Başbakan Yardımcısı Arınç, “Bütün televizyon kanallarımızın çocuk eğitimi ve pedagojisi için olumlu sayılabilecek örnekler vermesini diliyoruz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Çocuk Vakfı işbirliğinde, 14-15 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirilecek “1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi”nin tanıtım toplantısı öncesinde ajans, televizyon ve gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile kahvaltıda bir araya geldi.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisindeki kahvaltının ardından katılımcılarla sohbet eden Arınç, önemli bir toplantı hazırlığı içinde olduklarını belirtti. Arınç, toplantının Kasım ayında yapılacağını ancak bugünden duyurusunu yapıp çalışmalar hakkında bilgi sunmak amacıyla bu etkinliği düzenlediklerini söyledi.
“Çocuğun olduğu yerde güzellik, sevinç oluyor, yüzlerimiz parlıyor ve geleceğimize, çocuklarımıza yönelik faaliyet yaparken ayrıca bir sevinç duyuyoruz” diyen Arınç, “Çocuk ve Medya Hareketi”nin önemli olduğunu dile getirdi.
Arınç, Kasım’da yapılacak kongreye giden yolda İzleme Komitesinin, önemli bir kısmı kongrenin yürütücü ekibinde bulunan bilim adamlarının, 1. Çocuk ve Medya Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer ve arkadaşlarının yöneticiliğinde, onların programında, güzel bir hareketin sonuçlarını almak istediklerini ifade ederek, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in, hayatının uzun yıllarını çocuklara vakfettiğini vurguladı.
Meclis başkanlığı döneminde ve daha sonrasında çocukların medyayla olan ilişkilerini iyileştirmek adına faydalı olanlardan yararlanmak, zarar verici şeylerden uzak durmak açısından neler yapılabileceğini her zeminde tartıştıklarını kaydeden Arınç, toplantının çocuklar adına en iyi sonuçlarını almayı umut ettiklerini ifade etti.
Çocuğu veya torunu olanların, çocuk kanallarıyla derin bir ilişkisi olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
“Ben de zaman zaman bu kanalları izliyorum. Çocukları bu kanalların başından almak mümkün değil. Anne ve babaların işlerine geliyor. Çocuklar orada yaramazlık yapmadan televizyonun başında oturuyorlar kendileri de işlerini görüyor. Ama bu televizyon izleme süresini gittikçe artırıyor bir, o televizyon kanalındaki görüntüler ne kadar müspet veya menfi, o iki. Bir ailede ben bir babadan duymuştum, yani ‘Pokemon’ vesaire. Olağanüstü güçler, ellerinde kılıçlar, kafa, kol kesmeler… Şiddete yönelten ama çocukların heyecanını, merakını tahrik eden dizilerden etkilenen bir çocuğun hiperaktifliği yanında yaramazlığı ve çevresine olan davranışlarıyla yani bir propagandaya girmesin ama pek çok kanalımızda çocuklarımıza yönelik bir program var. Bunların hepsini bir kefeye koyarak söylüyorum. Orada güzel örnekleriyle, yani annesine, babasına veya çevresine hitap tarzından başlayarak, tarihimizden veya dünya tarihi ve kültüründen örneklerle yetişmiş çocuklarımızın çok farklı olduğunu söylüyorlar. Yani eğer bir kahraman merak ediliyorsa bu kahramanı olumsuz yönde göstermek de mümkün ama olumlu yönde çocukları etkilemek de mümkün. Biz, bu kanallarımızla çok başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Bunların DVD’leri yapılıyor, yurtdışına satılıyor. Yurtiçinde de şu anda reytingi en yüksek kanal genelde bizim çocuk kanallarımız. Bunun teşvik edici olmasını isteriz yani bütün televizyon kanallarımızın çocuk eğitimi ve pedagojisi için olumlu sayılabilecek örnekler vermesini diliyoruz.”
Başbakan Yardımcısı Arınç, RTÜK’ün her yıl bu konulardaki çalışmalarına örnekler vererek, çocuk eğitim konusunda televizyonun iyi, faydalı, güzel işler yapmasının kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.
Çocukların çok saf ve temiz olduğunu vurgulayan Arınç, onların zihninde ve akıl dünyasında güzelliklerin olmasını istediklerini aktardı.
Arınç, büyükler ve çocuklar konusunda farklı alanlarda pek çok araştırmaların yapıldığını ifade ederek, “Çocuğu konu alan faaliyetlere ihtiyacımız var. Bu, hepimiz için çok önemli” dedi.
“Projede çocuk gazeteciler için program olmalı”
Sohbet toplantısında görüşlerini paylaşan Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Öztürk, önceden okullarda, okul ve sınıf gazeteleri çıktığını hatırlatarak bu konuya dikkati çekmek istediğini belirtti.
Öztürk, şöyle devam etti:
“Gazeteci olmak isteyen çocuklara yönelik bir projenin de programın içerisinde olması gerekir diye düşünüyorum. Çocuk gazeteciler, çocuk haberciler, gazeteci ve haberci olmak isteyen çocuklara yönelik de bir eğitim programı olabilir. Bu yönde kendini geliştirmek isteyen çocuklarımız olabilir. Çocuk gözüyle haber yaptırmak lazım. Çocuk nasıl görüyor haberi? Bunun da programda yer almasının iyi olacağı kanaatindeyim.”
TV 24 Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut da Türkiye’de son 5 yıla kadar çocuk medyasının fazla ciddiye alınmadığını anlatarak, son yıllarda bu konuya önem verildiğini, 6 yaşındaki oğluyla beraber şu anda TRT’nin çocuk kanalında yayınlanan “Pepe” ve “Keloğlan” çizgi filmlerini izlediklerini söyledi.
Bulut, yabancı çizgi filmlerin içerdiği mesajlara da değinerek, bu tarz yabancı filmlerde çok ilginç propagandaların bulunabildiğini, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Bulut, Batı’dan Türkiye’ye gelen çizgi filmlerin, ülke kültürüne ve inancına fazla uygun içeriğe sahip olmadığını bildirdi.
Toplantıya, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, 1. Çocuk ve Medya Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, televizyonların ve gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile bazı öğretmen ve öğrenciler de katıldı.