Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dinlenme ihtimalini kabul etmesi ve tehlike olarak görmemesini, Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz tarafından ağır bir dille eleştirildi.
İşte Aköz’ün yazısı:
Evet, Cumhurbaşkanı’nın icraat yetkisi yok. O yetki Başbakan’da… Ama Cumhurbaşkanının öyle atama yetkileri var ki; say say bitmez… Çünkü 1982 Anayasası, Cumhurbaşkanı’nı devletin kilit taşı olarak kurgulamıştı.
Yani cumhurbaşkanlığı, sadece sembolik değil, yüksek bürokrasinin şekillenmesi açısından da fevkalade önemli.
Peki devletin üst kademesi dinlenirse ne olur? Basit ama renkli bir örnek vereyim:
Homeland adlı casusluk- terörizm dizisinde ilginç bir bölüm vardı. Teröristler, başkan yardımcısını, kalp pilini uzaktan kontrol ederek öldürüyorlardı. Bunu da çift taraflı ajanın, pilin seri numarasını öğrenmesini sağlayarak yapıyorlardı.
(Teknik olarak yanlış ama kurgu bu…)
“Adamın kalbinde pil olduğunu nereden biliyorsun” diye sorulduğunda… Olayı organize eden terörist, “New York Times’tan öğrendik” diyordu.
Paranoyaya kapılmaya gerek yok elbette. Ancak sıradan bir enformasyon parçacığı bazen kritik önemde olabiliyor.
Dolayısıyla meselenin kişisel kaygı ve korkularla bir alakası yok: Cumhurbaşkanı dinlenmemeli! Ne yapıp edip, buna engel olunmalı.
Cumhurbaşkanı aynı zamanda Başkomutan değil mi? Başkomutanın dinlenmesi nasıl olağan karşılanabilir? Hele Ortadoğu gibi bir bölgede!