Candaş medya ırkçılık yapıyor
AK Parti’yi siyasi ve ekonomik olarak deviremediler, şimdi halk arasında huzursuzluk çıkarma uğraşındalar. Hürriyet, Vatan ve Milliyet’in durumu bu. Düpedüz ırkçılık yapıyorlar. Oradaki arkadaşlar patronlarına koşup ağlaya ağlaya aratmasınlar burayı boş yere. Varsa söyleyecekleri, özürleri, ‘gazeteci’ gibi gazetelerinde yazsınlar.
Aslında siyasi yazarlarımıza da söz düşer… Ama kimsenin eli ya da aklı gitmiyor anlaşılan… Biz yazalım o zaman… Son birkaç gündür Doğan ve eski Doğan medyasında -ki bu medyaya CHP lideriyle yakınlıkları yüzünden ‘Candaş’ da deniliyordüpedüz ırkçılık boyutuna varan haberler işleniyor. Tuhaftır aslında televizyonlara, gazetelere bakarsanız, bu haberleri yapan gazetecilerin bir taraftan da nefret söylemini yasaklayan bir yasa için medya üzerinden lobi yaptığınıda görüyorsunuz… Neyse konuyu dağıtmadan somutlaştıralım… Suriye’den Hatay ve Gaziantep’e kaçmak zorunda kalan misafirlerimizle ilgili yapılan haberlerden bahsediyorum. Mesela şöyle şeyler yazılıyor: -“Hatay halkı Suriyeliler’den rahatsız.” -“Suriyeliler, Hatay’da 157 suça karıştı.” –“Çocuklar sakallı Suriyeliler’den korkuyor.” Hayat böyle bir şey. Bazen eşiniz, dostunuz zor duruma düşebiliyor. Daha önce Hatay ve bölge ekonomisine büyük katkı sağlayan Suriye halkı, bugünlerde ülkelerinde yaşanan savaş nedeniyle zor günler geçiriyor.Elbette onların arasında kurallara uymayanlar varsa adalet karşısında hesap verir. Zaten Candaş medyanın yazdığı gibi ortada 157 suç varsa bir o kadar da dava açılmış demektir. Konuyu ötesine taşıyıp, çarpıtmanın anlamı yok. Diğer taraftan ben Hatay halkının akrabalık bağları olan Suriyeliler’den, İstanbul’dan yayın yapan Doğan medyasının söylediği kadar rahatsızlık duyduğunu da sanmıyorum.
“Eşek sıpası vatan hainleri”
Ayrıca bu “Candaş medya”nın rahatsızlık kaynağı olarak verdiği bilgiler de saçma sapan ve herhangi bir değer içermiyor. Adını vermeyen bir esnaf böyle diyor, ismini söylemeyen anne babalar şöyle diyor… Eee birileri de bunları yazanlar için “eşek sıpası, vatan haini” diyor… Bu gazetelerin manşetinde haber oluyor mu?…
Rakamlar yalanlarını ortaya çıkarıyor
Biz onlar gibi yapmayacağız elbette. Bir şey yazıyorsak rakamlara dayandıracağız. Örneğin bugüne kadar Türkiye’ye gelen70 bine yakın Suriyeli’nin son 16 ayda karıştığı suç sayısı 157 olarak veriliyor. Ve bu da bölge halkına atfedilen rahatsızlığın en büyük nedeni olarak gösteriliyor. Oysa resmi rakamlara göre 2010 yılında Hatay’da işlenen suç sayısı 20 bin 604. Şehirde bin kişiye düşen ortalama suç rakamı 13.92. Keza Suriyeliler’in göçmek zorunda kaldığı bir başka şehir olan Gaziantep’te de aynı yıl 35 bin 941 suç işlenmiş. Bin kişiye düşen suç rakamı 21.13. Bu kıstası son 16 ayda Türkiye’ye gelmek zorunda kalan 70 bin Suriyeli açısından işletirsek rakam sadece 2.2 çıkıyor. Bu tüm Türkiye ortalamasının çok çok altında. Yani “Suriyeliler geldi şehri karıştırdı” söylemi bilimsel olarak koca bir yalan.
ARAP SERMAYESİNE, MÜSLÜMAN İŞADAMINA KARŞILAR
Aklıgüdük sakaldan rahatsız olmuş
Diğer taraftan aklıgüdük bir editörün attığı, Doğan ve eski Doğan medyasının belki de gerçek niyetini ortaya koyan, “Çocuklar sakallılardan korkuyor” başlığı da mide bulandırıcı bir ırkçılık örneği. Anlaşılan ittihatçı tosuncuklar koskoca Türkiye halkıyla yetinmeyip, Suriyeliler’i de tek tip insan yapma peşinde. Bu kesimin sakal düşmanlığı zaman zaman hortlar zaten. Bir vakit değerli bir işadamımız da sakal düşmanlığını neşretmişti. Neyse ki, sonradan çoluk çocuk bütün işadamları birbiri ardına sakal bıraktı da halk nezdinde ırkçılık damgası yemekten bir nebze olsun kurtuldular. Bu ırkçılığın ekonomik boyutlarını da önümüzdeki günlerde işleyeceğim. Kuşkusuz o yönü sadece Hatay’ı ilgilendirmekten çok uzak. Arap sermayesine düşmanlık eden İstanbul sermayesi var işin perde arkasında.
Gazetede o başlığı atanların kötü niyetinden emin olduğum için onlara değil, çocuğu sakaldan korkan ebeveynlere bir şeyler söyleme ihtiyacı hasıl oldu. Doğrudur, çocuktur belki korkar sakaldan… Ama sakaldan korkacak kadar aklı erdiyse, artık yavaş yavaş da gerçekleri anlatmak gerekli ona. İnsan ırkının erkek olanından sakal çıktığını. Bazı insanların sakalı kendine yakıştırdığını. Kimisinin bunu inançları gereği uzattığını. Dünyada din diye bir şey olduğunu. İnsanların dinlerine uygun olarak giyinip süslendiğini ve çeşitli alışkanlıklar edindiğini. Yahudiler’in ayrı, Hıristiyanlar’ın ayrı, Müslümanlar’ın ayrı, Budistler’in ayrı… Ve herkesin ayrı ayrı giyindiğini… Kiminin sakal, kiminin saç uzattığını… Bunun suç değil zenginlik olduğunu… Bence bunları sakaldan rahatsız olan arkadaşlar, hem çocuklarına hem de birbirlerine anlatmaya başlamalı şimdiden… Yoksa o çocuk da, insanların sakalını zorla kestirmeye çalışan babası, dedesi gibi kaybedenlerden biri olur çıkar karşımıza. Bir kelime oyunuyla kapatayım sakal muhabbetini… Oku, baban gibi eşek olma… Oku baban gibi, eşek olma… Bilmem anlatabildim mi? Konu burada kapanmıyor… Komşularla “Sıfır sorun”, “Sıfır komşu” oldu diyenlere, Arap sermayesine ırkçılık yapanlara, 28 Şubat soruşturmasından korkup son çare olarak halkı birbirine düşürmeye çalışanlara, Sünni’yi-Alevi’yi, Kürt’ü- Türk’ü düşman etmek isteyenlere rakamlarla söyleyeceklerim var…
OĞUZ KARAMUK/SABAH