Anasayfa / ANALİZ / Cemaat içinden cemaate ağır eleştiri!
ahmet-akgunduz

Cemaat içinden cemaate ağır eleştiri!

Nur cemaatinin önde gelen ve cemaat mensuplarının saygı duyduğu Profesör Dr. Ahmed Akgündüz’den cemaate çok ağır eleştiri geldi.

Bilhassa büyüyen dershane tartışmasına odaklanan Akgündüz, gerek Fethullah Gülen’e gerek Zaman gazetesine “yanlış yapıyorsunuz” imasında bulundu ve Bediüzzaman Said Nursî ile cevap verdi.

İşte Akgündüz’ün söyledikleri:

Sakın, sakın, sakın! Çabuk bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

Son zamanlarda Dershane meselesi gündemi ve zihinleri allak bullak etti. Birileri ifrat ve tefrit derelerinde dolaşıyor. Benden fikrimi soruyorlar. Ben eğitim uzmanı değilim. Ancak genel manada bazı değerlendirmelerde bulunacağım.

Evvela: İslam alemi ve Türkiye tam bir buçuk asırdır, şu anda Türkiye’nin yaşadığı İslami inkişafı ve maddi refahı yaşamamıştır. III. Selim’den beri arzulanan hedefler, bugün birebir gerçekleşmektedir. Ne hizmet erlerine, ne Işık evlere, ne medreseler, ne Kur’an kurslarına ve ne de hiçbir İslami hizmete engeller çıkarılmak şurada dursun, kapıları aralanmakta ve destekler yağmaktadır. Sultan 2.ci Abdülhamid’den beri yapılmamış dini eserler ve vakıf eserlerin tamirleri yapılmıştır.

Şu muzafferiyetteki hârikulâde nimet-i İlahiye bir şükür ister ki devam etsin, ziyade olsun.

(Tarihçe-i Hayat 139)

İkincisi, Bu ihtilaftan dolayı ehl-i dalalet ve Geziciler keyif içinde ve yangına körükle gidiyorlar. Hocaefendi’nin maalesef ifratkarane beyanatını ve Zaman gazetesi’nin kışkırtıcı manşetlerini çevire çevire zevkle yayınlıyorlar; yorumlar ekliyorlar. Bülent Arınç meselesinden alamadıkları menfi sonuçları bu meseleden almaya çalışıyorlar. Ehl-i iman ise ağlıyor ve kalpleri sızlıyor.

Üçüncüsü, Hocaefendi’nin beyanatını hissi, aşırı ve mübalağalı buluyorum. İmam Hatipleri hakkındaki beyanatı ne kadar yanlış ve hatalı idiyse, bu da öylesine hatalıdır. Dershaneler meselesini 28 Şubat ile ve hatta daha söyleyemediğim menfi şeylerle kıyaslamak kıyas-ı ma’al-farıktır. Hocamın ehlullah olduğunu kabul edenlerdenim ve hizmet için de dua ediyorum. Ama bu hatalı içtihada karşı fikrimi beyan etmeyi de vazife addediyorum. Buna dayanarak Zaman gazetesinin kışkırtıcı manşetlerini ise hayretle izliyorum ve üzülüyorum. Ehl-i imanın bilezikleriyle bu hale gelen bir gazete Sözcü gazetesi ile mi yarışmalıydı tahrip ve kışkırtıcılıkta?

Burada şunu anlatırsam daha iyi anlaşılacaktır. İki sene evvel Kazakistan’a gidecektim ve Başbakan ile karşılaştım. Kısa sohbetten sonra bu ziyaretimi öğrenince, ben de sizden evvel gideceğim dedi. Sebebini sordum ve beni hayrete düşüren şu cevabı verdi:

“Hocam! Rusya’da ki yönetimin etkisiyle Kazakistan’daki 25 okulumuza baskılar başladı. Kazakistan Başbakanı imanlı bir genç ve yakın arkadaşım. Bu meseleyi halletmek için gidiyorum.”

Şimdi soruyorum: 100 yıllık tarihimiz içinde benzeri bir hadiseyi Merhum Özal’ın bazı hizmetleri dışında söylemek mümkün mü?

Dördüncüsü; Hükümetin yahut Hükümet bürokrasisinin içinde de yangına körükle gidenlerin olduğunu ve hatta hizmete karşı operasyon yürütenlerin bulunduğunu daha evvelki bir makalemde açıklamıştım. Ancak Zaman Gazetesini kuranlardan bir şahsiyet şu anda Milli Eğitim bakanıdır. Mesele çok rahat müzakere edilir. Kaldı ki, Avrupa ülkelerinin hiç birinde dershane olayı mevcut değildir. Sadece ve sadece gençlerimizin maneviyat dersini aldığı bu yuvalar, şekil değiştirse bile, varlıklarına ve hizmetlerine asla zarar gelmeyecek bir hale gelmelidir.

Beşincisi; Ben konuşmayacağım. Bediüzzaman’ın dediklerini tekrarlayacağım.

“Kur’an-ı Azîmüşşan’ın hürmetine ve alâka-i Kur’aniyenizin hakkına ve imana hizmetinizin şerefine, çabuk bu dehşetli, zahiren küçücük fakat vaziyetimizin nezaketine binaen pek elîm ve feci’ ve bizi mahva çalışan gizli münafıklara büyük bir yardım olan birbirinden küsmekten ve baruta ateş atmak hükmündeki gücenmekten vazgeçiniz ve geçiriniz. Yoksa bir dirhem şahsî hak yüzünden, bizlere ve hizmet-i Kur’aniyeye ve imaniyeye yüz batman zarar gelmesi -şimdilik- ihtimali pek kavîdir.”

Şualar ( 512 )

“İşte ey mü’minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır. Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken; onların hücumunu teshil etmek, onların harîm-i İslâma girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârane tarafgirlik ve adavetkârane inad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı? O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan tut, tâ ehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehval ve mesaibine kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kal’an: Uhuvvet-i İslâmiyedir. Bu kal’a-i İslâmiyeyi, küçük adavetlerle ve bahanelerle sarsmak; ne kadar hilaf-ı vicdan ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl!..”

“Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm’ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev’-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.

Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede bulunsa; bir küçük taş, müvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa, اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..”

Mektubat ( 269 – 270 )

Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

Sakın, sakın, sakın! Çabuk bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz

MEDYAGUNDEM

soner-enis

FETÖ’nün Hürriyet ve CHP imamı!

Soner Yalçın Sözcü gazetesinde “Cemaat’in CHP imamı” başlıklı yazısıyla CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun FETÖ bağlantısını …

ilker4

Askeri darbe iyi bir şey öyle mi İlker Bey?

CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın programına konuk olan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, …

ilker

FETÖ ile Erdoğan tek başına mücadele etti

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen Örgütü ile 2012-2016 arasında tek başına mücadele …

10 Yorumlar

  1. Adem Yavuz Arslan, bu yazıyı al, Akın İpek’e okut. Bir daha Ak Parti’ye Bugun gazetesinden, Postmedya sitesinden hakaretler ettirmesin.

  2. sayın hoca bey akp size bir şey mi vaat etti ayıp milletin dersanesi bu…

  3. Sayın Ahmed Akgündüz, Cami Cemevi operasyonunda da gerçekleri bir bir yüzlerine tokat gibi yapıştırdığını da foyalarını ortaya çıkarttığını unutmayalım.

  4. davetim imana ve islama. ortada bir fitne olduğu kesin. Biri herkesi ortaya davet etmekte ama gücü eline alan unsur itibarsızlaştırma adına her yol mubah olmuş. cemeat demek halk demek başbakan halkı karşısına almamalı. aklı selim hakim olmalı hayata. hayata başbakan hakim olmaya kalkınca insanlar yaralanmakta. olyın aslını astarıını bilmeden herkes fikrim geldidiyip konusuyor. ve kime topluma hızaya gel diyor. askerde ve birde beden desinde hızaya gel denmekte. Öyle hale geldik ki milllet hızaya gel deniyor ahmet AKgündüz hocamda bana ve benim nezdimde topluma hızaya gel ve topukları vurarak selam dur. Allah rızası için iman hayata hakim olsun herkes kendi muhasebesini yapsın. Bu arada cemeat yada cemiyet haberlerini çık medya gundem=0

    • Anlamak istediğinizi anlamışsınız bence. Ahmet hocam bir hakikatı ortaya koymaktadır. Böyle bidaların istilası zamanlarında ehl-i iman ittihada mecburdur. Buna ister topuk selamı deyin ister başka şey deyin. Bu hakikatı değiştirmez ve ehl-i imanın ve memleketimizin selameti için bizler buna mecburuz. Bediüzzamanın tabiri ile şöyle derim ki, Ehl-i ilim ve ehl-i diyanet Sineklerin ısırması gibi çüz’i kusuratı bahane ederek birbirini tenkid ile yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım etmemelidirler. O büyük Şahsı Maneviyi İslamiye’ye halel getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Sonuçta indi ilahide herkes hesabını Allah’a verir. Hocamın yazdığı bu yazıdan herkes nasiplenmeli sadece cemaat değil siyasi harekette bu yazıdan nasibini almalıdır. Burada zikredilen genel bir kanaattir ve tüm ehli iman için gereklidir.

  5. davetim imana ve islama. ortada bir fitne olduğu kesin. Biri herkesi ortaya davet etmekte ama gücü eline alan unsur itibarsızlaştırma adına her yol mubah olmuş. cemeat demek halk demek başbakan halkı karşısına almamalı. aklı selim hakim olmalı hayata. hayata başbakan hakim olmaya kalkınca insanlar yaralanmakta. olyın aslını astarıını bilmeden herkes fikrim geldidiyip konusuyor. ve kime topluma hızaya gel diyor. askerde ve birde beden desinde hızaya gel denmekte. Öyle hale geldik ki milllet hızaya gel deniyor ahmet AKgündüz hocamda bana ve benim nezdimde topluma hızaya gel ve topukları vurarak selam dur. Allah rızası için iman hayata hakim olsun herkes kendi muhasebesini yapsın.

  6. Ahmet Akgündüz Hocamız, Risale-i Nur talebesidir, Nur Cemaatindendir, Camia ile herhangi bir ilişkisi yoktur!

  7. mehmet çeleğen

    Sayın Akgündüz meseleye yanlış yerden bakıyor. Bir kere Zaman gazetesine kendisi gibi düşünenlerden bilezik verenler çıkmadı. Abone dahi olmadılar. Hep ‘okuyucu’ mesafesinde kaldılar. Hocaefendi hakkında su-i zan etmiş. Hocaefendi hiçbir zaman ifratkar olmamış, kendini sevenleri de böyle bir tutuma sevk etmemiştir. Bu meselede içtihat sayın Akgündüz’e düşmez. Çünkü camianın içnden birisi değil. İhl-i imanın kalbi sızlıyor derken; camia ehl-i iman değilmidir ki böyle bir ifade de bulunuyor.

  8. السلام عليكم İslam ,ferd,cemaat ve devlet dinidir.cemaat,yığın değil,bır liderin etrafında birleşen islami esaslara göre yönetilen bir topluluktutr.demokratik,laik beşeri esasları red ederek islama ,müslümanlara hizmet eder .küfre değil.
    Nur toplumunu şimdiye kadar kafirler ,masonlar çeşitli vaatlar vererek siyasi menfeatlarina alet etmişler, demokrat parti,adalet partisi .anavatan partisi ,chp Ecevit ,mesud ,ve AKP hep güçlüden yana ,dışardan ise Yahudi ,hristiyan ittifaki tesir ederek misyoner çalişmalrına alet etmişler.dinler diyalog,ibrahimi dinler,uydurmasi,vb ,kemalistlere sahip çıkma gibi binlerce gayri islami beyanatlar yayinlar.adama sormazlarmi kimden yanasiz ?haktan mi batildan mi?lütfen hatalardan tövbe edelim .şer .batil güçlere yem olmayalim,hakka tabi olalim ,dünya menfaati için islamdan taviz vermeyelim,hesap gününe,,Allah için sevelim müslümani ,buz edelim ehli küfre

  9. Ahmet Akgündüz ağabeyimiz gayet yerinde tespitlerde bulunmuş. Avrupanın hiç bir ülkesinde Dersane diye bir kurumun olmadığını beyan etmiş. Dersane diye bir kurumun olması bizim eğitim sistemimizdeki yanlışlıktan kaynaklanmaktadır. Aklen dahi bunu anlayamıyorsak o zaman epey gerilerdeyiz demektir. Bizim şer bildiklerimiz ekseriya hakkımızda hayırlı olabilmektedir. Eğer iman mevzuundaki bu meseleyi kabul ediyorsak o zaman şikayetimiz kime ve neyedir. Madem hizmet dava ediliyor, bu hizmeti eğitim sistemimizdeki yanlış ve hatalı bir kurum olan ve AVrupa ülkelerinde olmayan bir kurum ile savunmak hizmet midir?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir