MEDYAGÜNDEM- Kamuoyu yine Ruşen Çakır’ın “kahramanı” olduğu “operasyonel” bir gazeteciliğin yankılarını tartışıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever, “eski dostu” Ruşen Çakır’a verdiği röportajla, 2014’de yaşanacak cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden “pozisyon” almaya başladılar.
Ak Parti cephesinde “fitne ve fesat hareketi” olarak da yorumlanan o röportajı bugün CNN Türk’te çıktığı canlı yayında Ruşen Çakır, “Gazetecilik yapıyoruz hoşlarına gitmeyince nifak diyorlar” diyerek savundu.
İşi gücü gazeteciliği maske olarak kullanıp “operasyon” yapmak, belli amaçlar için haberciliği kullanmak olan “derin gazeteci” Çakır, yine “höt zöt” üslubu, “ben yaptım oldu” şeklindeki agresif tarzıyla ekran başında “racon” kesti.
Ancak analizlerinde Çakır, gerçekleri perdelemek ve hakikatleri gizleme işini “ustalıkla” devreye soktu.
2007 yılında Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı sürecini, “Bir biçimde Başbakan Erdoğan isteemedi, ortada Gül’e yapılan jest falan yok” diyerek anlatan Çakır, açıkça “Erdoğan’ın işine gelmedi aday olmadı” demeye getirdi. Çakır, bir siyaset mühendisliği operasyonunda açıkça tavır aldığını da gösterdi.
Oysa 2007 yılındaki tartışmalar ve o günün konjonktürü hiç de Çakır’ın anlattığı gibi değildi. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmaması için yürütülen büyük kampanya, özellikle CHP, medya, asker ve Ergenekon çizgisinin tavrı dün gibi ortada. Türkiye’de o dönem Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimalinden bile “rejim sorunu” yaratılmıştı. Ruşen Çakır CNN Türk’teki programda hiç de bu detaya girmedi. Asıl konuşulması gerekeni konuşmayarak da gerçek bir gazeteci gibi davranmadı, “operasyonel yönünü” açık etti.
Çakır’ın Başbakan Erdoğan’ın 2007 yılında cumhurbaşkanlığını engelleyen siyasi konjonktürden söz etmek işine gelmedi. Çakır’ın örttüğü gerçeği bugün Habertürk’te Nihal Bengisu Karaca çok çarpıcı bir yazıyla analiz etti.
İşte Çakır’ın neden gerçek gazetecilik yapmadığını gayet iyi ortaya koyan o yazı: