Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son günlerde sergilenen şiddet eylemlerinin nedeni asla ve asla Kobani değildir eski Türkiye’nin diriltilmesi gayretidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz Teknik Üniversitesi 2014-2015 akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, ‘Birkaç gündür eski Türkiye’yi diriltmek adına yeni birtakım girişimlerin sahnelendiğini görüyoruz. Dikkatinizi çekiyorum, birkaç gündür sergilenen şiddet eylemlerinin arkasında sadece bir örgüt, sadece bir siyasi görüş yok. Baktığınızda eski Türkiye’nin tüm aktörlerinin açık ya da gizli şekilde bu şiddet eylemlerine destek verdiğini görüyorsunuz.” dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gezi olaylarında olduğu gibi Türk bayrağına saygı duyduğunu iddia edenlerle Türk bayrağını yakanların aynı safta buluştuklarına şahit oluyoruz. Atatürk’ün büstünü yıkanlarla buluştuklarına şahit oluyoruz. Şunu herkesin bilmesini isterim, son günlerde sergilenen bu şiddet, Vandallık ve yağmacılık eylemlerinin nedeni asla ve asla Kobani değildir eski Türkiye’nin diriltilmesi gayretidir.
Şu anda Türkiye’de bakıyorum ki bazı siyasiler çıkmış şunu konuşuyor, ‘Tezkereye oy vermedik ama yeni bir tezkere’. Nedir? ‘Sadece Kobani’ye yönelik bir tezkere yapabiliriz’. Ya insaf be. Şimdi Kobani’den 200 bin insanı Türkiye evine almış onlara ev sahipliği yapıyor ama sen 200 bin insanı öldüren Esed’i korumak için mi bunu yapıyorsun? Suriye’de devlet terörü var ve bu devlet terörünün başı da Esed’tir.
Biz Amerika’ya da söyledik, üç şeyi halletmediğiniz sürece bu işin içinde olmayız. Bir, uçuşa yasak bölge ilan edilecek. İki, güvenli bölge ilan edilecek. Üç, eğit-donat yapacağız. Bunlar başarılması halinde yaparız. Önemli olan bir şey daha var, o da bir defa Suriye’deki rejime yönelik adımları da kararlı bir şekilde atacağız. Eğer bunlar hedeflerin içinde varsa böyle bir şeye olumlu bakabiliriz. Bunlar olmadığı sürece biz burada yer alamayız, rol alamayız.
Bölücü terör örgütü bu işin baş sorumlusudur. Yani o çocukların eline molotofları verenler, taşları verenler bunlarla beraber hatta silahı verenler, işte polisimizi, polislerimizi şehit edenler ortada. Bütün bunlara karşı polisimiz ne yapacak, hala kalkan mı tutacak? Kusura bakmasınlar, kimse de bu konuda bize akıl vermesin. Artık ne polisimizin ne askerimizin kalkanla bu işin önüne geçmesi mümkün değil. Gereği neyse askerimiz de polisimiz de bundan sonra onu yapacaktır.”