MEDYAGUNDEM.COM- Erdoğan’ı devirme ittifakının medyadaki uzantıları tüm pervasızlıklarıyla kalemşörlük yapmaya devam ediyorlar.
Düne kadar her türlü laneti okudukları cemaatten artık “hizmet” diye bahsediyor ve “Gülen hareketine gönül veren masum bürokratlar” ifadelerini kullanarak, devlet içindeki illegal çeteyi bile meşrulaştırıyorlar…
Öyle derin bir Tayyip Erdoğan düşmanlığı var ki cemaatin emniyet ve yargı açığı apaçık ortaya çıkmasına rağmen meşru bir hükümetin onlarla mücadelesine destek veremiyorlar. Sonra da hak, hukuk ve adalet kavramlarını ağzına alarak kirletiyorlar…
İşte Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş. Mrs. Aslı. Kod adı “Amerikalı”.
Bugünkü yazısında şöyle yazmış:
“Yine de Tayyip Erdoğan, muhtemelen Gülen cemaatiyle girdiği kavgayı, devletin yaptırım gücünü kullanarak kazanacak. Hizmet hareketini ikinci bir 28 Şubat dönemi bekliyor. Buldozer gibi, önce devlet içinde cemaate yakın isimleri, sonra sermaye yapısını, ardından mevcut kavgada kendi yanında yer almayan herkesi ezip geçecek… Ama ardından kurulan rejim de demokrasi değil ‘Tayyip Erdoğan Rejimi’ olacak. Hep söyledim. İktidarın ‘paralel devlet’ iddialarını yadsımıyorum. Bizler zaten uzun zamandır bazı davalardaki tertiplerden yakınıyor, hatta bas bas bağırıyorduk. İddialar araştırılmalı, MİT devrede olmalı, ancak bu yapılırken de Fethullah Gülen hareketine gönül veren masum bürokratlar ile ‘cunta’ dedikleriniz arasında mutlak ayrım yapılmalı. Yoksa 28 Şubat’tan ne farkınız kalır? Zaten bana sorarsanız her durumda bu kavganın ardından demokratik bir düzen kurulma ihtimali yok.”
UTANIN BE
Bu satırları yazan kişi, devletin içinde paralel bir devlet çetesi kuranları, illegal yapıyı meşrulaştırıyor, bunda büyük bir demokrasi sorunu görmüyor, devlet içindeki çeteyle mücadele edecek olan sivil siyaseti “şeytanlaştırıyor.”
Bu kadar da olmaz gerçekten…
Cemaat medyasının neden Aydıntaşbaş’ı bu kadar niye sevdiğinin ve son dönemde niye manşetlerine çektiklerinin sırrı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Sivil darbeden medet umup bir de ağızlarına “demokrasi”yi almıyorlar mı?
Utanmaları da yok gerçekten…