“Kemalizm’de Kadın” yazısı ile dikkat çeken Özlem Albayrak A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu Jurnal programında çarpıcı değerlendirmeler ve tespitler yaptı. Albayrak “Cumhuriyet kadınlık kimliğini silmiştir” dedi.
“CUMHURİYET REJİMİ DİNİ VE ETNİK KİMLİKLERİ SİLDİĞİ KADAR KADINLIK KİMLİĞİNİ SİLDİ”
Bu toplumun yüzde 50’si kadın, bu kadınların yüzde 60’tan fazlasını örtülü olduğunu biliyoruz, genel olarak topluma baktığımızda kadın temsili adına sesi çıkanlar bu yüzde 60 içinde değil, daha çok geri kalan, diğer rakamdaki kadınların yönlendirme bağlamında sesi daha çıkabilir durumda potansiyel olarak. Yasaklarla ilgili bir kadın paydasından duygu geliştirmiş olsalardı bu başörtülü avukat sorunu çoktan çözülürdü. İslam’da kadının yerini yıllarca tartıştık, Kemalist felsefede kadının yeri nedir buna bakmak gerek diyor, bana yazıdan sonra sen Atatürk Türkiye’sini istemiyor musun diye sordular. Bana rövanşist yazı yazıyorsun dediler. Benim tek amacım duruma bakmak ve yorumlamaktı.
Cumhuriyet rejimi ulus devlet kurma sürecindeyken tüm tanım altında tüm kimlikleri bir çatı altında topladı, diğer kimlikleri etkisizleştirici bir politikaydı bu. Irksal ve dini kimlikleri silindi ve şunu atlıyoruz, cinsiyet kimlikleri de silindi. Cumhuriyet rejimine göre kadın, iyi yurttaşlar yetiştiren anne ve kadın olarak görünürlük kazandı. Kadın özne olmadı ve ataerkillik modern bir şekilde yeniden üretildi.
“KEMALİZM ATAERKİLLİĞİ YENİDEN ÜRETTİ”
Kemalizm kadın sorunları ile ilgilenir gibi gözükür ama söz konusu olan rejim bekçiliği mi yoksa kadın problemleri mi diye sorulursa tercihini birincisinden yana kullanır. Başörtülü kadınların problemleri bir kadın sorunu olmasına karşın, Kemalist kadınların erkeklerden daha tepkisel tavır koymalarının sebebi cumhuriyetin vaaz ettiği kadın kimliğidir. Kemalizm ataerkilliği yeniden üretti. Kemalist kadınların kadın hakları konusunda şapkalarını önlerine koyup yeniden düşünmeleri lazım. Osmanlı dönemine kıyasla Cumhuriyet döneminde seçme ve seçilme hakkı, kamusal alanda var olma hakkı tanınmıştır, evet, bunu kabul ediyoruz ama Osmanlı’ya göre daha görünür olan kadın kamusal alanda cinsiyetsiz olarak var olmak durumunda kalmıştır. Osmanlı’da kamusal hayatta görünür olma problemi vardı. Feminist hareket 1910 – 1920 arası döneme ilk feminist dönem denir, ikinci feminist döneme gelebilmek için 1980’leri beklemek gerekir. Arada feminizm diye bir şey yok, çünkü yurttaşlık tanımı altında cinsiyetsizleştirilmiş bir kadın modeli vardır. Tartışmamız gereken şeyin de ben bu olduğunu düşünüyorum. İdealleştirilmiş bu kadın modelinde bir takım sorunlar olduğunu görmek gerekiyor diye düşünüyoruz. Makbul vatandaş tanımına giren kadınlar kamusal hayatta görünür olma hakkı almıştır, diğer kadınlar Cumhuriyet dönemi boyunca asla görünür olamamıştır. Görünür olma hakkını alan kadınların erkeklere verdiği destekle diğer kadınlar görünmez olabilmiştir. Makbul vatandaş tanımı içine giren kadına İslam hep öcü olarak gösterilmiştir. O öcü karşısında Kemalist kadın kadınlığını unutup rejimin askerine dönüştü.