Can Dündar bugün nasıl bir “paralel tetikçi” haline geldi? Cumhuriyet gazetesini ele geçiren Gülen örgütünün en “güvenilir” adamı olarak nasıl yayın yönetmenliğin koltuğuna oturtuldu? Bu soruların mutlaka bir cevabı var. Biz cevaplardan birine dair başka bir soru soralım ve bir şifreyi verelim…
MEDYAGUNDEM.COM- Medya mahallesinin “ağlak yüzlü” romantik çocuğu olarak bilinirdi… Medyada herkesin bildiği “sır”, büyük bir çapkın olduğuydu.
Ama her ne olduysa “romantik çocuk” bugün hızlı “paralel tetikçi”ye dönüştü! Can Dündar’dan “tetikçi” çıkaran Gülen örgütü bunu nasıl yaptı, hiç sorgulanmadı?
Cumhuriyet gazetesinin Gülen örgütünün kontrolüne girmesiyle birlikte Can Dündar karşımıza paralel savcıları “cilalayan” yazı dizileriyle çıktı. 17-25 Aralık paralel darbe sürecinin en hızlı savunucusu oldu. Sonra da ödül olarak Cumhuriyet’in başına getirildi.
Bu “paralel ilişki”nin sırrı acaba neydi?
Medyada hiç kimse bu soruları sormuyor, hiç kimse Can Dündar gibi bir tipin nasıl “paralel tetikçi”ye dönüşebildiğini sorgulamıyor…
O halde biz soralım…
2009 YILINDAKİ HABERTÜRK MANŞETİ
Habertürk gazetesi magazin eki, 17 Eylül 2009 günü Can Dündar manşetiyle çıktı. “Can Boğaz’dan gelir” manşetiyle Can Dündar özel hayatı üzerinden vuruluyordu. Normalde merkez medyanın “omerta”sıdır, gazeteci gazeteciyi vurmaz, pisliklerini dökmezdi! O gün bu “yemin” bozuldu. Fatih Altaylı’nın başında olduğu Habertürk, Can Dündar’ı en büyük zaafı olan özel hayatından vurdu!
O gun hiç kimse bu manşetle Can Dündar’a Habertürk’ün niye böyle bir operasyon çektiğini anlamadı da!
“Omerta”yı kim Habertürk’e niye bozdurmuştu?
Ama bugün bakınca o manşetin, Habertürk’ün pek çok manşeti gibi bir “operasyonel” anlamı vardı.
Can Dündar’a bir “mesaj” veriliyordu, belki de “şantaj” yapılıyordu!
Ve işin arkasındaki “paralel çete” o gün kimsenin aklına gelmedi bile…
Habertürk, Turgay Ciner ve Fatih Altaylı’nın tam da paralel çete tarafından “kafeslendiği” bir dönemdi Can Dündar operasyonunun yapıldığı tarih… Habertürk’ün paralel çeteden “sipariş” manşetleri atmaya başladığı, paralel örgüt elemanlarının gazeteye yerleştirildiği de bir dönemdi..
O gün Can Dündar’a anlayacağı dilden belli ki mesaj veren de aslında Habertürk değil, paralel çeteydi.
“Kasetlerin elimizde” deniyordu sanki… “Öpüşme fotoğrafın daha başlangıç” mesajı veriliyor gibiydi…
O gun haberde imzası olan “Barış Engin”in Can Dündar’ın sevgilisiyle “Su Samuru” teknesindeki öpüşme fotoğrafını nasıl elde ettiği de ayrı bir konu!
Can Dündar’ın hayatı ve kariyeri “kasetlerle” tehdit altındaydı!
Bugün Can Dündar’ın nasıl paralel tetikçi olduğunu anlamak için o gün Habertürk’ün manşetini hatırlatmak istedik…
Paralel çetenin medyadaki herkesi nasıl “kafeslediğinin” de tarihi mutlaka bir gün yazılacak…
