Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın paralel örgütün kuyruğuna takılıp, Gülen örgütü ezberleri üzerinden nasıl bir operasyon yaptığını yazdı. Yazısı şöyle:
DEMİRTAŞ’IN IŞİD DEDİĞİ PYD ÇIKTI
Çözüm sürecinde İmralı’ya yapılan kritik ziyaretin ertesi günü parti liderleri haftalık grup toplantılarını yaptı. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ne söylediğini merak ediyorum; barışa dair umut dolu bir söz, sürece dair önemli bir açıklama yapmış olabilir.
Ne var ki Selahattin Demirtaş’ın gündeminde “AK saray”, yolsuzluk soruşturmasında dört eski bakanla ilgili yayın yasağı ve IŞİD konusu var. Demirtaş, IŞİD’in Türkiye topraklarını kullanarak Kobani’ye saldırdığını gösteren bir videodan alınan fotoğrafları kürsüden kanıt olarak gösteriyor. IŞİD üyelerinin Toprak Mahsulleri Ofisi’nde 12 saat boyunca beklediklerini, buradan Kobani tarafına ateş açtıklarını öne süren Demirtaş, daha sonra bu militanların zırhlı bir araçla intihar saldırısını gerçekleştirmek üzere Kobani’ye geçtiklerini iddia ediyor. Demirtaş’ın bahsettiği videoyu Youtube’da herkes bulup izleyebilir; ben öyle yaptım. Hiçbir şey anlayamayınca da sınırdaki gazeteci arkadaşları aradım. Haber müdürü bir arkadaşım videoda görünen yerin Demirtaş’ın iddia ettiği gibi Mürşitpınar Sınır Kapısı’na yakın bir yer olmadığını, görüntülerde IŞİD militanı diye sunulan kişinin de PYD’li olduğunu söyledi.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da dün bir internet sitesine verdiği röportajda, bu soruyla ilgili olarak “lokal bir durum olabilir, araştırılmalı” dedi. Kaplan, bu görüntüleri izlemiş ancak bunu, Demirtaş gibi “Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğine” dair bir kanıt olarak görmemiş.
DEMİRTAŞ DA KILIÇDAROĞLU GİBİ CEMAAT’İN İZİNDEN GİDİYOR
O halde Demirtaş, artık kabak tadı veren bu suçlamaları neden ısrarla gündemleştirmeye çalışıyor? Üstelik İmralı ziyaretinin hemen ertesinde ve IŞİD’le çatışmalarda yaralanan yüzlerce yaralı PYD/PKK’lının Türkiye’de tedavi edildiği gerçeğini de gizleyerek…
Selahattin Demirtaş her geçen gün biraz daha Kemal Kılıçdaroğlu’na benziyor. Kemal Bey de 17 Aralık’tan sonra grup toplantılarına elinde hep Cemaat’in istihbaratçı polislerinin sağladığı yasadışı dinleme kayıtları ve tapelerle giriyordu. Demirtaş da uzun bir süredir grup toplantılarına IŞİD video ve fotoğraflarıyla giriyor. Şunu hatırlatmakta fayda var; Türkiye’nin radikal dinci terör örgütlerine destek verdiğine ilişkin suçlamaların kaynağı Cemaat’tir. Adana’da TIR’ları durdurarak hükümetin El-Kaide’ye silah taşıdığını onlar ortaya attı. “Hükümetin IŞİD’e destek verdiği” iddiasını da yine aynı çevreler gündeme getirdi. Maalesef Demirtaş da bu alanda Kemal Kılıçdaroğlu gibi Cemaat’in izinden gidiyor.
DEMİRTAŞ’IN IŞİD YALANLARI
Bu durum şu soruyu akla getiriyor; Cemaat, çözüm sürecinde başka ne kadar zorluk çıkarabilirdi? Demirtaş’ın içeriden çıkardığı zorluk, Cemaat’in bugüne kadar yaptıklarından daha az mı tehlikeli? Kürt siyasetinin başındaki isim olmasına karşın Demirtaş, yeniden rayına sokulmaya çalışılan çözüm sürecini IŞİD iddialarıyla neden açmaza sürüklüyor? Öcalan’ın “Barış ve çözüm taslağı”nı örgüte sunduğu günde Demirtaş neden IŞİD iddialarını dolaşıma sokma gereği duydu? Düşen gerilimi tırmandırmak için mi? Daha baştan “Bu hükümetle olmaz” dedirtmek için mi? Öcalan’ın “barış ve çözüm planını” boşa çıkarmak için mi?
Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğine dair bugüne kadar yüzlerce haber, fotoğraf ve video paylaşıldı veya ortaya atıldı; ama bunlardan biri bile gerçek olsaydı, yüzlercesine hiç gerek kalmazdı. Demirtaş’ın IŞİD’li suçlamaları da öyle; ortaya attığı yüzlerce iddiadan bir tanesi bile doğru olsaydı, biz bugün Demirtaş’ın o “doğrusu”nu konuşuyor olurduk,
yalanlarını değil.