Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbe teşebbüsü başarılı olsaydı bugün demokrasi ve özgürlük havarisi kesilen uluslararası medya, kamerasını, kalemini darbeyi meşrulaştırmak için seferber edecekti.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen TRT World tanıtım gecesine katıldı. Türkiye’nin etrafında yaşanan olaylara sırtını dönmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Türkiye 2002’den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakinde olarak şekillendiriyor, adımlarını da bu çerçevede atıyor” ifadesini kullandı.
“BİZİ BİZ KILAN İNSANİ VE VİCDANİ DEĞERLERDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK”
“Şüphesiz ülkemizin son 14 yılda yaşadığı sessiz devrimin en görünür olduğu alanların başında dış politika geliyor” diyen Erdoğan, “Burada şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasavvurunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir. Bugün Türk dış politikasının ana ekseni insani değerler bunun yanında milli çıkarların tam uyumu üzerine kuruludur. Ne ülkemizin menfaatlerinden ne de bizi biz kılan insani ve vicdani değerlerden asla taviz vermedik, vermiyoruz, vermeyeceğiz. Hakkı ve adaleti merkeze alan bir anlayışla küresel ve bölgesel meselelerin çözümüne müspet katkılarda bulunuyoruz. Mazlumun ve mağdurun inancına, kökenine, rengine bakmadığımız gibi zalimin de kimliğini dikkate almıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“SOMALİ’NİN AÇLIK SORUNU ÇÖZÜLMEDEN AVRUPA’NIN REFAH İÇİNDE YAŞAYAMAYACAĞINI BİLİYORUZ”
Bölge huzura ermeden Türkiye’nin de huzura ermeyeceğini bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın bir tarafı kan revan içindeyken küresel barış iddiasının ancak bir ham hayal olduğunun farkındayız. Somali’nin açlık sorunu çözülmeden, Orta Afrika’da iç savaş bitmeden, Asya’da istikrar sağlanmadan, Avrupa’nın refah içinde yaşayamayacağını gayet iyi biliyoruz, görüyoruz. Kendimizi aldatmayalım. Medeniyetler arası çatışma teorilerinin tedavüle sürüldüğü 11 Eylül sonrasının kesif atmosferinde BM çatısı altında İspanya’yla başlattığımız ‘Medeniyetler İttifakı’ girişiminin arkasındaki sebep işte budur. Aynı şekilde Finlandiya’yla eş başkanlığını yaptığımız ‘Barış İçin Ara Buluculuk’ girişiminin gerisinde de bu anlayış vardır. Suriye’den Irak’a, Libya’dan Yemen’e kadar sulhun, barışın, istikrarın hakim olması, kardeşlerimizin sükun bulması için gece gündüz gayret göstermemizin gayesi de budur” şeklinde konuştu.
“ÜÇ MAYMUNU OYNADILAR ÇÜNKÜ CİBİLİYETLERİNDE O VAR”
Yapılanlar kadar, yapılanların hakkıyla anlatılmasının da önemli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bu konuda uzun yıllardan beri sıkıntı yaşandığını belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’nin uluslararası alandaki başarıları, ülke içinde yaşadığı büyük değişim ne yazık ki dışarıya yeterince anlatılamıyor. Hatta çoğu zaman başarılarımız yok sayılıyor. Ülkemizde meydana gelen hadiseler tamamen çarpıtılarak, olduğundan farklı bir şekilde gösteriliyor. Medya organları vasıtasıyla oluşturulan algı hakikatin önüne geçiyor. Son üç yılda Türkiye’nin yaşadığı birçok olayda bu acı gerçeği defaatle tecrübe ettik. Gezi olayları sırasında uluslararası basın-yayın kuruluşlarının nasıl bir dil kullandığını adeta olayları provoke etmek için nasıl yanlı davrandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Küresel medya kuruluşları İstanbul’da ve Ankara’da sokakları yağmalayan önlerine gelen her şeyi yakıp-yıkan, molotof ve hatta silahla polisimize saldıran işte son olarak Kaymakamımızı Derik’te şehit eden vandalların, alçakların kahramanlaştırılması başta olmak üzere ne kadar ilkesizlik varsa yapmaktan çekinmediler. Ama benzer olaylar birkaç ay sonra Almanya’da, Fransa’da, Amerika’da olunca hepsi de üç maymunu oynadılar çünkü cibilliyetlerinde o var. Alman veya Amerikan polisinin göstericileri yerlerde sürüklemesi taşkınlıklara en sert şekilde müdahale etmesi hiçbir zaman polis şiddeti olarak tanımlanmadı. Sokakları işgal edenlere cici ve zeki çocuklar güzellemesi de yapılmadı. Olaylar kesintisiz bir şekilde canlı olarak da verilmedi.”
“BU MİLLET KENDİ KADERİNİ TAYİN ETME İKTİDARINA SAHİPTİR BU BÖYLE BİLİNSİN”
15 Temmuz Darbe Girişimi’nde ve sonrasında yaşananların Türkiye’ye yönelik uygulanan çifte standardın ayyuka çıktığı en çarpıcı örnek olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte gördüklerimiz, okuduklarımız, izlediklerimiz bize kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Yıllardır her fırsatta bize demokrasi ve özgürlük dersi verenler yediden yetmişe milletimizin tamamının seferber olduğu, 248 şehit, 2 bin 193 gazi pahasına yazdığı demokrasi destanını adeta görmezden geldiler. Diyorum ki kimse bize parmak sallamasın, kimse bize el kol hareketi yapmasın. Bu millet kendi kaderini tayin etme iktidarına sahiptir bu böyle bilinsin” diye konuştu.
“HAZIRLANAN MANŞETLER BOŞA GİTTİ”
PKK ve FETÖ sempatizanlığının Batı medyasında yükseldiğine dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
“İstiklallerine, istikballerine canları pahasına sahip çıkan bir milleti koyun diyerek, vahşi sürüler diyerek aşağılamaya cüret eden sözde gazeteciler gördük.”
Son dört ayda her türlü ilkesizliği, riyakarlığı ve ahlaksızlığı görüp yaşadıklarını kaydeden Erdoğan, “Şayet o gece darbe teşebbüsü başarılı olsaydı, bugün demokrasi ve özgürlük havarisi medya, kamerasını, kalemini darbeyi meşrulaştırmak için seferber edecekti. Bugün bizi basın özgürlüğü üzerinden eleştirenler, terör yardakçılarını bağırlarına basanlar böyle bir durumda ekranlarını ve sayfalarını cuntacıların emrine vereceklerdi. Geçmişte bunu yaptılar zaten. Tıpkı Mısır’da olduğu gibi eli kanlı, darbeci katiller demokrasi kahramanı gibi yansıtılacaktı. Ama başarılı olamadılar. Hazırlanan manşetler boşa gitti. Manşetler hazırdı ama hepsi boşa gitti. Darbeyi meşrulaştırmaya yönelik tüm argümanlar çöktü. O gece uluslararası medyada ve aynı zihniyette yayın yapan ülkemiz televizyonlarındaki bazı gazetecilerin yüzlerini bir hatırlayın hepsi de darbenin başarısız olmasının getirdiği derin bir hayal kırıklığı ve hatta kızgınlık içindeydi.”