Derin Analiz programında konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı hedef alan kara propagandaya sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TV’de Hasan Kurtulmuş’un sunduğu Derin Analiz programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikahında şahitlik yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı hedef alarak kara propaganda yapan gazetelere sert tepki gösterdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı yıpratma girişimlerinin bilinçli şekilde yapıldığı belirten Yiğit Bulut; “Genelkurmay Başkanı’nı yıpratmak Türk Silahlı Kuvvetleri ‘ni yıpratmak, Türk polisini yıpratmak, kahramanca her türlü fiziki saldırı altında aldığımız dönemde bu ülke için canını verip, arkada çocuklarını bırakan insanları yıpratmak en büyük şerefsizliktir, en büyük ihanettir, vatana ihanettir. Bunun artık basın yayın özgürlüğüyle, fikir özgürlüğüyle ilgisi yoktur.” dedi
Yiğit Bulut’un konuya ilişkin yaptığı değerlendirme şöyle…
ONLAR GAZETE DEĞİL PAÇAVRA
Çok açık konuşacağım, lafı saklamayacağım. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı şehit cenazesinden çıkıp Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetine icap edip nikaha katılıp, nikah şahidi oluyor. Bu durum iki gazetenin internet sitesinin başta olmak üzere, onlara aslında gazete demek bile fazla. Onlara aslında ben paçavra diyorum. Bu iki paçavranın internet sitesi başta olmak üzere Türkiye’deki bazı malum medya unsurları tarafından speküle edildiğini, manipüle edildiğini bir kara propagandaya dönüştüğünü görüyoruz. Bunu yapıldığı saatlerde, bir gün önce Türk Silahlı Kuvvetleri şehitler vermiş ertesi gün bu olay gerçekleşiyor. Genelkurmay Başkanı Şehit cenazesinden geliyor ve bunun yapıldığı saatlerde bölücü terör örgütü bir video servis ediyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına bir kara propaganda başlatıyor. Aynı saatlerde oluyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Genelkurmay Başkanı’na o iki paçavra tarafında nikah şahidi oldu diye kara propaganda başlatılıyor. Aynı saatlerde Türk Silahlı Kuvvetleri yönelik terör örgütünün iç ve dış unsurları tarafından bir propaganda servisi başlıyor.
TÜRKİYE’YE KARŞI ÇOK CİDDİ BİR SALDIRI VAR
Bu zamanlamaları yan yana koyduğunuzda, bu gazeteleri kim finanse ediyorsa o terör örgütüne kullandığı mühimmatı, üstündeki elbiseyi, cebindeki parayı aynı kişiler, aynı odaklar veriyor. Bu gazetelerin finansmanını kim sağlıyorsa terör örgütünün finansmanını da aynı odaklar, aynı kişiler, şirketler sağlıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı çok ciddi bir saldırı var. Fiziki saldırının ötesinde bir kara propaganda var. Olmayan yalan haberlerle Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılmaya çalışılıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı yıpratılmaya çalışılıyor. Zaten FETÖ terör örgütü 1997 yılından beri bu operasyona hazırlandığı gibi, içeride Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik yıpratmanın her zaman başını çekiyor. Bugün yıl 2016, 20 yıldır bu yıpratma hangi odaklar tarafından besleniyorsa bu paçavralar aynı odaklar tarafından besleniyor. Bu gazetecilik değil, bu muhalefet etme hakkı değil. Bu fikir söyleme değil. Fikir söylemeye sonuna kadar varım. Bu bir propaganda içimize sokulmuş.
EN BÜYÜK ŞEREFSİZLİKTİR, EN BÜYÜK İHANETTİR
Bu ülkede A.Ş diye kurulmuş bazı şirketler, basın yayın organı diye faaliyet gösteren bazı şirketler, yurt dışındaki ülkeler tarafından finanse ediliyor. Bu ülkenin insanlar hala bunu muhalefet sanıyor. Bu muhalefet değil. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne muhalefet olmaz. Türk Silahlı Kuvvetleri bir siyasi parti değil. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerine en aşağılık, en şerefsiz saldırıyı yaptığın zaman bu fiziki saldırı olabilir, basın yayın yoluyla olabilir. Bu muhalefet etmek değildir. Ülkenin silahlı kuvvetleri siyasi parti değildir, ülkenin göz bebeğidir. Sen o manşeti atasın, sen o internet sitesinde Genelkurmay Başkanı’na rahat rahat oturduğun yerden saldırabilesin diye bu ülkenin silahlı kuvvetlerinin askerleri sınırlarda şehit oldular. Bunu unutma. Sen bu ülkenin ekmeğini yiyorsan suyundan içiyorsan sen bu ülkeye ihanet edemezsin. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı’nı yıpratmak Türk Silahlı Kuvvetleri ‘ni yıpratmak, Türk polisini yıpratmak, kahramanca her türlü fiziki saldırı altında aldığımız dönemde bu ülke için canını verip arkada çocuklarını bırakan insanları yıpratmak en büyük şerefsizliktir, en büyük ihanettir, vatana ihanettir. Bunun artık basın yayın özgürlüğüyle, fikir özgürlüğüyle ilgisi yoktur. Bu ülkede yargının bu kuruluşlar hakkında, bir basın yayın kuruluşu gibi değil terör örgütünün yaptığı faaliyeti basın yayın yoluyla yapanlar olarak harekete geçme zamanı gelmiştir. Bu basın özgürlüğünü kısıtlaması da değildir. Bir siyasi partiyi eleştirirsin, her şeyi söyle. Fikrine karşı çık ama Türk Silahlı Kuvvetleri bir siyasi parti değildir. Sen boğazın kenarında otur, akşam içkini iç diye bu ülkenin güvenliği sağlansın diye kimseyi ayırmadan bu ülkede güvenlik güçleri ülkeyi korumak için canını veriyor.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROPAGANDASINDAN DAHA AŞAĞILIK BİR PROPAGANDA
Bir taraftan güvenlik güçleri bu ülke için canını verirken bir tar sağlanmış güvenlik içinde güvenlik güçlerini arkadan vuran paçavralar var. Genelkurmay Başkanı’na yapılan saldırı terör örgütünün yaptığı bombalı saldırından hiçbir farkı yoktur. Genelkurmay Başkanı’nı linç etmek, onura saldırmak, haysiyetine saldırmak onu küçük düşürmeye çalışmak terör örgütünün propagandasından daha da aşağılık bir propagandadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni halkın gözünde yıpratmaya çalışmak bu ülkede yapılacak en büyük şerefsizliktir. Normal bir dönemden geçmiyoruz. Türkiye büyüyor, genleşiyor, ayağa kalkıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk polisi, güvenlik güçleri bunun için canını feda ediyor. Böyle bir dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri saldırmak, Türk Silahlı Kuvvetleri personelini aşağılamak küçük düşürüp linç etmeye çalışmak vatana ihanettir. Basın özgürlüğü değildir.
Hainler basın yayın kuruluşu adı altında, hainler mazbatanın adı altında, sivil toplum kuruluşu adı altında bu ülkenin değerlerini yıpratmaya çalışıyorlar. TSK’ya herhangi bir siyasi parti gibi aklından geleni söyleyemezsin. Terbiye sınırları içinde eleştirebilirsin. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliğini rencide etmeyecek şekilde eleştirebilirsin. Ama bu bir linç operasyonuna dönerse, yalan bombardımanına dönerse bu vatana ihanettir. Bu suç terör örgütünün patlattığı bombanın basın yayın yoluyla patlatılmasıdır, bizzat terör suçudur.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ
Bu saldırılar her Türk vatandaşı tarafından fark edilmeli. Bunu yapan iki paçavra başta olmak üzere, bunların finansmanının terör örgütlerini finanse edenler tarafından yapıldığı bu ülkenin insanları tarafından bilinmelidir. Sözün bittiği yerdeyiz. Eğer bugüne kadar kibarlığımızdan dolayı birileri kendilerini çok güçlü sandılarsa veya bugüne kadar bir şey söylemedik diye birileri daha ileri gidiyorlarsa şunu bilsinler ki bizim korkusuzluğumuz onların korkusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri bir siyasi parti gibi gazete köşelerinde manşetlerinde yerden yere vurulamaz.
TÜRK MİLLETİ AYAĞA KALKTIĞI ZAMAN SİZİ TÜKÜRÜĞÜYLE BOĞAR
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeline kibrit suyu dökmek için burada çıkartılan o paçavralar insanlara sanki başka bir şeymiş gibi pazarlanıyor. Gezi olaylarını hatırlasın herkes. O dönemde o paçavraların yaptığı propagandayı hatırlasın. Bunlar böğrümüze saplanmış bıçaktır. Türk milleti ayağa kalktığı zaman ne o paçavralar kalır ne de onları finanse edenler. Türk Milleti ayağa kalktığı zaman sizi tükürüğüyle boğar. Herkes aklını başına alsın. Onları finanse edenler çok mutlu. Çünkü bir tarafta terör örgütünü finanse ediyor fiziki saldırı yaptırıyor, bir tarafta o paçavraları finanse ediyor içeride psikolojik bir operasyon yaptırıyor aklınca.
