Paralel Devlet Yapılanması’nın Tahşiye Grubu’na kumpas kurduğu iddiasıyla açılan davada sanık olan Bayram Özbek’in, Danıştay’a saldırı döneminde Elazığ Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdür Yardımcısı olduğu, Danıştay sanığı Alparslan Arslan’ın ailesinin yaşadığı evde arama dahi yaptırmadığı tespit edildi. Aynı zamanda hüsn-i hat ve kaligrafi çalışmalarıyla bilinen Bayram Özbek’in, Danıştay saldırısının ardından Alparslan Arslan’ın ailesine, iç yüzeyinde “Bu da geçer ya hu”, arkasında ise “Bayram’dan sevgilerle” kaligrafik yazıları bulunan bir çini tabak hediye ettiği belirlendi.
Paralel Devlet Yapılanması’nın (PDY) Tahşiyecilere kumpas kurduğu iddiasıyla açılan davada sanık olan polis amiri Bayram Özbek’in, 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşen ve Danıştay İkinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in öldüğü Danıştay saldırısında büyük ihmalinin olduğu ortaya çıktı. Danıştay saldırısının gerçekleştiği dönemde Elazığ Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdür Yardımcısı olan Bayram Özbek’in, Danıştay sanığı Alparslan Arslan’ın ailesinin yaşadığı evde arama yaptırmadığı öğrenildi. Aynı zamanda hüsn-i hat ve kaligrafi çalışmalarıyla bilinen Bayram Özbek’in, Danıştay saldırısının ardından Alparslan Arslan’ın ailesine, iç yüzeyinde “Bu da geçer ya hu”, arkasında ise “Bayram’dan sevgilerle” kaligrafik yazıları bulunan bir çini tabak hediye ettiği belirlendi.
İDRİS ARSLAN VE HATİCE ARSLAN’I İFADEYE GÖTÜREN O!
Özbek’in; Elazığ’da yaşayan Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan ve Hatice Arslan’ı Ankara’ya ifade için götürdüğü de tespit edildi. İdris Arslan, Danıştay saldırısından 3 gün sonra (20 Mayıs 2006 tarihinde) Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde ifade verdi. İdris Arslan, saldırıya ilişkin Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’in ismini verdi. Bayram Özbek’in, söz konusu isimleri söylemesi için İdris Arslan’a baskı yaptığı iddia ediliyor.
TAHŞİYE GRUBUNU HEDEF ALAN DİYALOGLARIN YAZARI
Bayram Özbek, aralarında Mehmet Doğan ve Mustafa Kaplan’ın da bulunduğu ve kamuoyunda “Tahşiye” olarak bilinen gruba kumpas kurmakla suçlanıyor. Bayram Özbek, polis amiri olduğu dönemde paralel devlet yapılanmasının yayın organı olan Samanyolu Televizyonu’nda yayınlanan “Tek Türkiye” adlı dizide yer alan “Karanlık Kurul” sahnesinin diyalog yazarlığını yapmış.
6 Nisan 2009 tarihinde Fetullah Gülen’in herkul.org adresli internet sitesinde Tahşiyeciler isimli grubu hedef göstermesi, 8 Nisan 2009 tarihinde Zaman gazetesinde Fetullah Gülen’in açıklamalarının haber olmasının ardından Samanyolu Televizyonu devreye girmiş, “Tek Türkiye” dizinde Tahşiyecileri hedef alan diyaloglar yayımlanmış, “Karanlık Kurul” sahnesinde yer alan ve Tahşiye Grubu’nu “karanlık örgüt” olarak suçlayan ifadeleri Bayram Özbek yazmıştı.
Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu’nun hedef gösteren haberlerinin ardından İstanbul İstihbarattan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, Tahşiye grubunun üyelerini sahte dinleme ve teknik takip kararı almış, aralarında Mehmet Doğan ve Mustafa Kaplan’ın da bulunduğu 11 kişi kumpasla 17 ay tutuklu kalmıştı.
ÇEV’DE NUH METE YÜKSEL’İN KASETİ BULUNDU, GÜLEN’İN DAVASI DÜŞTÜ!
Bayram Özbek, FETÖ/Paralel devlet yapılanmasının lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Fetullah Gülen hakkında dava açan ve o dönemde Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı olan Nuh Mete Yüksel’e kumpas kurmakla suçlanıyor.
Hrant Dink davasında tutuklu yargılanan Ramazan Akyürek’in İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olduğu dönemde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli Komiser Yardımcısı Bayram Özbek’in Çağdaş Eğitim Vakfı’na (ÇEV) sızdığı ve Nuh Mete Yüksel’in kasetinin 3 Haziran 2002 tarihinde ÇEV’e yapılan baskında ele geçirildiği belirlendi.
GÜLEN DAVASINDA ‘ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAA’ İSTENDİ, KASET YAYINLANDI
Nuh Mete Yüksel’in kasetinin bir örneğinin 2002 Haziran’ında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak’a verildiği, Harun Tokak’ın da söz konusu kaseti Nuh Mete Yüksel’i tehdit etmek için kullandığı tespit edildi.
Ankara DGM’nin; 21 Ekim 2002 tarihli duruşmada; Nuh Mete Yüksel’e, Fetullah Gülen davasında ‘esas hakkındaki mütalaasını’ sunması için karar verdikten bir gün sonra Nuh Mete Yüksel’in kasetinin Hürriyet gazetesinde sürmanşet olduğu bildirildi. Hakimler ve Savcılar Yüksel Kurulu (HSYK), aynı gün Nuh Mete Yüksel’i görevden aldı.
ÖZBEK, SAHTE İSİMLE ÇEV’E SIZDI
Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli komiser yardımcısı Bayram Özbek’in kendisini Hayri Canöz ismiyle tanıtarak vakıfta çalıştığını açıklamıştı.
Yaşer, Cemaat’in 1998 yılından itibaren vakfa yönelik başlattığı saldırılar için dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın yanına gittiklerini anlatmıştı. Sadettin Tantan’ın, ÇEV`e yapılan saldırılar için ne yapılması gerektiğini sorduklarında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yönlendirdiğini kaydeden Yaşer, “Bu toplantıdan 15-20 gün sonra, 68’liler Birliği Vakfı’nın o dönemki Başkanı Haşmet Atahan ile birlikte adının Hayri Canöz (Bayram Özbek) olduğunu söyleyen bir polis vakfa geldi.” demişti.
Hayri Canöz’ün (Bayram Özbek), Fetullah’ın Türkiye’yi ele geçirdiğini, İstanbul Emniyeti’ndeki tüm idarecilerin cemaatçi olduğunu, kendisinin ÇEV’e yapılan saldırıları bildiğini ve vakıf yöneticilerine yardım etmek üzere geldiğini söylediğini ifade eden Gülseven Yaşer, “Işık TV televizyon kanalında 4 Mayıs 2002 tarihinde kendisinin kaydettiği gizli çekimler yayınlanana kadar, bir yıl kadar vakfa gelip gitti ve sözde tavsiyelerde bulundu. Kendisini Alevi olarak tanıtan bu polis, ÇEV hakkında yazılan ve daha sonraki tarihlerde alenileşen bazı yazıları, belgeleri bize getirerek güven sağladı. Yeni doğan çocuğu olduğunu, vakfa yardımlarını Cemaat öğrenirse kendisini mahvedeceklerini söyleyerek, vakfın seminer, toplantı gibi faaliyetlerinde bizzat çalıştı.” demişti.
GÜLEN ALEYHİNDE TANIKLIK YAPAN KİŞİLERİ SUSTURDU
Gülseven Yaşer; Bayram Özbek’in, Fetullah Gülen’in yargılandığı Ankara 2 No’lu DGM’nin 2000/124 esas sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen ve Fetullah Gülen’e yakın eğitim kurumlarında yaşamış olan Serhat Özkan, Eyüp Kayar ve annesi Arife Kayar`a yardım edeceğini söyleyerek onlarla temasa başladığını, tanıkları korkutarak şikâyetlerini geri aldırdığını öğrendiklerini ifade etmişti.
Yaşer, “Bize sahte kimlikle başvurmuştu ve asıl adı Bayram Özbek’ti. Bayram Özbek`in vakfa gizlice koyduğu ve suç unsuru olabilecek belgeler, birer birer ortaya çıkmaya başladı. Ben kendi adıma, bir emniyet mensubuna güvendiğim için kendimi hala suçluyorum. Terör Şubesi’nde çalışan polisler, Cumhuriyet’i ve Cumhuriyet değerlerini korumaları gerekirken, bu değerleri korumak adına gönüllü olarak çalışan bizlere komplo hazırladılar ve her türlü hile, entrika, iftira ile insanların yaşamlarını yok edebileceklerini gösterdiler” demişti.
YÜKSEL’İN “FETULLAHÇI YAPILANMA” SORUŞTURMASINDA İSMİ GEÇİYOR
Bayram Özbek’in ismi, 2000’li yıllarında başlatılan “Emniyette Fetullahçı yapılanma” soruşturmasında da gündeme gelmişti.
Nuh Mete Yüksel, 2002 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Bayram Özbek’in, Çağdaş Eğitim Vakfı yöneticileri ile amirlerinin haberi olmadan ‘’Hayri Canöz’’ takma adıyla irtibat kurduğunu ve vakıfta ele geçtiği bildirilen kasetleri hazırladığını belirterek, polis memurunun bu yüzden açığa alındığını ve hakkında soruşturma yapıldığını bildirmişti.
Bayram Özbek, 17-25 Aralık darbe soruşturması öncesinde İstanbul Kemalettin Eröge Polis Eğitim Merkezi’nde görev yapıyordu.
(KENAN KIRAN/ZAMAN)