Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TRT Haber ekranında özel bir yayınla gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarda Freedom House isimli sivil toplum örgütüyle ilişkili de çarpıcı açıklamalar yaptı.
“Kendileri çalıp, kendileri oynarlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Freedom House’un raporunda, “Türkiye’de özgürlüklerin geriye gitmesine gösterilen nedenler arasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gölge bir kabine kurulması” iddiasının yer aldığının belirtilmesi ve “Burada gölge bir kabine var mı? Bu Türkiye üzerine karabasan gibi çöküyor mu?” diye sorulması üzerine, şunları söyledi:
“Freedom House’un filan, bunların dünyada itibarı filan yok. Bunların itibarı sıfır. Bunlar kendilerini bir şeye oturtuyorlar, oradan kendilerine bir değer atfediyorlar. Bunlar belki de kurdurulan kuruluşlar olabilir. Biliyorsunuz dünyada bu tür kuruluşlar vardır. Özel olarak bunlar kurdurulmuştur, bunlara özel görevler yükleniyor ve kendileri çalıp, kendileri oynarlar bunlar. Bir defa bu gerçekleri bilmemiz lazım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lahey Adalet Divanıydı, Freedom Hause idi vs. bu tür şeyler… Bize geçenlerde, bunların, bir uluslararası gazeteciler, geldi. Dedi ki ‘Burada çok tutuklu gazeteci var.’ Dedim ‘Kimmiş bunlar?’ ‘Çok’ dedi. Dedim ‘Kaç tane, bana rakam verin’ falan. Tabii rakam veremedi. ‘Kimden aldınız bilgileri?’ Onu da söyleyemiyor” diye konuştu.
Bu heyeti kendisinin davet ettiğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şöyle oldu, Fransa’da bir konuşma yaptım. Bu Fransa’daki konuşmam esnasında, sorular kısmında bir tanesi kalktı, ‘Biz sizinle görüşmek istiyoruz ama bize randevu vermiyorlar’ dedi. Ben de ‘Beni mi ziyaret etmek istiyorsun’ dedim. ‘Biz kuruluş olarak, dernek olarak gelmek istiyoruz’ dedi. ‘Tamam, ben talimat vereceğim, irtibat halinde olun, Adalet Bakanıma da buyurun, gelin.’
Görüştüler ve o randevu üzerine geldiler. Dedim ki ‘Bakın, sizin bu söylediklerinizin hepsinin ben listesini aldırttım. Bu soruları soracağınızı zaten biliyordum. 7 tane isim, şu anda 7 kişi var içeride. Bunların ikisi bizim iktidarımız döneminde içeri girdi. Diğerleri bizim iktidarımızdan önce içerideler ama bunların hemen hemen hepsi de DHKP-C terör örgütüyle iltisaklı. Kimisi ruhsatsız silah bulundurmaktan, kimisi polis öldürmekten, bekçi öldürmekten, kimisi banka soymaya yönelmekten, bunlardan dolayı içeriye girmiş, 12 yıl, 7 yıl vs. gibi mahkumiyeti olan kişiler. Şunu demesin mi, ‘Bunlar yeniden yargılansın.’ Dedim ‘Sizin yargı mekanizmalarına biz bu kadar rahat müdahale edemiyoruz. Nasıl siz bu kadar rahat müdahale edebiliyorsunuz, yeniden yargılansınlar. Bunlar şu anda mahkumiyetleri kesinleşmiş ve içeride bunlar yatıyorlar zaten ve bunlar terör örgütlerinin mensupları. İşledikleri suç, kalemden dolayı değil, fikirden, düşünceden dolayı değil, bu tür olaylardan dolayı içeri düşmüşler.’ Tabii direnemediler. Bekir Bey’e de gittiler. Bekir Bey de benzer şeyler söyledi. Kendilerine hatta listeleri falan da sundular. Şimdi burada sürdürülen kampanya buna benzer bir kampanya.”
BU KURULUŞLAR ÖNYARGILI
Avrupa’daki bu tür kuruluşların Türkiye’ye karşı önyargılı olduğunu, ön kabulleri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, “Mesela İsrail tarafından 16 gazeteci Filistinli öldürüldü. Filistin ile ilgili bu 16 gazeteci hakkında ses çıktı mı? Çıkmaz. Niye? Faili İsrail. Fakat bu Filistinliler tarafından olan bir şey olsa kıyamet kopar. Bunlar ortada” görüşünü bildirdi.
Aynı şeyin Mısır’da yaşandığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“İngiltere Londra’da Naci El Ali, onun durumu var. İşte o da mesela aynı şekilde Londra’nın göbeğinde şehit edildi. Bunlar da ortada. Bütün bu gerçekleri yaşıyoruz ama bunlarla ilgili kimsenin sesi çıkmıyor ama bu tür şeylerde ‘Türkiye’de şu anda kim var işin başında, Erdoğan var, kim var, Davutoğlu var vs. onlara karşı yüklenelim, çünkü onlarla frekanslar uyuşmuyor’ diye bakıyorlar bu işe. Yoksa ‘Türkiye’de adil bir yönetim var mı yok mu?’ Bu noktada biz çok açık net şunu söyleriz, 15-20 sene öncesi Türkiye’de yazılı ve görsel medyanın özgürlüğü neydi, hangi noktadaydı ve hapishanelerde acaba ne kadar yazar çizer vardı. Şöyle onları bir inceledikleri zaman ortada nelerin olduğu çok açık net ortadadır. Yüzlerce gazeteci hapishanelerdeydi. Hala bu noktada cezaevinde olan insanlar vardı. Fakat biz şu anda her türlü özgürlüğü getirdik, belli bir yere bunu oturttuk ve hamdolsun şu anda 7 tane ve bunların gazetecilikle filan pek alakası yok. Bunu da çok açık samimi söyleyeyim.”