Yolsuzluk soruşturması adı altında hükümete karşı psikolojik harp operasyonu başlatan yapılanmanın, İstanbul Adliyesi’ni de yasadışı dinlediği ileri sürüldü. 14 ay süren soruşturmanın sızmaması ve Adliye’de baskı kurmak için dinlenen hakim ve savcılar tedirgin. Bazı hakimlerin görüşmelerinde telefonlarını kapattığı öğrenildi.
Hükümeti hedef alan İstanbul merkezli yolsuzluk operasyonunun İstanbul Adliyesi’nden sızmaması ve soruşturmadan diğer savcıların ve hakimlerin haberi olup olmadığını tesbit etmek için adliyenin yasadışı dinlendiği ileri sürüldü. 14 aydır sürdüğü iddia edilen operasyon sürecince soruşturmayla ilgisi olmayan adliyedeki hakim ve savcıların telefonlarının dinlenerek baskı altına alındığı iddia edildi. Soruşturmayla ilgili duyumları olan birçok hakim ve savcının uzun süredir adliyede telefon kullanmaktan kaçındığı öğrenildi. Savcılığın Erdoğan’ın dershane konusunda geri adım atılmayacağını açıkladığı günden bir gün sonra savcılığın 2 Aralık’ta birbiriyle ilgisi olmayan üç ayrı soruşturmayı biraraya getirerek gözaltı ve operasyon kararı verdiği öğrenildi.
BAŞKA BİR AMAÇ MI VAR?
Operasyonu yürüten savcıların İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na bilgi vermemeleri, operasyonla ilgili bilgilerin UYAP sisteminden saklanması, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize İşler Şube Müdürlüğü’ndeki yürütülen çalışmalardan konuyla ilgili şube müdürlerinin yanısıra emniyet müdür yardımcıları ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın haberinin olmadığının ortaya çıkması, gizliliğin amacının sadece soruşturmayı korumak olmadığını ortaya koyuyor. İstanbul’da yüzlerce polisle yapılan operasyondan, şehrin güvenliğinden sorumlu İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun bile haberdar edilmemesi skandal olarak yorumlandı.
‘UYGUN HAKİM’ BEKLENDİ
Operasyonla ilgili ortaya çıkan bilgiler, gözaltı kararlarının çıkarılması için uygun hâkimin nöbetçi olmasının beklendiği yönündeki iddiaları da güçlendirdi. Gözaltı kararı verecek 18. Sulh Ceza Mahkemesi hâkiminin nöbetçi olduğu pazartesi günü savcılık, gözaltı kararları için başvurdu. Gözaltı kararlarının çıkarılmasının ardından önceki gün operasyonun düğmesine basıldığı iddia edilmişti. Soruşturmalar ‘örgütlü suç’ kapsamında olduğu için 4 gün olan gözaltı süresi uzatılarak, şüphelilerin tutuklama kararı verecek mahkemeye sevk edilmesinin planlandığı ortaya çıktı.
‘ADLİYEYİ DİNLEDİLER’ İDDİASI
Operasyonla ilgili en çarpıcı iddialardan birisi ise Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin tüm telefonlarının dinlenildiği iddiası. Yaklaşık 1 yıldır adliyede görev yapan savcı ve hakimlerin kendi aralarında konuşurken cep telefonlarını kapattıkları belirtildi. Soruşturmanın içeriğinden haberdar olmayan ancak büyük bir soruşturmanın yürütüldüğü hissettirilen hakim ve savcıların baskı altında çalıştıkları kaydedildi.
Dersane resti ile düğmeye basıldı
Yaklaşık 14 aydır yürütülen soruşturmada operasyon kararının 2 Aralık günü alındığı öğrenildi. Aradan geçen 15 günlük sürede ise baskınlara ilişkin hazırlıklar yürütüldü. 2 Aralık 2013 günü, Türkiye için dershane tartışmalarının dönüm noktasıydı. 28 Kasım’da Taraf gazetesi MGK belgesini yayınlamış, ertesi akşam Fethullah Gülen ‘kolum kanadım kırıldı’ açıklaması yapmış, bu açıklama 1 Aralık’ta Zaman’da yayınlanmıştı. Aynı gün Başbakan Erdoğan da dershanelerle ilgili kesinlikle geri adım atılmayacağını ilan etmişti. Aynı günün ertesinde operasyon için düğmeye basıldı. Üç ayrı dosya birleştirilerek yapılan baskınların zamanlaması dikkat çekti. (YENİ ŞAFAK)