Anasayfa / GENEL / Cemaatin son oyunu!
cemaat-oyun

Cemaatin son oyunu!

Dershanelerin dönüşüm tartışmaları son sürat devam ederken yurdun çeşitli bölgelerinden skandal haberler geliyor. Şimdi de cemaat dershanelerinde öğrencilere zorla bir dilekçe yazdırılıyor.

Dershanelerin dönüşümüyle ilgili yapılan anketlere göre halkın çok büyük bir kısmının bu projeye destek verdiği ortaya çıktı

Halkın desteğini alamayan dershane yöneticilerinin, yurdun çeşitli bölgelerinde ‘Dershane gerçeği’ isimli kitapçıklar dağıttıkları ortaya çıkmıştı. Basına sızan kitapçığın, dershane gerçeğinden çok Başbakan Erdoğan ve hükümete karşı yapılmış bir tepki oluşturma çabası olduğu görülmüştü.

Bugün Haber10’a gelen fotoğraflar, dershane gerçeğinin aslında dershane meselesi olmadığını kanıtlar cinsten.

Dershaneye sınava hazırlanmak için giden öğrencilerden tahtaya yazılan metnin aynen defterlerine yazılması ve velileri tarafından a4 kağıda aktarılarak dershane yönetimine teslim edilmesi isteniyor.

Dershaneye gelen öğrencilere ders vermekle sorumlu olan öğretmenin, “Arkadaşlar herkes el yazısıyla bu dilekçeyi a4 kağıda yazsın ve ailenize imzalatıp getirin. Soran olursa evet zorunlu.” çağrısı, durumu özetliyor.

Gülen grubuna yakınlığıyla bilinen ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik hizmet veren özel bir dershanedeyaşanan bu olayın yakında tüm dershanelerde uygulanabileceği de gelen bilgiler arasında.

İşte o dilekçelerden iki örnek:

Haber 10

MEDYAGUNDEM

soner-enis

FETÖ’nün Hürriyet ve CHP imamı!

Soner Yalçın Sözcü gazetesinde “Cemaat’in CHP imamı” başlıklı yazısıyla CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun FETÖ bağlantısını …

ilker4

Askeri darbe iyi bir şey öyle mi İlker Bey?

CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın programına konuk olan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, …

ilker

FETÖ ile Erdoğan tek başına mücadele etti

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen Örgütü ile 2012-2016 arasında tek başına mücadele …

2 Yorumlar

  1. Muhterem Hocaefendi ve talebeleri,

    Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki mesele dershane meselesi değil, mesele saptığınız yanlış yollar ve tebliğ metodunuzdaki tefrid (noksan kalış) takiyye yapa yapa zikrettiğiniz şeye dönüşmeniz gibi elem verici haller nedeniyle ümmet arasındaki bilinçli yalnız kalma isteğiniz bizi maalesef bu acı günlere getirdi. Bu manevi kusura maddi kusurlarınız da eklendi, merak ediyorum bir Müslüman olarak vicdanınızı aşağıda sayacağım kusurlarınız karşısında nasıl susturdunuz?

    -28 Subat günlerinde Erbakan Hoca’ya “çekilin” diyen manşetleri, öğrencilerinize başınızı açın direktifini, biz direnen kardeşlerinizden bazılarına “terörist” sıfatını uygun görürken bizim kırılan kollarımızı bırakın kırılan kalplerimizi hiç mi düşünmediniz?

    -Polis Kolejleri sınavlarında ve bazı sınavlarda soruları bazılarına verirken hakkı yenen öğrenciler hiç mi rüyânıza girmedi?

    -Mavi Marmara’da şehit edilen kardeşlerimiz için “Otoriteden izin alsaydılar” derken hiç mi canınız yanmadı?

    -Ülkenizin Başbakan’ı “One minute” diyerek zulme maruz kalmış bir halk için hakkı haykırırken buruşan yüzlerinizden dolayı hiç mi kederlenmediniz?

    -Evladı asit kuyusunda can veren, yavrusunun cesedine işkence edilen Kürt; askere uğurladığı civan evladının tabutunu alan Türk analar ve babalar sekte vurduğunuz süreç içerisinde attığınız baslıklar ve “Süreç lehine bir şey yazılmayacak” diye emir verdiğiniz gazetecilerinizden yana hiç mi vicdanınız sızlamadı?

    -Ülkenizin, vatanınızın MİT Başkanını içeri alma çabanız, İsrail’i bu ülkeye salma çabanız sırasında hiç mi bu eylemleriniz onurunuza dokunmadı?

    -Ticari ve siyasi bir kâr sağlayıcı olmaktan ileri gitmeyen Türkçe Olimpiyatlarınıza Peygamber (SAV)’in geldiğini söylerken hiç mi onunla yarın ahirette yüzleşebileceğinizi hesaba katmadınız?

    -Sizi bitirmek isteyenlere karşı MGK’da “Gülen’i bitirin” diyenleri, imzayı basıp içeri tıkanlara karşı kin ve nefret kusarken hiç mi ahd’e vefâ aklınızdan geçmedi?

    -Yarım asırdır Filistinli çocukların kollarını kanatlarını taslarla ezen -ki kol kanat kırılışı budur-İsrail’e gazetenizde “Sizinle sorunu olan Ak Parti ile sorunumuz var” derken, hiç mi gözünüzün önünden geçmedi siyah gözlü o Arap çocuğun yanağından sızan kana karışmış gözyaşı?

    -Dünyaya zulüm salan İsrail’den, insanları yetmeyince Müslümanları insansız hava araçlarıyla katleden ABD’den esirgemediğiniz empatiyi ve sempatiyi neden bizden esirgediniz?

    -Ah kardeşlerim, hiç kimseyle çatışmayan sizler, asla karşısına çıkmayacağınız darbeci orduyla yüzleşmek için “Kefenimle yola çıktım” diyen, bu uğurda hem sizden destek alıp hem de sizin yolunuzu açan adamla niye çatışıyorsunuz, o adam size ABD ve İsrail’in Müslümanlara yaptığından daha büyük bir zulüm mü yaptı?

    -Gezi Eylemleri gibi iyi niyetli başlayıp bir darbe teşebbüsüne dönüşen girişime destek veren kuruluşunuz BOYDAK’ın bu eylemini yazdığım için beni tehdit ederken bu yaptığınızın Cemile’nin sizi kardeşi bildiği için zoruna gitmeyeceğini ama Cemile’nin de bir sahibi olduğunu hiç mi hesaba katmadınız?

    -Taraf gibi kıymetli bir gazeteyi sürece köstek olmak için boşaltırken hiç mi kolu kanadı kırılanları hesaba katmadınız?

    -Bir iftira mağduru Salih Mirzabeyoğlu’nun hapiste geçirdiği yıllardan sadece bir günün hesaba katıp kendisine “terör örgütü üyesi” diyen manşetinizden dolayı hiç mi hayâ etmediniz?

    -Amerika’daki Müslümanları haksızca ve hukuksuzca fişleyen FBI’a oradaki Müslümanları gammazlamak için bilgi verirken hiç mi tereddüt etmediniz?

    -Hiç kimseye karşı eksik etmediğiniz hüsn-i zannınızı size “Bu kardeşlerim ne istedi de geri çevirdim?” diyen adamdan esirgerken hiç mi “Acaba…” demediniz?

    Daha neler… neler… Tüm bunlara rağmen sizlere bugüne kadar hüsn-i zannımı yitirmedim, bunun için kendimle çok büyük bir mücadele içine girdim.

    Yok Üstad’ım yok, bu bir dershane meselesi değil, bu bir kırılıştır. Bile isteye seçtiğiniz bir kırılış, kendi öğretiniz dışındaki Müslümanları kırıp kırıp geçişinize bir tane daha eklemekten başka bir şey değildir. Gidiyor ve kırıyorsanız uğurlar ola ama hiç değilse bunu az daha dürüstçe yapın, az daha vicdanlıca yapın.

    Cemile Bayraktar (Derin Düşünce sitesi)

  2. Ben sadece dersaneler kapatılyor sanıyordum. Hesap yada hesaplaşma büyükmüş. Bügün ne hesabı olan varsa çıksın ve hesabını sorsun. insanların ne kuyrum sancısı varsa tek tek sorsun. büğün hesaplaşma günü. Benim teklifim bu adam asılacak adam.asalım ve bitsin en azından hesapları birikenler asılmanın vermiş olduğu hazla gayzları kinleri nefretleri teskin olur. tüh bir ayrıntı var idamı kaldırdık. Zina suç olmaktan çıktı. ne olacak şimdi. nasıl hesapllacağız o zaman. yanlışları üst üste koyarak ayaklarınızız altındaki çukuru dolduramasssınız. Herkes ateşe dayanabileceği kadar günah işlesin. Anlamadan fikir sahibi olanlar sabahtan akşama fikri gelenler. söz uçar belge kalır. asıl hedefiniz nedir onu ortaya koyun. Bu arada konumuz dersaneler kapanacaksınız yada dönüseceksiniz. çerceve bu haberiniz olsun.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir