Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas, cennet, cehennem ve kıyamet türlerinden bahsederek, daha önce hiç kullanılmamış olan “Dabbetül-Pennsylvania” kavramını kullanarak Dabbetül-arz’a benzetti.
İşte Barlas’ın yazısı:
Yıllar önce bir yazımda “Cennet de cehennem de dünyadadır” diye yazdığım için bir sayın okurum tepki göstermiş ve “Siz asıl cehennemi görseydiniz, böyle yazamazdınız” içerikli bir mesaj göndermişti bana…
Doğrudur…
Cenneti ve cehennemi görmek yaşayanlardan hiç kimseye nasip olmadığı için, bu tür mecazi ifadelerle olayı anlatmaya çalışırız… Aynı şekilde “Cehennem azabı” gibi kavramları da, yaşanırken çekilen eziyetlerin çapını vurgulamak için kullanmaz mıyız?
EZİYET ÇEKMEYE BAŞLADILAR
Ne dolaplar çevirdikleri ve kimlere ne cehennem azapları çektirdikleri yeniyeni anlaşılanların içinde bulundukları ruh haletini anlatmak için, galiba dünyevi kavramlara başvurmamız daha doğru olacak… Çünkü hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı apaçık ortada…
Dini cemaat görüntüsü arkasındaki ayıplı ve karanlık siyasal örgütlenmenin ve eylemlerin sorumluları, bu dünyada mutlaka hesap verecekler.
Onların ruh haletini Montaigne’nin “Denemeler”indeki şu anlatımın yardımı ile belki anlayabiliriz:
– Kişi ileride eziyet çekeceği için korkuyorsa, şu anda korkusundan ötürü eziyet çekmeye başlamış demektir. Korkuları eziyete dönüşmüş olanların eski alışkanlıkları ile rüyalarında Peygamber’i daha sık görmeye başlamaları, tweetleri beş katına çıkartmaları ve düzmece kaset üretimine devam ederlerken, 30 Mart yerel seçimlerinin muhtemelen AK Parti’nin zaferi ile sonuçlanacak olmasını da “Kıyamet alameti” sunmaları beklenebilir.
Kısacası cennete ve cehenneme dayalı mecazi anlatımlar yaparken, bu arada “Kıyamet” kavramının da dünyevi yorumlara konu edileceğini hesaba almamız gerekiyor.
ÇEŞİTLİ KIYAMETLER
Dr. Ahmet Emin Seyhan’ın “Hadislerde Kıyamet Alametleri” kitabına göre “Allah’tan başka kimsenin bilmeyeceği, ansızın gelecek olan kıyametin ise Peygambere de bildirilmediği Kur’ân-ı Kerim’de vurgulanmaktadır.” Ancak bazı ayetlere dayanılarak ve birbirleri ile çelişkili rivayetler kullanılarak, “Zorlama yorumlar” yapılmıştır. Dr. Seyhan kitabında bu şekilde üretilen zorlama yorumlara dayalı “Kıyamet alametleri”nin 219 tanesini ele alıp, irdelemişti.
Diyanet İşleri eski Başkanı ilahiyatçı Prof. Dr. Süleyman Ateş de “Ragıb el-Isfahani”ye atıfta bulunarak, “Üç türlü kıyamet”in var olabileceğini yazmıştı…
DABBETÜL-PENNSYLVANIA
Bunlar da şöyle sıralanıyordu: Küçük Kıyamet: Bireyin ölümü, kişisel kıyamet./ Orta Kıyamet: Bir neslin yok olması, toplumsal kıyamet./ Büyük Kıyamet: Kozmik veya küresel kıyametlerdi.
Düzmece kasetlerinde “Bina ile zina arttı” diyerek kıyametin haberciliğini yapan ve şimdi kendilerinden hesap sorulacağı anlaşıldığı için eziyet çekmekte olan “Paralelciler”i, üç çeşit kıyametten hangisi bekliyor acaba? Bu arada bunların “Dabbetül-arz” (yerden çıkan canlı) değil “Dabbetül-Pennsylvania” olduklarını da unutmayalım.
DÜNYA CENNETE GÖRE CEHENNEMDİR!
DÜNYA CEHENNEME GÖRE DE CENNETTİR!