Gülen’in son yazdığı mektubunda diğer cemaatleri de kışkırtan ifadeler kullanmasına büyük tepki var. Cemaat ve dernek mensupları yaptıkları açıklamada; “Asıl ötekileştirmeyi Gülen ve cemaati yapıyor. Kendince imalı kışkırtmada bulunuyor. Cemaatini kendi yalnızlaştırdı. Herkese cephe aldı. Şimdi kendine destek arıyor” dediler.
Fethullah Gülen’in, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e hitaben yazdığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de paylaşılması gerektiğini belirttiği mektubunda, İslami duyarlılığa sahip cemaat ve dernekleri tehdit etti. Gülen mektubunda; “Ayrımcılık ve meşrepçilik gibi hatalı düşünce ve çirkin işlerin önü alınmazsa yarın Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri muhiblerinin, Süleyman Efendi’nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti’nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalacaklarını (belirtti)” ifadelerini kullandı. Gazetemize konuşan İslami duyarlılığa sahip cemaat ve derneklerin temsilcileri; Fethullah Gülen’in açıklamalarının tehdit olduğuna dikkat çekti.
KAYAN: ŞİMDİ Mİ AKILLARINA GELDİ?
Ramazan Kayan Hocaefendi, Fethullah Gülen’in açıklamalarını eleştirdi ve “Başka grupların varlığına tahammül edemeyenlerin akıllarına cemaatler bugün mü geldi?” diye sordu.
“Esas kim kimin üstüne gidiyor buna bakmak lazım” diyen Kayan, “Ava giden avlanmıştır. Etkisiz hale getirmek istediği siyasi irade kendisini zor durumda bırakınca bu defa diğer cemaatleri ve camiaları yanlarına çekmeye çalışmış ve mazlumiyet rolüne girmiştir. Bugüne kadar kendi cemaatinin dışında hiçbir cemaatin varlığına tahammül edemeyenler, kendi kadrolarını oluşturdukları yerlerde başka gruplardan kimselerin varlığına tahammül edemeyenlerin bugün mü akıllarına cemaatler geliyor? Direnen İslam’ı, ılım bir İslam ile engelleme noktasındaki gayretler devam ediyor. Bunu da basiretle görmek lazım” dedi.
TALU: ONLAR ÖTEKİLEŞTİRİYOR
Mehmet Talu Hocaefendi de, Fethullah Gülen’in şahsi değerlendirmede bulunduğunu söyledi. Talu, “Biz her zaman ümmet birliğini savunuyoruz. Meşrepler, mezhepler farklı olabilir ama ümmet birliğini kollamak gerekir. Dinin emri budur. Herkes kendi cemaatini, kendi hocasını, kendi meşrebini daha çok sevebilir, daha çok beğenebilir. Ama ötekileştirmemek lazım. Bu taarruz sadece hükümete karşı değil, memlekete, millete ve özellikle Müslümanlara yönelik bir harekettir. Biz İsmailağa Cemaati olarak Fethullah Gülen Cemaati’ni hiçbir zaman karşımıza almadık. Hiçbir cemaati de almayız. Ancak hataları söyleriz. Niyetin varsa git bir parti kur ve bu çatı altında yap. Cemaat adı altında siyasetle uğraşmak kesinlikle doğru değildir. Gülen cemaatinin amacı idareyi ele geçirmek. Buna hiçbir yönetim izin vermez” dedi.
KADER: HEDEF GÖSTERİYOR
Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader ise, “Ayrımcılık ve meşrepçilik gibi hatalı düşünce ve çirkin işlerin önü alınmazsa yarın Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri muhiblerinin, Süleyman Efendi’nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti’nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalacaklarını ifade eden ve her kesimi derinden üzen cümlelerin bulunması, kurumların da açık ve net biçimde hedef alındığını ortaya koymaktadır. Bundan hiç kimse kazançlı çıkmayacaktır. Meslek, meşrep, tarikat, kurum, kuruluş, cemiyet, dernek ve vakıf çalışmaları günden güne artarak devam edecektir” dedi.
KAHRAMAN: GERÇEĞİ İFADE ETMEZ
Birlik Vakfı kurucu üyelerinden ve eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman da, “Mektupta bahsedildiği gibi bir yayılmanın olması mümkün değildir. Mevcut iktidarın fikri yapısı bellidir. O mektupta böyle bir beyan varsa bu tespit yanlıştır. Gerçeği ifade etmez” şeklinde konuştu.
KALAY: BİR İMA BİR TARİZ VARDIR
Avrupa İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Şerafettin Kalay ise, Fethullah Gülen’in sözlerini eleştirdi ve “Kendini ayrıcalıklı ve diğerlerinden üstün görmek ve çok farklı bir cemaat olarak görmek çok belirgin bir şekilde bu cemaatin içinde vardır. Cemaat bu tenkiti ilk önce kendi içine döndürmeli, kendi bünyesinde ‘Bunlar var mı yok mu?’ demeli ve bunun tahlilini bir yapmalıdır. Kendi cemaatine tavsiye ettikten sonra başkalarına da tavsiye etmelidir. Doğru olan budur. Ayrımcılık anlayışıyla hareket etmek elbette doğrudur. Ancak bunun içinde bir ima vardır, tariz vardır. Tariz de doğru değildir. Bunu tavsiye eden cemaat ilk önce kendileri yapmayacaklar. Cemaat bugün yalnız kaldıysa bunu başkası yapmadı. Cemaat kendisi bir nevi herkese cephe alarak kendisini yalnız bıraktı. Eden kendisine eder, başkası bir şey yapmadı onlara. Burada ‘bakın bugün beni yalnız bırakırsanız yarın aynı şey sizin de başınıza gelebilir’ mesajı vardır. Dediğim gibi bu da bir tarizdir” dedi. (AKİT)