Hatem Ete, 17 Aralık sürecinin hayırlı sonuçları olabileceğini, cemaatin bir “sivil-dini hizmet hareketi” haline getirilmesi gerektiğini belirtti.
Sabah yazarı Hatem Ete, Perspektif sayfasında kaleme aldığı yazıda 17 Aralık operasyonunun farklı aktörler üzerinden yeni Türkiye’nin Erdoğan ve AK Parti eliyle kurulmasını engellemeyi amaçladığını belirtti. Ete, 17 Aralık’ın siyasi bir operasyon olduğunun altını çizerken Gülen cemaatiyle ilişkisine vurgu yaptı. Operasyonun demokratik sistemi kuvvetlendirecek bir hayra da vesile olabileceğini dile getiren Ete, Gülen cemaatine de sivil toplum hareketi sınırlarına çekilmesi için önemli görevler düştüğünü hatırlattı.
CEMAATİ ‘SİLAHSIZLANDIRMAK’
Operasyonun siyasal sistemi krize sokması, demokratik siyasetin güç kaybına uğramasıyla eski Türkiye’nin aktörlerinin yeniden geri dönme cesareti bulduklarını (Barolar Birliği, YARSAV, Baykal ve TSK’nın aynı gün içerisinde tekrar siyasal aktörlüğe aday olması ve Ergenekon, Balyoz gibi davaların yeniden yargılanma taleplerinin zemin bulması gibi) kaydeden Ete, Gülen cemaatininin de artık gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini söyledi.
Hatem Ete, Gülen cemaatine sorumluluğunu şu satırlarla hatırlattı, tavsiyelerde bulundu:
“Bu, 17 Aralık tarihini, bir taraftan, devlet içindeki ‘özerk’ yapılanmanın tasfiye edilmeye başlandığı bir sürece çevirmekle, öte taraftan da Gülen Cemaati’ni Soğuk Savaş koşullarında belirlediği devlet(e sızma) öncelikli örgütlenme stratejisinden vazgeçirmekle mümkündür. Devleti paralel yapılardan temizleme gereği açık olduğu gibi başarılması da zor olmayacaktır. Ancak, Soğuk Savaş döneminde belirlediği strateji gereği devlet içindeki gücünü bir kazanım olarak gördüğü müddetçe Gülen Cemaati’ni bir dini cemaat veya sivil toplum hareketinin sınırlarına çekilmeye ikna etmek kolay olmayacaktır.
SORUMLULUK CEMAATTE
Bu süreçte en büyük sorumluluk, Gülen Cemaatine düşmektedir.
Cemaat mensupları bu durumun demokratik meşruiyetten yoksun olduğu gibi dini bir ilkeye de yaslanmadığıyla yüzleşmek durumundadır.
Ancak, cemaatin bu muhakemeyi yapması siyasetin feraset ve dirayetiyle oluşturacağı zemine bağlıdır. 17 Aralık operasyonu bunu gözettiği ölçüde, ülke tarihinde hayırlı bir sürecin adı olacaktır. 17 Aralık süreci; din, cemaat ve ülke hayrına, cemaatin yazılım kodunu değiştirmeyi, cemaati bir sivil-dini-hizmet hareketi haline getirmeyi başarmalıdır. Türkiye tarihinde, birçok dini ve siyasi hareket, örgütlenme ve mücadele stratejisini değiştirerek, silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye dönüşme başarısı gösterdiğine göre, Gülen Cemaati’nin devlet içindeki nüfuzuyla siyaseti yönlendirmek yerine sivil toplumdaki gücüyle siyaseti yönlendirmeye karar kılması neden imkânsız olsun?”