CHP’de Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında milli bir ses olarak Deniz Baykal’dan sonra Onur Öymen de çarpıcı açıklamalar yaptı. Bugün gazetesi yazarı Aslan Değirmenci yazdı…
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile görüştüm. Kısa süre öncesine kadar CHP’de dış politikada görüş oluşturan Öymen, oldukça önemli tespitlerde bulundu. Sayın Öymen’in sorularıma verdiği kısa ve net cevapları olduğu gibi köşeme taşıdım…
İşte Öymen’in sorularıma verdiği cevaplar:
Türkiye’nin PYD hedeflerini vurmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Öncelikle PYD ile PKK’nın bağlantısını iyi anlamak ve anlatmak lazım. ABD, PYD’nin terör örgütü olmadığını iddia ediyor. Ancak ABD’nin kendi raporları tam tersini söylüyor. Bu raporlarda PYD’nin PKK’nın içinden çıktığı açıkça ifade ediliyor. PYD ile PKK arasındaki bağ net bir şekilde anlatılıyor. Dahası var. Son dönemde PKK’ya destek için ülkemize gelen PYD’liler var. İçli dışlı olmuş bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Bu nettir. O zaman terörle mücadele Türkiye’nin hakkıdır. Bakın Batı ülkeleri terörü kategorilere ayırıyor. Terör örgütlerine karşı ayrım yapıyor, ortak bir mücadele benimsemiyorlar. Kendilerine tehdit oluşturmadığı sürece ses çıkarmıyorlar.
Rus uçaklarının Halep ve Bayırbucak’ı hedef alması hangi amaca hizmet ediyor?
– Rusya açıkça, Türkiye ile Halep arasında olan bağlantıyı koparmak istiyor. Ruslar stratejilerini, hava saldırılarını buna göre planlıyor ve hayata geçiriyor. Kısmen bunu başardılar ama Batı’dan Doğu’ya olan bağlantıyı kesemediler. Şimdi o bölgeye yoğunlaşmış durumdalar. Halep’i çember altına almak istiyorlar. Buna izin verilmemelidir.
Sayın Baykal’ın “Halep Sünni kentidir, Şii kuşatmasına teslim edilemez, bombalama Türkiye’nin hakkıdır” sözleri oldukça yankı buldu, siz bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bütün mesele bilinçli bir tahribattır. Halep’te okullar hatta hastaneler bile bombalandı. Bunun durdurulması, son bulması lazım. Halep, bir kültür şehridir. Bir tarihtir Halep. Hem tarih hem de kültür hedef alınıyor. Sistematik bir saldırı var. Açık konuşalım; bir din, bir mezhep, bir kültür ve tarih hedef alınıyor. Hatta bir medeniyet bilinçli olarak tahrip ediliyor.
Mültecilerin yaşadığı insanlık dramı ve Avrupa’nın halen net bir adım atmaması konusundaki düşünceniz nedir?
– Ortada büyük bir dram varken, AB olayı çek defteri ile halletmek istiyor. Bu son derece yanlış. Her türlü imkânları var ancak imkânlarını kullanmıyorlar. Bu politika kabul edilemez. İnsanların hayatını tehlikeye atıyorlar. Bu yaklaşım yüzünden ölümler artıyor. Bu konuya acilen çözüm bulunması gerekiyor. Türkiye artık göçmen kabul etme kapasitesinin sınırına yaklaşmıştır. Az önce de söyledim aslında; öncelikle Rus bombardımanları durdurulmalı, yeni bir süreç başlatılmalıdır.
Bu kritik süreçte siyasilere düşen görev nedir?
– Sadece siyasilere de değil, herkese düşen görevler var. Öncelikle ilkeli davranmalıyız. Birlikte hareket etmeliyiz. Birliğimizi hedef alanlara karşı tek ses olmalıyız. Aynı şekilde birliği sağlayıp, terör örgütlerine karşı birlikte mücadele vermeliyiz.
(ASLAN DEĞİRMENCİ/BUGÜN GAZETESİ)