15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiği gün, Fetullah Gülen’e sürekli övgüler dizen, “Ilımlı İslam” teorisyenlerinden CIA ajanı Henri Barkey’in İstanbul’da bazı isimlerle toplantı yaptığı ortaya çıktı.
Soner Yalçın konuyu gündeme getirerek “darbe gecesi İstanbul Büyükada Splendid Palace’da konuktu. Niye acaba?” diye sormuştu.
Odatv, Henri Barkey’in İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantıya tanıklık eden isimlerden biri ile konuştu.
Toplantıya tanıklık eden o ismin aktardığına göre, 7-8 kişilik bu grup darbe gecesi Henri Barkey ile toplantı halindeydi.
U şeklinde bir masada her katılımcının adı yazılıydı. Masanın ortasında ise Henri Barkey’e yer ayrılmıştı.
Peki toplantıya kimler katıldı?
Toplantıya katılan isimler arasında, Uluslararası Kriz Grubu’nun İran uzmanı olan Ali Vaiz bulunuyor. Bir diğer isim Mısırlı araştırmacı Ahmed Morsy.
Türkiye’den ise Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Orsam Ortadoğu Uzmanı Bayram Sinkaya ve dış politika, diplomasi alanının uzman isimlerinden biri olan Karar gazetesi yazarı Prof. Dr. Mensur Akgün…
Toplantıda ne konuşulduğu şimdilik bilinmiyor.
Ancak Mensur Akgün’ün darbe gecesi yapılan toplantının ardından kaleme aldığı yazılar bize ipuçları veriyor.
Karar gazetesindeki köşesinde darbeden iki gün sonra, yani 17 Temmuz’daki yazısında Mensur Akgün, “darbenin ardında başka devletler de olabilir ama iktidar elinde somut delil olmadan kimseyi suçlamamalıdır” diye yazdı. Hatırlanacağı gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Bu darbenin arkasında Amerika vardır” demişti.
Akgün 20 Temmuz’da kaleme aldığı yazısında ise “Bazılarımız hafife alsa da Türkiye’nin AB ve ABD ile olan ilişkileri önemlidir” dedi. AB ve ABD’nin AKP iktidarından özellikle son dönemde mutlu olmadığını, hatta darbeyi bir şekilde desteklemiş bile olabileceklerini bile söyleyen Akgün devamında ise adeta Türkiye’ye “tehdit” gibi bir uyarıda bulunda ve “Unutmayalım ki ABD’nin elindeki tek imkan Türkiye’de darbe yapmak ya da yapılmasına destek vermek değildir” diye yazdı.
bu adam ılılmlı islam denen cıa in islam dünyasını kontrol altına alma casusluk projesinin yaratıcılarındandır.. fetö ile islam dünyasını, opus dei ile avrupa katolik dünyasını, moon tarikatıyla da budist dünyayı kontrol altında tutarak bu örgütler üzerinde tüm dünyayı yönetebiliyor, ülke siyasetlerine yön veriyorlar aynen fetönün türkiyede yaptığı gibi opus dei de fransada ingilterede medya, siyaset, sermay, stk, yargıdaki adamlarıyla o ülkeleri yönetiyor kontrol ediyor ve bu üç yapıda cıa ya bağlı tek merkesden yönetiliyor..
devlet yetkilileri bu adamı çok ama çok ciddiye alsınlar bu adam sadece fetö ve ılımlı islam değil, pkk ve daeşin türkiyedeki tüm eylemlerinin koardinatörü neoconların türkiye masası sorumlusudur kendini siyonizme adamış bir cellattır.. bu adam 7 haziran öncesi hdp projesinin bu projenin meclise girmesi için fetönün yardımıyla hdp mitinglerinde daeş bombaları patlatılması ve meclise sokulmasının, 7 haziran sonrası chp ile koalisyona zorlamak için yapılan tüm daeş bombalamalarının ve pkk saldırılarının sorumlusudur bu adamın türkiyede son 3 yıllık faaliyetleri araştırılsın bu adamın fetö taşeronluğuyla pkk ve daeş hücrelerini nasıl harekete geçirdiği, hangi siyasilerin, gazeteci, akademisyenlerin, sermaye sahiplerinin bu tezgahın içinde oldukları çözülürse bu ülkede ne daeş ne pkk diye derdimiz kalmaz