Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu’nun “Kullanışlı Türkiye istiyorlar” başlıklı yazısı şöyle:
Baştan alalım…
Ne dedi Kılıçdaroğlu beş gün önce?
Bunu şöyle sormak belki daha doğru…
CHP’nin başına kaset kumpasıyla yerleştirilen megafondan Türkiye’ye nasıl seslendiler?
“Bu ülkede böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştirmezsiniz? Açık ve net.”
Peki biz ne yaptık?
Rezalet dedik.
Kılıçdaroğlu söylediğine göre espri sayalım, gitsin diyenler oldu.
“Yine tansiyonu yükseltti; kandan söz edecek kadar saçmalıyor” diye kızıldı.
Ya da “hani kutuplaşmadan şikâyet ediyorlardı, şimdi bizzat kendileri cephe kazıyor” denildi.
Hepsinde az çok haklılık payı vardı ama dikkatimizi yine esas noktaya odaklayamadık.
Sürekli “Kılıçdaroğlu saçmalıyor” deyip durmak onun üzerinden ciddi bir strateji yürütenlerin işine yarıyor; perdeyi kalınlaştırıyor.
Düşünün…
Adam birkaç yıl içinde CHP gibi bir partiyi PKK destekçiliğinin eşiğine getirdi.
Daha önemlisi partinin seçmen tabanını (başta Baykal olmak üzere bazıları anlamak istemiyor ama) dahi dönüştürdü; muazzam bir kafa karışıklığı içinde sağa sola; “her yola” gelir hale soktu.
Bu saçmalamak olamaz, bu kadar saçmalanamaz!
Beş gün önce Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çıkışta asıl odaklanılacak yer “Başkanlık sistemi” lafıdır.
Peki derdi, gerçekten başkanlık sistemi mi? Hayır!
Dünya sisteminin merkezindeki bazı güçler (onlara “Büyük paralel” de diyebiliriz)CHP Genel Başkanı’nı kullanarak Türkiye’yi korkutmak istiyor.
Nasıl mı?
Artık Türkiye’de güçlü lider ve bu gücü pekiştirecek düzenlemeler istenmediğini beyan ederek…
Israr ederseniz, kan çıkar” diye tehdit ederek…
Neden? Çünkü dünya dönüşecek ve Türkiye’nin buna itiraz etmemesi, müdahil olmaması gerekiyor.
Şüphesiz, bunun üzerine daha çok yazıp çizeceğiz.
Ama tabloyu anlamak için sadece Suriye veya PKK/PYD meselesine bakarsanız, yanılırsınız.
Çin’i, Rusya’yı, özellikle Ukrayna‘yı, kuzeyimizdeki koca Karadeniz’in şekil değiştirmek üzere olduğunu; Akdeniz‘de özellikle Libya önlerinde suların çok ısındığını; dolar ve euro çatışmasını görürseniz…
NATO’nun yeni Başkomutanı Scaparotti‘nin 4 Mayıs’ta “Rusya’yı askeri bir düşman olarak yeniden ele alacağını” ve “dünya gücü olmasına izin verilmeyeceği“ni ifade eden sözlerine ciddiyetle yaklaşırsanız…
Böyle bir dönemde Türkiye’nin hakiki bir lideri olduğuna sevinir, şükredersiniz.
Ama “onlar” da buna kızıyor işte!
Çünkü bütün istedikleri “kullanışlı” bir Türkiye!