geçirerek şantaj amacıyla kullanmak üzere kendilerinden olmayan bürokratları casus ve ahlaksız olarak fişleyerek görevden alınmalarını hedefledi. Ekonomi Bakanlığı dışında cemaatin teftiş, personel ve hukuk müşavirliklerinde etkili olduğu diğer dört kurumda istedikleri sonucu aldılar.
ÇAĞLAYAN NASIL DİRENDİ?
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bu sürece direndi, fişlenen 24 personelinden (ki bunlardan birisi ünlü futbol hakemi B.Y’dir) hiçbirisini görevden almadı ve cezalandırma yoluna gitmedi. Bunun bedelini de 17 Aralık operasyonu ile Bakanlık koltuğunu kaybederek ödedi.
Maliye Bakanlığı’nda ise başta Müsteşar Yardımcısı İ.C olmak üzere pek çok bürokrat fişlendi. Bu fişlemelerde cemaate yakın eski özel kalem müdürleri A.Y ve M.A ile DMO yönetim kurulu üyesi B.Ş’in çok etkin rol aldığı biliniyor. Bakanlık, usulen bir soruşturma açtı, görevden alma ve cezalandırma ise çok sınırlı oldu.Daha sonra, 17 Aralık operasyonu sonrası Maliye Bakanlığında paralel örgüte yakın bürokratların tamamı görevden alındı.
TEZGAH EMNİYET İSTİHBARAT’TAKİ PARALELLER TARAFINDAN YÜRÜTÜLDÜ
Bazı basın yayın organlarında yayınlanan belgelerden de görüleceği üzere söz konusu tertibin Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesindeki paralel yapı olarak bilinen Fethullah Gülen örgütüne mensup bazı personel tarafından hazırlandığı kesinlik kazandı. Söz konusu çete bazı kamu kuruluşlarında kendilerine yakın personel ile temasa geçerek hedef kurumlarda fişlenecek personel listesini beraber oluşturdular.
İzmir merkezli askeri casusluk davaları kapsamında Merkez Bankası , fişlenen 3’ü üst düzey olmak üzere toplam 11 banka bürokratını görevden aldı. Bu fişleme işlemlerini, cemaate yakın bakan danışmanı ve daha sonra Washington ekonomi müşaviri olan E.U ile dayısı bankanın denetim kurulu üyesi M.Z.U olduğu iddia ediliyor. Bu süreçte görevden alma işleminde ise Başkanın cemaate yakın danışmanları ile Bankanın denetim kurulunda yer alan eski bir cumhuriyet savcısının da önemli bir rol oynadığı ifade ediliyor.
BDDK’DAKİ OPERASYONLAR
Merkez Bankası’nda yaşanan depremin benzeri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nda (BDDK) kendini gösterdi. Merkez Bankası’ndan sonra BDDK’da da 3 bürokrat casuslukla suçlandı. Ve banka yönetimi bunlar hakkında soruşturma açtı. O dönemde BDDK başkan yardımcısı olan ancak daha sonra paralel yapının militanı olduğu anlaşıldığı için görevden alınan O.C, denetim daire başkanları F.A ve M.T bu yöneticilerin görevden alınması için ısrarcı oldular. Ancak, cemaate mesafeli olan Kurul Başkanı başlangıçta direndi, ancak paralel yapının baskısına dayanamayarak bürokratlarını görevden aldı.
CASUSLUK SUÇUNDAKİ RAPOR
Casuslukla suçlanan üst düzey bürokratlardan biri olan A.T.V’yle ilgili iddia ilginç bir detay içeriyor. A.T.V.’nin casusluk yaptığı ve yurtdışı bağlantılı casusluk çetesine verdiği iddia edilen belgenin “2009 yılı bankacılık sektör raporu” olduğu bildirildi. Ancak BDDK, 10 yılı aşkın bir süredir, yıllık bankacılık sektör raporlarını internet sitesinden yayınlıyor. Söz konusu yayın, en fazla sayıda insan tarafından okunması, incelenmesi için yayınlandı bilgisi de anında kamuoyuna duyuruluyor. Halen söz edilen yayın BDDK internet sitesinde incelenebilir durumda, kamuoyuna açık bir bilgi olarak yer alıyor.
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞINDAKİ ÖRGÜTLENME
Hazine Müsteşarlığı ise Gülen örgütünün en iyi kadrolaştığı kurumların başında geliyor. Personel Dairesi Başkanı, Hazine Kontrolörler Kurulu Başkanı, hukuk müşavirleri ile çoğu yönetici bu örgüte yakın kişilerden oluşuyor.
Diğer pek çok kamu kuruluşunun aksine cemaatin çok etkili olduğu Hazine Müsteşarlığı yönetimi askeri casusluk davasında adı geçen kişilerin cezalandırılması için olağanüstü gayret gösterdi.
Bu süreçte hukuk müşavri T.Y, Hazine Kontrolörler Kurulu Başkan yardımcısı F.U, Personel Dairesi Başkanı M.B ve başkan yardımcısı K.K, çok etkin bir şekilde çalıştı. Bu kişilerin tamamının ortak özelliği Gülen örgütüne mensup olmalarıydı.
Bu çerçevede, öncelikle fişlenen 19 kişiden 6 yönetici görevlerinden alınmış yerlerine cemaate yakın kişiler atandı. Diğer kişiler görev yerleri değiştirilerek pasifize edildiler.
DEVLET İSTİHBARATI PARALELLERİ TEK TEK TESPİT ETTİ, GÖRÜNTÜLEDİ
Teftişle görevli kontrolörler emniyetteki paralel yapı elemanları ile ışıkevlerinde defalarca görüştüler. Bu görüşmeleri F. U. adındaki hazine kontrolörü bizzat yürüttü, emniyetteki paralel ağabeyler,İzmir’deki savcı ve bürokrasi imamı ile ışıkevlerinde defalarca görüştü. (Ki bu görüşmeler fiziki takiple devletin istihbarat birimi tarafından karşı casusluk davasında deşifre edilecek.) Ve gerekli talimatı aldı. Daha sonra EGM’lüğüne bu kişiler ile ilgili daha önce hazırlanmış uyduruk fişlemelere mesnet teşkil edecek şekilde bu paralel çete tarafından daha önce hazırlanmış olan sözde telefon kayıtları, kaldıkları oteller, banka hesapları üzerinden doğrudan konuyla ilgisi olmayan belgeler (ki bu sahte belgeleri hazırlayan paralel yapı elemanı polis şefleri tespit edildi ve görevden el çektirildiler) delil kabul edilerek adı geçen kişilere en hafifinden en ağırına kadar disiplin cezalarının verilmesi sağlandı. Bir kişi memuriyetten atılmış ve bir kişinin de atılması gündemde.Bazı kişilerin de davaya sanık olarak dahil edilmesi için savcılığa suç duyurusu yapıldı.
Bu cezalandırma sürecini yöneten ve çalışanlar tarafından CELLAT olarak anılan Hazine Kontrolörler Kurulu Başkan yardımcısı F.U, yaptığı bu tetikçilik hizmetinin karşılığı olarak Daire Başkanı olarak atanarak ödüllendirild. Diğer kurumların aksine Hazine Müsteşarlığında, cemaate yakın yöneticilere hiçbir işlem yapılmadı.
Son olarak, hükümete yakın milli görüş ve akıncılar geleneğinden gelen bürokratlar dahil toplam 2280 kişiyi dinleme ve fiziki takiple “ Selam Örgütü” isminde sahte bir örgütle ve aynı şekilde diğer davalarda olduğu gibi eskort kızlarla da irtibatlandırarak itibarsızlaştırma yoluna gittiler, ancak bu kumpas 17 Aralık operasyonu sonrası savcıların değişmesi nedeniyle ellerinde patladı..