Deniz Gezmiş’i katleden zihniyeti savunanlar…
Geçen hafta, idamlarının 40. yılı vesilesiyle TSK tarafından hunharca katledilen üç solcu genci andım bu köşede. Bir askeri yargı cinayetiyle öldürülen üç genç… Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan,Hüseyin İnan… Ve darbecilerin işlediği bu cinayeti tam gaz destekleyen Demirel ve AP zihniyeti… Halkının sevdalısı Başbakan Menderes’in takipçisi olduğunu iddia eden bir parti gidip utanmadan Adnan Menderes’i asan şerefsizlere yalakalık yapmıştı o dönem. 11 yıl önce Menderesleri katleden alçak darbeciler 1972’de de üç solcu genci katlediyor ve buna bir darbeyle devrilen partinin temsilcileri destek veriyordu…İşin bir diğer trajik yanı 12 Mart darbecileri tarafından katledilen Denizler de 27 Mayıs darbesinden gururla ve kıvançla bahsediyordu. Denizler gibi solcu gençler Menderesleri katleden alçakları alkışlamıştı, şimdiyse aynı üniformayı giyen başka alçaklar Denizleri katlediyordu…Ve bu sefer de Menderes’in sözde takipçisi sağcı siyasetçiler bu gençleri öldüren darbecileri alkışlıyordu… Ya sağdan yada soldan birileri hunharca katlediliyor, sağ ile sol birbirine giriyor ama kazanan her zaman şerefsiz darbeciler oluyordu…Yaşanan büyük bir tragedyaydı.Dört sene önce bugünlerde Taraf gazetesinin yorum sayfalarında işte bu trajedi manzarasına isyan etmiştim.1968 olaylarının 40.yılı anılıyordu ve 2008 ortamında bile hala bu trajik tablo devam ediyordu…O yazılarda bir yandan Denizleri katleden darbeci TSK zihniyete öfkemi kusmuş, bir yandan da Denizlerin ulusalcı-sosyalist yolunun yol olmadığını haykırmıştım… Şöyle demiştim: “Deniz’in idam edildiği yaşlarda olan bu ülkenin bir genci olarak Türk 68’inin yani Denizlerin yani babalarımızın ve abilerimizin bizlere bıraktıkları fikri ve fiili mirası reddediyorum… Özgürlük, barış, ahlak ve demokrasi adına Türk 68’inin bize bıraktığı miras asla olumlu değildir… O hareketin vizyonu evrensel değil milliyetçi bir vizyondur… O mirasın, o yolun takipçisi olmamız sadece hem Menderesleri, hem Denizleri insafsızca asan, bu ülkenin ve devletin tek sahibinin kendi olduğuna inanan ve bu inanç uğruna herkesi harcayabilecek egemen zihniyetin işine yarar…”
AİLEM VE DENİZ GEZMİŞ
Benim annem ve babam 1971’in Haziran ayında üniversiteden mezun olmuş, Eylül 1971’de evlenmiş bir çiftti. Üniversitede Onlar da çoğu genç gibi sol hareketin saflarındaydı.6 Mayıs 1972 günü, ikisi de hüngür hüngür ağlamışlardı Denizler için.O sıra Urfa’dalardı.O günlerde annem ablama hamileydi…İkisi de o günün hikayesini defalarca anlattı bana.Denizlerin yolunun tıpkı Mustafa Kemal’in yolu gibi kutsal bir yol olduğuna inanıyorlardı. Denizlerin devrimciliğinin evrensel, özgürlükçü ve demokrat bir yol olduğuna inançları tamdı… Beni de bu inanç doğrultusunda endoktrine etmeye çalıştılar…Ben de bir zamana kadar kendimi bu yönde kandırmaya çalıştım ama olmadı,yapamadım.Kemalizmin ve sosyalizmin akıl ve vicdan sahibi bir insan için kabul edilebilir bir yanı yoktu.Türk 68’inin sözde “sol” literatürünü okudukça ortada ne özgürlükçü ne demokrat ne evrensel hiçbirşey göremedim… Türk 68’inin içinden gelip sonradan özgürlükçü olanlar da bu problemli yoldan tamamen ayrılarak bu çizgiye gelebilmişlerdi. Ama onlar dahi o dönemle açık bir hesaplaşma içine girmiyorlar hala “Denizlerin yolu” romantizmini sürdürmeye çalışıyorlardı…Tıpkı bugünlerde kimi solcuların“1 Mayıs 1977 katliamında solcuların hiç sorumluluğu yoktu” yalanlarına hala inanmak istedikleri gibi…Yine aylardan mayıs ve dört sene sonra yine Taraf gazetesinde tabular yıkılıyor…
CAN DÜNDAR ZİHNİYETİ DENİZLERİN KATİLİDİR
Öte yandan kimi utanmazlar da bu putkırıcı işlevi gören Taraf gazetesini MHP’nin gazetesi Hergün’e benzetiyor. Bunu diyen kişi de Deniz Gezmiş’in belgeselini yapan Can Dündar…Haftaiçi Takvim’de de yazdım,bir programda izledim Can Dündar’ı.Gezmiş’le ilgili sözde duygusal ve ağlak laflar etti Dündar…Sözde diyorum çünkü Gezmiş’i andıktan hemen sonra Deniz Gezmiş’i katleden zihniyeti de savundu utanmadan.Midem bulandı…Deniz Gezmiş’in katledilmesi emrini veren generallerin yani Faik Türün’lerin, Memduh Tağmaç’ların, Ali Elverdi’lerin zihniyetinin devamı olan Ergenekoncu generalleri yağladı balladı.O generaller darbeci değilmiş, Denizlerin katli gibi alçakça işleri geçmişte emretmemişler gibi akladı o Ergenekon generallerini… Gerçekten merak ediyorum,bir insan nasıl ağlak bir tonda TSK’nın emriyle hunharca katledilen Denizleri anıp, üstüne bir de belgesel yapıp aynı zamanda Deniz’in ölüm emrini verenlere yalakalık yapar? Gerçi şaşırmamak lazım bir yandan “ateşli muhalif” pozlarına girip bir yandan da “Başımıza geçebilir” endişesiyle Akif Beki’ye yalakalık yapmaya kalkan birinden ne beklenir… Faik Türün’lerle Çetin Doğan’ların, Memduh Tağmaç’larla İlker Başbuğ’ların, Ali Elverdi’lerle Veli Küçük’lerin aynı zihniyetin, aynı geleneğin ürünleri olduğunu göremeyen herkes Denizleri katleden zihniyetin ortağıdır…Can Dündar, Denizlerin öldürenleri lanetleyecekse önce Denizleri öldüren general zihniyeti savunmaktan vazgeçecek…Sen, Denizleri öldürenlerin takipçilerindensin Can Dündar…Önce bu gerçekle yüzleş… Ben Denizlerin ideolojisini reddettim ve özgürlükçü-demokrat yolu seçtim ama o günlerde de kendi kendime and içtim. Nefesim yettikçe,cesaretle ama akıllı yöntemlerle Denizleri de,Menderesleri de katleden darbeci zihniyetle ve senin gibi bu zihniyetin destekçileriyle mücadele edeceğim…
RASİM OZAN/SABAH-PAZAR