Gazetecileri Koruma Komitesi’nin son bir yılda yayınladığı üç ayrı raporda Türkiye’deki cezaevinde bulunan basın mensubu sayısını 8, 76 ve 49 olarak açıklaması tartışma yarattı.
TÜRKİYE’DEKİ basın özgürlüğüne ağır eleştiriler yapılmasına neden Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) son bir yılda cezaevindeki basın mensubu sayısını üç kez değiştirmesi kurumun güvenilirliğini zedeledi. CPJ, Türkiye-2011 raporunda 8 gazetecinin tutuklu olduğunu açıkladı. 9 ay sonra sonra yayınladığı Türkiye-2012 raporunda ise 76 gazetecinin tutuklu bulunduğunu, 61’inin sadece gazetecilik faaliyetlerinden ötürü hapiste olduğunu iddia etti. CPJ’nin güvenirliğini tartışmaya açan son açıklama ise önceki gün duyurulan rapor oldu. Buna göre Türkiye’nin gazeteci hapseden ülkeler arasında dünyanın en kötüsü olduğu öne sürülerek tutuklu gazeteci sayısının 49 olduğunu ilan etti. Yalaşık bir yıl içinde tutuklu gazeteci sayısında üç farklı rakam ortaya atan CPJ, bir kaç gün önce yayınladığı son raporunda adli kayıtlara göre ‘adam öldürmek’, ‘karakol bombalama’ suçu olan kişilerin bu eylemlerinin gazetecilik faaliyeti olduğunu savundu.
Gazetecilik faaliyeti olarak saydıkları
CPJ’nin “sadece gazetecilik faaliyeti” nedeniyle tutuklandığını iddia ettiği isimlerin adli kayıtlara göre ‘adam öldürmek’, ‘soygun’, ‘karakol bombalama’, ‘sahtecilik’, ‘hırsızlık’ gibi eylemlerden yargılandığı ortaya çıkmıştı. CPJ son olarak hazırladığı “Yıllık global hapishane sayımı” raporunda tutuklu gazetecilerin 49 olduğunu belirtti. Adli kayıtlara göre adam öldürmek, terör örgütü üyeliği, soygun, sahtecilik gibi suçlardan tutuklu bulunan Hatice Duman, Mustafa Gök, Faysal Tunç’un da aralarında bulunduğu 8 gazeteci CPJ’nin raporunda doğrudan gazetecilik faaliyetlerinden ötürü tutuklananlarlistesinde ilk sırada yer aldı. CPJ’nin bir önceki raporda gazetecilikle ilişkileri daha muğlak olarak ifade ettiği 15 kişiden, 7’sine bu raporda yer vermediği görüldü. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de yetkililer düzinelerce Kürt muhabir ve editörü terörizmle ilgili suçlamalarla ve diğer bazı gazetecileri de hükümet karşıtı komplolara iştirak suçlamasıyla içeride tutuyor. 2012 yılında geniş çaplı bir araştırma gerçekleştiren CPJ, daha önceki sayımlarında yer almayan pek çok davanın gazetecilikle alakalı sebepleri olduğunu kesinleştirdi ve böylece toplam rakam önemli ölçüde yükseldi. CPJ geniş kapsamlı yazılmış terörle mücadele ve ceza kanunlarının Türkiyeli yetkililere yasadışı gruplara dair haber yapmayı ve hassas konuları incelemeyi doğrudan terörizm veya devlet karşıtı aktivite kapsamına alma imkânı sağladığı bulgusuna ulaştı.”
Sahtecilik,bombalama banka soygunu
– Hatice Duman (2003 yılında tutuklandı)
CPJ’YE GÖRE HAKKINDAKİ SUÇLAMA:
Atılım’ın eski sahibi ve yazı işleri müdürü Duman, yasadışı Marksist Leninist Komünist Parti’nin üyesi olmak, propaganda yapmak ve “anayasal düzeni zor yoluyla ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan tutuklandı. Avukatı Keleş Öztürk, müvekkilinin Atılım iktidar politikalarıyla ters düştüğü için hedef alındığını ifade etmiştir.”
ADLİ KAYITLARDAKİ SUÇU:
-MLKP adına faaliyette bulunmak. Aligül Alkaya ile birlikte kaldığı hücre evinden değişik çapta silahlarla birlikte yakalanmıştır.
-Resmi belgede sahtecilik, (sahte kimlik belgesi kullanmak) gözaltına alındığında Perihan Özdemir adına düzenlenmiş sahte kimlik taşıdığı tespit edildi.
-31 Temmuz 2001’de Kadıköy ilçesi Kızıltoprak mahallesi, Kalamış Marina’ya patlayıcı madde koymak.
-24 Ocak 2003 günü Eyüp ilçesi Rami Kuru Gıda Toptancılar Sitesinde bulunan Akbank Topçular Şubesinin silahlı soygunu.
Polis şehit etti banka soydu karakol bombaladı
– Mustafa Gök (2004’te tutuklandı)
CPJ’YE GÖRE HAKKINDAKİ SUÇLAMA:
Ekmek ve Adalet dergisi Ankara Temsilcisi. Anayasal düzeni zorla değiştirmek iddiasıyla ömür boyu hapse mahkum edildi. DHKPC üyeliği suçlamasıyla 5-10 yıl arası ek hapis cezası karara bağlanmayı bekliyor. Avukatı Evrim D. Karataş haber içeriği ve siyasi gösterilere katılımın Gök’ün aleyhinde delil olarak kullanıldığını söyledi. Müvekkilinin politika ve insan haklarıyla ilgili haber yapmasının yanı sıra sosyalist düşüncesi nedeniyle de hedef alındığını belirtti.
ADLİ KAYITLARDAKİ SUÇU:
-DHKP-C örgütü üyesi olmak.
– Resmi belgede sahtecilik.
-2 Nisan 1992 tarihinde Akbank Eyüp Şubesi’nin silahlı soygunu.
-18 Şubat 1992’de polis Bülent Ustun ve bir bekçinin öldürülmesi.
-18 Haziran 1992’de Kartal Tekel satış deposunun bombalanması.
-5 Nisan 1992 tarihinde dört polis memuru ile silahlı çatışma, yaralama ve öldürme eylemleri.
-7 Nisan 1992 tarihinde Alibeyköy Polis karakolunun bombalanması.
Elinde silah olana ‘gazeteci’ demeyin
Adalet Bakanı Sadullah Ergin CPJ’ye “Bakanlığımızın açıklamaları, ilgili platformlarda paylaşılmıştır, bunun üzerine 76 kişilik liste 49’a indirilmiştir. 49 kişilik listede banka soyan, adam, polis, bekçiyi öldüren de var. Elinde silah olanı önümüze gazeteci diye getirmeyin” diyerek tepki gösterdi. Ergin, HSYK üyelerinin görev süreleri artırılarak 2. kez seçilmelerinin önlenebileceğini de söyledi. (SEDA ÇAKMAK/STAR GAZETESİ)
