MEDYAGÜNDEM- Gezi Parkı süreci özellikle muhafazakar medya açısından büyük dersler çıkarılması, “etkin medya” olabilmenin paradigmalarının neler olduğu, kimlerle nasıl yol yüründüğü konusunda da bir “iç muhasebe”yi zorunlu kılıyor.
İşte bu süreç özellikle Yeni Şafak için “Gezi Parkı’ndan önce/Gezi Parkı’ndan sonra” gibi keskin bir miladın da karşılığı…
Yeni Şafak’ın Gezi Parkı provokasyonunun aydınlatılmasında aldığı etkin ve başarılı gazetecilik ile Gezi Parkı sürecinden önce aldığı bazı kararların yanlışlığı da iyi sorgulanmalı.
Gruba dışarıdan iliştirilen bazı isimlerin Gezi Parkı sürecindeki gerçek yüzleri ortaya çıkınca sanırız Yeni Şafak nasıl bir hata yaptığını anlamıştır.
İşte bugün yaşanan bir örnek…
İbrahim Karagül tarafından Yeni Şafak’a yazar yapılan Işın Eliçin, Gezi Parkı provokasyonundaki kışkırtıcı tweetleriyle dikkat çekmiş ve büyük tepki toplamıştı.
Bugün Radikal’in internet sitesindeki manşeti görenler önce ne olduğunu anlamadı.
“Işın Eliçin yazdı” denilen “Kökü dışarıda mihraklar ve Memet Ali Alabora” başlıklı yazının altında şöyle bir not düşülmüştü:
“NOT: Bu yazı Işın Eliçin tarafından Pazar günü yayımlanmak üzere Yeni Şafak’a gönderilen yazıdır.”
Sonra sosyal medyada meselenin ne olduğu açığa çıktı.
Yeni Şafak’ta bugün çıkması gereken yazısı yayınlanmayınca Eliçin yazısını Radikal’e gönderdi.
Gazetesi Yeni Şafak’ı “sansürcü” gibi gösteren Işın Eliçin, provokasyonlarınımn ödülü olarak da Radikal’e kapağı attı, gerçek yüzünü de gösterdi.
Yazısında baş provokatör Alabora’yı savunup, “komplo yok” diye yazdı, Yeni Şafak’ı eleştirdi.
Ne demiştik?
Bu süreçte ısrarla komplo yok diyenler bizzat komplonun içindekilerdir.
Işın Eliçin de maskesini böylece indirdi.
Yeni Şafak sanırız bu meseleden de dersler çıkardı.
medyagundem.com
