ABD’de “Neo-Con” çizgide yayın yapan Wall Street Journal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla Washington’u ziyareti sırasında gerçekleştirilen mülakatı da içeren bir haber yayımladı. Gazete, Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Obama yönetimiyle arasının açılmasını fırsat bilerek Washington’a ‘sıradışı bir ziyaret’ yaptığını yazdı. Makalede, Başbakan Erdoğan’ın son dönemde giderek artan otoriter ve İslamcı politikalarının Türkiye’de birçok kesimin tepkisini çekmesine rağmen CHP’nin, seçimler öncesi bu durumu kendi avantajına çeviremediği ifade edildi.
Bir saat sürdüğü belirtilen mülakatta, özellikle dış politika, demokrasi ve temel hak ve özgürlükler konusunda CHP Genel Başkanı’nın yorumları öne çıkarıldı. Suriye konusunda, “Eğer Suriye’yi radikal gruplar ele geçirirse, bu Ortadoğu’nun kalbine bomba bırakmak gibi olur” diye konuşan Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ı da bu grupları Türkiye topraklarında desteklemekle suçladığı vurgulandı.
Türkiye’nin hapisteki gazeteciler sıralamasında birinci sırada olduğunu ve bunun, muhalefetin iktidara karşı başarılı sonuç alamamasında önemli bir etken olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’deki en büyük problem basın, sivil toplum, sendikalar ve üniversitelerin hepsinin susturulmuş ve baskı altına alınmış durumda olması” ifadelerini kullandı.
Mart ayındaki yerel seçimlerin önemine dikkat çekilen yazıda, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışının aynı zamanda CHP’nin gücünü de yansıtacağı iddia edildi.
Haberde, Türkiye’deki son seçim anketlerine de yer verildi. Kasım ayında yapılan iki kamuoyu yoklamasında, Ak Parti’nin yüzde 50 üzerinde bir oy oranına sahip olduğu belirtildi. Bununla birlikte Kadir Has Üniversitesi’nde bu ay yayımlanan araştırmanın, Ankara’nın dış politikasına olan desteğin AK Parti iktidara geldiğinden beri en düşük seviye olan yüzde 25’e gerilediği ifade edildi.
Gazete, Erdoğan’ın başbakan olarak üçüncü döneminin 2015 Haziran ayında sona ereceğine dikkat çekerek, Ağustos 2014’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmasının beklendiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanlığı makamının ‘resmi ve sembolik’ bir anlamı olduğu belirtilen haberde, AK Parti’nin, gelecek seçimlerden zaferle ayrılması halinde, Türkiye’deki parlamenter sistemin Rusya ve Fransa gibi güçlü bir başkanlık sistemine doğru dönüştürülmesi adına Erdoğan’ın eline koz vereceği ifade edildi.
abd dönüşü S.S.Kemal’in yüzünden düşen tedavülden kalkmış 1 para idi. Anlaşılan iyice haşlanmış! Şokunu bugün dahi atamaması kapalı kapılar ardında yediği fırça mı, darbe mi, onun orası bilinmez ama fena bozuk, bir türlüde kendine gelemiyor, geleceğe de benzemiyor. ‘seçimler öncesi durumu kendi avantajına çeviremediği’ bir gerçek, S.S.Kemal’in yerinde başkası olsa çevirebilir mi? O da çeviremez! Karşısında Recep Tayyip Erdoğan gibi biri varken İthal genel müdürde getirtseler çeviremeyeceklerini bildikleri için Kutsal Haçlı İttifak gibi, Kutsal Şer İttifakıyla peşrev atmaya başladılar. Onu da başaramayacaksınız! Vatanına ihanette sınır tanımayanların Suriye sevdası, gazetecilik dışı faaliyetlerden içeride olan gazeteci argümanından başka tutacağı tutamak bulunmayıp, salla babam ya tutarsa politikasıyla rezil kepaze olanları seçimlerden sonra fişlerinin çekileceğini bilmeleri ‘uykusuz gecelerin sabahını’ onlar sor nameleriyle efkar gidermeden başka bir şanslarının olmadığını gösteriyor.