Bu aşağıda gördüğünüz tweeti okuduktan sonra bu yazıyı yazasım geldi. Bir mention atıp geçiştirilecek kadar basit bir mesele değil. Türkiye’nin ülkesine, milletine, hatta seçim sistemine dahi fersah fersah uzak aydınlarının süzülmüş bir örneği çünkü.
Referandum sonuçlarının televizyonlarda %99’un üzerinde açıklanmasının ve ardından bir kaç CHP’li milletvekilinin ‘daha YSK’da sadece %70’i açıklandı’ demesinin üzerine bu tweeti atmış aydın kişimiz. Daha Yüksek Seçim Kurulu oyları sayamadı ama Anadolu Ajansı hemen saymış, nasıl olur diyor. Bunun şaşkınlığını yaşıyor. Şaibe imasında bulunuyor, devletin ajansı bizi kandırıyor, nasıl saymış hemen oyları diyor.
Hayatında 1 kere merak edip sandık başında seçim takip etmiş olsa, hayatında 1 kere merak edip seçim geceleri, çalıştığı gazetelerin mutfağında turlasa, hayatında 1 kere merak edip açıp okusa öğrenecek halbuki AA’nın YSK’dan nasıl daha önce verdiğini. Bunca yıllık hayatında seçimlerin nasıl yapıldığını, oyların nasıl sayıldığını hiç merak etmemiş, ama sürekli analiz yapmaktan da geri kalmıyor.
O merak edip okumamış, ben burada yazayım, belki denk gelirse okur. Ülkede 200 bine yakın sandık kurulur, bu sandıkların başında sandık kurulları ve partilerden giden müşahitler bulunur. Oy verme işlemi bittikten sonra sandık kurulu sandıkları açar, parti gözetmenlerinin önünde oyları sayar, her çıkan oydan sonra önündeki oy tutanağına tek tek işler bunları. Partilerden gönderilen müşahitler de kendi ellerindeki kağıtlara not alırlar oylar sayılırken. Oy sayımı bittikten sonra sandık kurulunun imzaladığı bu tutanağın fotokopileri çekilir ve partilerden gelen gözetmenlere teslim edilir, bir örneği de oy kullanılan sınıfın kapısına asılır.
Bu tutanaklar açıklandıktan sonra civarda bulunan Anadolu Ajansı muhabirleri gerek partilerle iletişime geçerek, gerek bizzat bulundukları okullardaki tutanakları kendileri takip ederek bu sonuçları haber merkezlerine iletirler, orada işlenen sonuçlar da medyaya dağıtılır. Sonucun açıklanmasıyla bu verinin AA’ya iletilmesi ve oradan da medyaya aktarılması arasında 1 dakika filan vardır muhtemelen.
Peki bu tutanaklar AA’ya giderken ve oradan da medyaya iletilirken işin diğer tarafında ne yaşanır? Sınıflarda oy sayımı bittikten (partiler ve AA sonucu öğrendikten) sonra oy pusulaları çuvallara doldurulur, bu çuvallar mühürlenir, sandık kurulu son kez kendi arasında eksik bir şey kaldı mı diye şöyle bir etrafı gözden geçirir, sonra sınıftan çıkılır, okuldaki diğer biten sandıklarla birlikte okulun bahçesinde bekleyen otobüslere binerler, bu oy çuvallarını ve tutanakları ilçe seçim kurullarına götürürler. Peki gariban sandık kurulu üyelerinin derdi burada biter mi? Hayır, dert daha yeni başlıyor. Aşağıdaki fotoğrafta da gördüğünüz üzere ilçe seçim kurullarına ilçenin her yanındaki okullardan gelen sandık kurulları ellerinde çuvallarla oylarını teslim etmek için sırada beklerler. İlçe seçim kurulları önünde kapı dışına taşan kuyruklar oluşur.
İlçe seçim kurullarındaki oy teslim etme sırası kimi zaman saatleri de bulabilir. En sonunda sırası gelip çuvalını teslim eden sandık kurulu üyesinin işi biter. Bu noktada ilçe seçim kurulundaki görevlilerin işi başlar. Tutanakları incelerler, sonuç tutanaklarını incelerler, ve sonuçları YSK’nın sistemine girerler. Yani sonuçlar sınıfta açıklandıktan sonra 1 dakika içinde Anadolu Ajansına ve partilerin kendi temsilcilerine aktarılırken, bunun YSK sistemine girmesi ilçenin büyüklüğüne, ilçe kurulunda çıkan kavgaların süresine göre saatleri bulabilir.
Okuyanlar farketmiştir, 5 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatmayı tercih ettim bu yazıda. Aydına anlatır gibi anlatmak da diyebiliriz. Zira bizim ülkemizin aydını milletine, insanına ne kadar uzaksa onu ilgilendiren her türlü şeye de o kadar uzaktır. Bizim aydınımız sandık başında beklemez, bizim aydınımız işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeyi sevmez, o işler pis memurun işidir, aydın gidip oy sayımı mı izlesin yani. Bizim aydınımız kendi kafasındaki kuruntunun mutlak hakikat olduğuna iman eder. Tek tek, 5 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatsanız dahi anlamaz. Anlamayacaklarını bildiğimiz halde anlatacağız. Anlamasalar da cehaletleri kayıt altında olsun.
Rahmi Kopar @rahmikopar