İşte sözde özgürlükçü ve demokratik Almanya: Başbakan’ın mitingi öncesi salonu sigortalayan acente sahibinin sabaha karşı yetkisi iptal edildi. Dışişleri Bakanı’nın mitingi öncesi de etkinliğe salon veren işadamının ruhsatı elinden alındı. Almanya’daki faşist zihniyeti AK Partili Eker anlattı: Başbakan’ın 17 Şubat’taki mitingi öncesi tam bir kâbus yaşadık. Salon için sigorta istediler hiçbir acente sigorta yapmadı. Zar zor birini bulduk. Onun da ruhsatını iptal ettiler.
Almanya’da Türk bakanların programlarını önlemeye yönelik akıl almaz yasaklar Nazi dönemindeki uygulamaları aratmıyor. Etkinlikler için salon sağlayan ya da Türkler lehine yasal prosedürü yerine getirip kolaylık sağlayanlar tek tek cezalandırılıyor. Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun programı öncesinde etkinliğe salonunu kiralayan işadamının ruhsatının iptal edildiği ortaya çıktı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mehdi Eker, Almanya’nın AB değerleri ile çelişen uygulamalarını örneklerle SABAH’a anlattı. Almanya’da bazı politikacıların açık bir şekilde ‘hayır’ın tarafı olarak hareket ettiklerini vurgulayan Eker, “Evet’le ilgili olacağını düşündükleri bütün etkinliklere saldırıyorlar. ‘Hayır’ kampanyalarına kolaylık gösteriyorlar. Örneğin Abdüllatif Şener CHP’lilerle Hollanda’da etkinlik düzenliyor. Buna kimse bir şey demiyor” diye konuştu. Eker, Başbakan Yıldırım’ın 17 Şubat Almanya programı öncesi yaşanan zulmü şu sözlerle anlattı:
“İki gün önceden Oberhausen’a gittim. 8 bin kişilik bir salon için müracaat edildi. İtfaiyeden izin isteyeceksiniz denildi. Onlar sigorta yaptıracaksınız dediler. Sigorta şirketleri Başbakan geliyor bu siyasi program, kültürel program diye müracaat edildiği için yapmayız dediler. Alman bir çifte sigortayı yaptırdık. Gecenin bir yarısı salon görevlileri kefalet, garanti yazıları istiyor. Hem başkonsolosluk hem kiralayan firmadan garanti verildi. Gece yarısını buldu. Salon hazırlanmaya başladı. Sabah bir telefon geldi. 05.00’te acentenin yetkisini iptal etmişler. Salon süsleniyor polisler geldi ‘Bayrakları ve pankartları toplayın’ dediler. Efendim içinde yanıcı madde varmış… Biz de gideriz şahsa ait düğün salonu, otelde vatandaşlarla toplanır demokratik haklarımızı kullanırız.”
(Das nennt man nazi grausamkeit *Bunun adı nazi zulmü)
-SABAH-