Gazeteci Can Dündar pes dedirtti. Gezi olaylarında provokatif sözleriyle gündeme gelen Dündar şimdi de hükümeti eleştirme adına ’12 Eylül sansürünü özledim’ dedi.
ALMANYA’nın Essen kentinde düzenlenen Türk-Alman Edebiyat Festivali Literatürk’e konuk olan gazeteci- yazar Can Dündar, “Gezi gençlerine yapılan baskıyı dile getirdiğim için, önce tehditlere maruz kaldım, sonra da işimizi terk etmek zorunda bırakıldık” dedi. Türkiye’de medya çalışanlarının ağır bir baskı altında olduğunu savunan Dündar, “Ben 12 Eylül’de de gazeteciydim ve şimdilerde gerçekten 12 Eylül sansürünü özledim” dedi.
Essen’de Türk-Alman Edebiyat Festivali Literatürk’e davetli olarak katılan gazeteci- yazar Can Dündar, ‘Gezi olayları’ başlıklı bir sunum yaptı.
Türkiye’de medya çalışanlarının ağır bir baskı altında olduğunu savunan gazeteci Can Dündar, “Ben 12 Eylül’de de gazeteciydim ve şimdilerde gerçekten 12 Eylül sansürünü özledim” dedi ve şöyle devam etti:
“Askerle güzel bir düzen vardı aramızda. Asker telefon ediyordu ve bunları koymayın diyordu, bizde koymuyorduk. O konular yokmuş gibi davranıyorduk ve herkes işini biliyordu. Şimdi ise, siz anlarsınız neyin yazılmayacağını deniyor. Böyle olunca da bazı gazete televizyon patronları da, herşeyi onun içine koyuyor. Neyin yasak olduğunu bilemiyorsunuz. Belkide iktidarı üzmeyecek haberlerde bundan dolayı yapılamıyor. Bana bu gazetede, Başbakan’ı üzecek haber istemiyorum dendi, ama ben hangi haberlerin onu üzeceğini bilmiyorum. Herşeye üzülüyorlar, üzülüncede bizi kovuyorlar.”
“Haberinizle bir kere Başbakan’ı üzmüşseniz, bu daha sonra da üzebileceğiniz anlamına geldiği için başka gazelerde iş bulma imkanınız çok daralıyor” diyen Dündar, “Her patron iktidara muhalefet etmenin hem keyfini, hemde acısını biliyor. İtiaat edenler ayrıcalık görüyor, etmeyenlerinde başına olmadık işler geliyor. Dolayısıyla da bazı patronlar da ‘Aman benden uzak dursun’ diyor. Allah’tan böyle demeyenler var ve ilk defa burada açıklıyorum, bayram sonrası yazılarıma Cumhuriyet Gazetesi’nde devam edeceğim” diye anlattı.
Tabi özlersin, iki şakşak ormanlık ÖDTÜ arazisinde iki milyon dolarlık villa ederse, neden özlemeyesin ki?
Bunlar birde kendilerini utanmadan solcu olarak tarif ediyorlar.Yazık gerçekten acınacak hale düşüyorlar.Acaba sovyet döneminde özellikle 1920’li ve 1960’lı yıllar arasında adı güya sosyalist olan rejimde yaşasalar halleri nasıl olurdu çok merak ediyorum.İki kelime yeter bunlara gözünüze dizinize dursun.