Hükümeti hedef alan 17 Aralık süreci, çocuklarını Fethullah Gülen Hareketi’ne bağlı okullara gönderen velileri de etkiledi.
Hükümeti hedefalan 17 Aralık operasyonu sonrasındaki gelişmelervatandaşları da olumsuz etkiledi. Özellikle Fethullah Gülen Hareketi’ne bağlı okullardaeğitim gören çocukların son günlerdeyaşananlar nedeniyle öğretmenlerince ‘taraf’ seçmeye zorlandıkları, ailelerine de bu yönde telkinlerde bulunmaya çağrıldıkları belirtiliyor. Okul ve dershanelerde meydana geldiği iddia edilen hadiselerin çocuklarınpsikolojisini bozduğu dile getiriliyor. Üniversitesınavına iki ay kala uygulanan baskının, çocuklarınınbaşarısını olumsuz yönde etkileyeceğini düşünen veliler ise endişeli.
Kolej ve dershanelerde bazı öğretmenlerin, çocuklara ‘Aileni ikna et, AK Parti’ye oy vermesin’ dediğini aktaran veliler, öğrencilerin ‘taraf’ seçmeye mecbur tutulduğuna dikkat çekti. Öğrencilere ‘Aileniz hangi partiye oy veriyor’ gibi sorular soran öğretmenlerin, ailesi AK Partidestekçisi olan öğrencilere ‘Anne-babanızı başka partilere oy vermeye ikna edin’ dedikleri öğrenildi.
‘O KADAR PARANIZ VAR NASIL ABONE OLMAZSINIZ!’
Hareket’e bağlı bir özelokulda okuyan lise son sınıföğrencisikardeşininyaşadıklarını Yeni Şafak’a anlatan K.E. isimli veli, baskıların son gelişmelerle daha da arttığını söyledi. Hem evine hem de işyerine gelen Zaman gazetesi aboneliğini iptal etmek istedikten sonra okuldaki öğretmenlerin dolaylı olarak tavır almaya başladığını anlatan K.E, ‘Zaman gazetesine aboneliğimizi iptal ettikten sonra dolaylı olarak başlayan tavırlar, küçük düşürme hareketleriyle devam etti. Kardeşimesınıfta ‘O kadar paranız var, Zaman’a mı bulamıyorsunuz’ gibi cümleler sarf edildi’ dedi.
SÜREÇ NEDENİYLE KENDİLERİNİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYORLAR
Kardeşinin 17 Aralık süreciylebirliktesınıfta dışlanmaya başladığını anlatan K.E. ‘Kardeşim hem cemaatin okuluna hem de dershanesine gidiyor. Üniversiteye hazırlanan kardeşim düzenli olarak dershanesınavlarına giriyor. Abonelik iptalinden sonra okuldakiöğretmeni ‘Bundan sonra sınavlara girme hakkını da kaybettin’ demiş. ‘Zaman gazetesine abone olursan sınava girebilirsin, yoksa giremezsin’ demişler’ diye konuştu.
‘Tarafın belli olsun!’
Okuldaöğretmen ve öğrenciler arasında bazı sorunlarınyaşandığını ve bu durumun oldukça üzücü olduğunu kaydeden K.E. yaşananları şöyle anlattı:
‘Geçtiğimiz günlerdeders sırasında gündeme ilişkin konularsınıf içinde konuşulmayabaşlanmış. Kardeşim de hiçbir savunmada bulunmadan ‘Hocam bunları burada konuşmasakdersimize geçsek’ demiş. Bu cümleyi kurar kurmaz hoca ağzına geleni saymaya başlamış. Yaklaşık 1 saat boyunca kardeşime ‘Tarafını belli et. Ona göre muamele yapalım’ şeklinde telkinde bulunmuşlar. Öğretmenlerkardeşime, ‘Bizim için okullarımızda okuyan insanların tarafı çok önemli. Hangi taraftan olduğunu senin ağzından duymak istiyorum’ gibi sözler sarf etmiş. Kardeşimağlama krizlerine girdi. Yaşadıklarından ötürü psikolojisi bozuldu. Biz düzenli olarak cemaatin sohbetlerine giden insanlardık. Yaşadıklarımızı söylediğimiz zaman hakaretler işitip, tehditler alıyoruz. Gerçekten inanılır gibi değil.’
Çocukları bu işe karıştırmayın
Çocuk ve gençlerin erişkin çatışmalarının dışında tutulması gerektiğini belirten Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancı, ‘Gençler sosyal medya aracılığıyla ülkede olup biten tüm olayları birebir takip ediyor. Fakat tartışma ve baskı anlamında onları bu olayların dışında tutmak gerekiyor. Çocukların üzerinde duygusal baskı oluşabilir. Bu da hem kendi içlerinde hem de arkadaş arasında çatışmaya götürür’ dedi. Sağlık ve eğitim gibi alanların ‘taraf’ olmayı kaldırmadığına işaret eden Samancı, ‘Bireylerin bağımsızlığını koruması gerekir. Çocuklardoğal olarak eğitimcilerekarşı kızgın hale gelir. İleriki yaşamlarında hep taraf olma, karşı tarafa karşı kırgın ve kızgın olma dürtüsüyle hareket eder. Bu durum gençbireyler için çok sağlıklı değil’ şeklinde konuştu. (Yeni Şafak)