Sabah gazetesinde Mehmet Barlas’ın “Canlı bombalar meğer parlamenter sistemden yanaymış!” başlıklı yazısı şöyle:
Aklı zorlayan söylemler için “Al lafı, koy rafa” denilir ya… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu tanıma cuk diye oturan bir konuşma yapmış Parti Meclisi’nde. Özetle Türkiye’de akan kanın durmasının yolunun “Başkanlığa dur demekten” geçtiğini söylemiş.
CHP Genel Başkanı’na göre Türkiye iki yıldan beri fiili başkanlıkla yönetildiği için teröre teslim olmuşuz…
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında “Bu halk Atatürk’ün kendine istemediği makamı, kimseye vermez.
Halk başkanlık hayaline ‘dur’ derse, kan ve gözyaşı durur” demiş.
Neden sadece o gördü?
Kılıçdaroğlu’nun bu konuşması, en fazla PKK’lılar tarafından değerlendirilmelidir…
Kandil’de yapılacak bir toplantı ile terör eylemlerinin gerekçesinin başkanlık sisteminin engellenmesi olduğu, tüm eylemcilere benimsetilmelidir.
Aslında Kılıçdaroğlu dışında neden kimsenin bu büyük gerçeğin farkına varmadığı da, siyaset dünyamızda mutlaka sorgulanmalıdır.
Terörün amacı
İstanbul’da, Gaziantep’te, Kayseri’de ve diğer kentlerde kendilerini patlatan canlı bombaların parlamenter sistemi savunmak için bu eylemleri koyduklarının Kılıçdaroğlu dışında hiç kimse tarafından farkına varılmaması, Türk siyasetinin büyük bir ayıbı değil midir? Hatta FETÖ’cü darbecilerin TBMM’yi bombalamaları da, kuvvetler ayrılığının önemini vurgulamayı amaçlamıyor muydu?
Aramızda
PKK’nın yöneticileri bombalı eylemlerine CHP Genel Başkanı’nın bu şekilde gerekçe üretmesinin kıymetini bilmelidirler.
Canlı bombalara “Kemal Kılıçdaroğlu” diye seslenildiğinde onlar da hemen “Aramızda” diyerek cevap vermelidirler. Bu arada Fetullah Gülen de Kılıçdaroğlu’nun siyaset dünyasına yaptığı bu katkıyı değerlendirmek amacıyla onu “CHP’nin imamı” olarak atayabilir.