Cumhurbaşkanı Janos Ader’in daveti üzerine Budapeşte’yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi temaslarına başlamadan önce kendisini takip eden basın mensuplarına gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Gül, özellikle onayı için Köşk’e gönderilen internet ve HSYK yasaları konusunda nasıl hareket edeceğinin de ipuçlarını verdi.
Sosyal medyada bir bumerang kampanyası var, internet ile ilgili mesajlarınızı herkese gönderiyorlar.
İnternet enformasyon teknolojisinin bir parçası. Dünyayı küreselleştiren, sınırları, gümrükleri anlamsız kılan şey. Kimse bunun dışında kalamaz, kalması da mümkün değil. Kalanlar ancak kontrollü, rejimleri belli olan ülkelerdir. Türkiye böyle bir ülke değil. İnternette her şeyin serbest olduğu bir ortam, hiçbir demokraside sözkonusu değil. Gerçek hayatta suç olan ne varsa internet ve sanal hayatta da suç odur. İnternette problem: faile ulaşmak çok zor. Bunları bir kurala bağlarken bir taraftan özgürlükler olacak, bir taraftan suçların işlenmesinin önüne geçilecek… Bunu yaparken ölçü kaçarsa o zaman sıkıntı ortaya çıkar.
BELLİ BİR ALGI OLUŞTU
Bizdeki yasaya gelirsek… Birkaç sıkıntılı nokta var. Bir yol bulmak için çalışıyoruz. Ama belli bir konjonktürde belli bir algılama öne çıkıyor. Bu yasa iki-üç sene önce çıksaydı algı böyle olmazdı. Hatta daha önce çıkan yasada çok daha ileri olumsuzluklar var, bunlara oybirliğiyle karar verilmiş. Bu yasada da sıkıntılı noktalar yanında, iyi noktalar da var ama konuşulmuyor. Bu hususlar eski yasada olsaydı, iki sene önce olsaydı milletvekillerine, bir genel başkana, bir sürü sıradan vatandaşa belki de o şantajlar yapılamazdı. Onlar da önlenebilirdi. Her şeyin başında insan onuru var. İnsanın onurunu koruyacak bazı güzel şeyler var ama bir-iki sorunlu nokta var; dönünce bakacağız.
SIKINTILARI İLETTİM
Son dönemde TBMM ile yasalar size gelmeden işbirliği yapan bir anlayışla hareket ettiniz. HSYK teklifi ile ilgili görüşlerinizi de iletmiştiniz. Son dönemde bu işbirliğinde bir sıkıntı var mı?
Genellikle yasalar TBMM’ye sevkedilir sevkedilmez çalışmaya başlıyoruz. Önerilerimizi.. Öneri diyorum çünkü Meclis’e karşı bir yaptırım gücüm olamaz. Önerilerimizi o safhada iletiyoruz. Bazen bunlar komisyonda ya da Genel Kurul’da dikkate alınıyor. Uyumun, bu anlamda koordineli bir çalışmanın değerli olduğunu görmek gerekir. Hakimler ve savcılarla ilgili de bu yasa ilk Meclis’e verildiğinde komisyondan aldık. Üzerine çalıştık, bizim açımızdan 15’e yakın sıkıntılı nokta vardı. Önerilerimizi yaptık, sayın bakanı da çağırdım. Komisyondan, Genel Kurul’dan geçerken yeni değişiklikler yapıldı. Dönünce inceleyeceğiz.
KENDİMİ AYM YERİNE KOYAMAM
İnternet yasasında iki sorun var demiştiniz…
En önemlisi trafik. Detaya girmeyelim artık. Söyledim iki sıkıntı var. HSYK ile ilgili sıkıntılı noktaları söyledim. Herhalde bunlar dikkate alınmıştır. Neticede Genel Kurul’dan ne çıktıysa taslakla yan yana koyup vicdanlı bir şekilde bunlara bakmak lazım. HSYK’yı Bakan’a bağlayan düzenlemeler, başkan seçilirken sıkıntılar vardı. Yeni metinde bunlara bakmadan konuşmak doğru değil. Taslak ve nihai şekle gelene bakacağız. Cumhurbaşkanı olarak ben kendimi Anayasa Mahkemesi yerine de koyamam. Ancak çok aleni gördüğüm noktalarla ilgili itirazlarımı yaparım. Tartışmalı konular olabilir. Muhalefet partisi başından beri yasayı AYM’ye götüreceğini söylüyor. Geleneğimiz de bu şekilde. Benden önceki sayın cumhurbaşkanları da lehte ve aleyhte tartışmalar olan yasalar konusunda Anayasa Mahkemesi karar versin eğilimindeydiler.
Şimdi gündeme gelmesi biraz garip
Kabataş olayı ile ilgili son görüntüler konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
O genç hanımın kayınpederi, babası, Osman Derelioğlu’nu çok yakın tanırım. Siyasi kimliği bir tarafa çok karekterli, düzgün bir insandır. Geçen baktım o şöyle söylüyor: ‘Gezi olaylarına katılanlara herkes suçlu diyemezsiniz’ diyor. ‘5 kişi öldü, can gitti, bunların acısını herkesin duyması gerekir, giden canlar geri gelmez’ diyor. ‘Ama bütün bunları söylerken kızıma da eğer onu çok derinden yaralayan bir saldırı, olduysa, ‘hayır böyle olmadı’ iddiasını ispat için uğraşmayı doğru bulmam’ diyor. Ben de öyle bakıyorum. Hepimiz biliyoruz ki bu tip kaba davranışlar ve çok derinden üzen olaylar oluyor. Böyle bir şey olmadığının ispatı ile uğraşmak da bana biraz garip geliyor. Zaten gündemden düşmüş, geçmiş gitmiş, öyle olur ki o hanım gazete gazete, televizyon televizyon dolaşır, arkası takip edilir. O da değil. Biraz doğrusu üzücü görüyorum.
Hiçbir devlet paralel yapıya izin vermez
Devletin başı olarak, size gelen verilere bakarak, Türkiye’de bir paralel devlet olduğu iddialarına katılıyor musunuz? Kaldırılması için talimat verdiniz mi?
Türkiye’de çok sıcak bir şekilde yaşanıyor bu tartışma. Prensip olarak şuna inanıyorum: Devlet içinde çalışanların, devlet memuru olanların etnik, dini, ideolojik, siyasi tercihleri olabilir, hatta dışarda bu tercihleri çerçevesinde STK’lara katılabilirler ama devletteki hizmetleri, servisleri sözkonusu olduğunda, sadakatlerini anayasa, yasa, amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle işletirlerse kimse buna müsaade etmez. Açık söyleyeyim. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez.
Kanaatiniz nedir, böyle bir şey var mı?
Bu tip güdüyle hareket edilen çeşitli olaylar doğrusu olmuştur. Hiçbir devlette böyle bir şey olmaz. Hükümetler yanlış yapabilir, hükümetlerin yanlış politikaları olabilir. Bunlarla siyasi açıdan mücadele edilebilir, basında tenkitler olabilir, bunların hepsi demokratik çerçeve içinde yapılabilir. Ama hükümetleri rüştüne ermemiş gibi, onlara karşı ‘bu doğru değil, bu doğru’ şeklinde bir hükümet komiserliği gibi davranılırsa bu olmaz, kabul edilemez. Ne olursa olsun bu olmaz. Devlet kademelerindeki pozisyonlarından dolayı hükümete karşı herhangi bir şekilde bir mücadele asla sözkonusu olamaz. Bunlar varsa da bunlarla hukuk çerçevesinde mücadele edilir. Başka türlü olmaz.
Yer değiştirmeler hükümet tasarrufu
Durdurulan MİT TIR’larıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
Bir cumhurbaşkanı olarak TSK’nın bir parçası olan Jandarma ile MİT’i karşı karşıya koymam açıkçası. Böyle bir kurumsal gerginlik istemem. Demin söylediğim çerçevede, normal seyrinin dışında bir saik, bir dayanışma olduğu an, ister jandarma, polis, istihbarat teşkilatı olsun, kurallar ve hukuk çerçevesinde araştırılır, gereği neyse yapılır.
DEĞERİ BİLİNMEDİ
Büyük yer değiştirmeler var. HSYK çatışmada araç olarak kullanılıyor. Hükümete, hukuk çerçevesinde önerileriniz ya da somut şunlar yapılmalı tarzı vurgularınız oluyor mu?
Hükümetler, idare meşruiyetini nereden alıyor? Seçimlerden. Çalışırken, yakın bürokrasisi ile çalışırken, özellikle kritik görevlerde çalışanlarla, şüphesiz ki bir güven bunalımına girmemelidir. Bu olduysa tedbirini hukuk çerçevesinde almalıdır. Güven bunalımına girerseniz değişim yaparsınız. Kontrol mekanizmaları var. Yanlış yapılırsa Danıştay var.
Yargıda da bu tür gelişmeler oluyor…
Her yerde taraf tutulabilir. İdarede yöneticiler, başarılı olmak için yine kurallar çerçevesinde ekibini düzenleyebilir. Ancak adalet dağıtılırken, hakim, savcı, bunlar asla ne din ne ideoloji, ne ırk hiçbir şey tutamaz, kanunlar ve anayasa dışında başka bir saikle, dürtüyle asla hareket edemez. Hakim, savcı grubunda olan insanlar asla bunun dışına çıkmazlar, çıkıyorlarsa tedbiri alınır. Üzülerek ifade edeyim, HSYK ile ilgili yasalar bunlar dikkate alınarak, hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birden bire gruplaşmalar çıktı. Saklayacak halimiz yok. Demek ki toplum olarak hala o olgunluğa gelmemişiz. Çok hüzün verici bir şey…
HSYK olayına da bu açıdan bakmak gerekir diyebilir miyiz?
Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın toplanamıyor… Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü… Nihayette böyle bir durum ortada var. Sıkıntılı bir durum var
Dinleme Köşk’le ilgili değil
Dinlemelerle ilgili tatsız gelişmeler, bir dedikodu furyası, ciddi bir algı kutuplaşması var.
Bunlar, aslında bütün toplumu tedirgin ediyor. Bunlar aslında suçtur. Ayrıca, yasal yollardan dinlenenlerin kayıtları da mahkemede kabul edildikten sonra alenileşir. Bunun yaptırımı olmalı. Bunu ahlak dışı bir durum olarak görüyorum. Bugün size yarın öbürüne olur. İlkeli olmak lazım.
Anayasa çerçevesinde bir girişimde bulunabilir misiniz?
Bu toplum için de bir problem. Benim en yakın gördüklerim içinde biri böyle birşey yaparsa onu da ayıplarım. İlkeli olmak lazım…
Bir dış bağlantı olabilir mi?
Bu işlerin kendimizden kaynaklandığı kanaatindeyim. Bir ülkenin yumuşak karnı olursa üzerinde faaliyet gösterenler çok olur.
Başbakan, ‘Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler’ dedi. Bilginiz dahilinde mi?
Makam ile ilgili değil. Hem resmi konuşmalarımı yaptığım makamla ilgili en üst seviyede çapraz tedbirler mevcut. Biliyorsunuz her zaman makamda olmuyoruz, başka yerlerde başka şeylerde de olabilir. Sayın başbakan da onu kastetmiştir. Bu kadar söyleyeyim.
Tuna’yı seyrettiler
Cumhurbaşkanı Gül, Macaristan’daki resmi temaslarına Budapeşte’nin merkezindeki Kahramanlar Anıtı’na çelenk koyarak başladı. Daha sonra Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Adel tarafından resmi törenle karşılanan Gül, Adel ile baş başa görüştü. Macaristan Cumhurbaşkanı Ader, Cumhurbaşkanı Gül, Hayrünnisa Gül ve Macaristan Cumhurbaşkanı Ader’in eşi Anita Herczegh bir süre Tuna Nehri’ni seyretti. (YENİ ŞAFAK)