MEDYAGÜNDEM- Fehmi Koru bugün Star gazetesinde Taha Kıvanç mahlasıyla yazdığı “Kulis” köşesinde koşa koşa darbenin çirkin sembolüne dönüşen Tahrir meydanına giden Milliyet yazarı Can Dündar’ın “darbe hevesi”ni gözler önüne sermiş.
“Neresi ‘romantik’ neresi ‘isyankâr’ bu arkadaşın?” başlıklı yazısından bazı bölümler şöyle:
(…)
BİN ATLI AKINLARDA ÇOCUKLAR GİBİ ŞEN VAZİYETTE
Arkadaş koşa koşa Kahire’ye gitmiş… Pardon, koca yazısının içinde ‘Kahire’ adı yalnızca bir kez geçiyor; okuyucularına gittiğini bildirdiği yer ‘Tahrir’… Gezi Parkı’ndan çıkıp Tahrir’e gitmiş arkadaş; gaz maskesini de yanına alarak…
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen bir vaziyette…
Gezi’den neler yazmışsa Tahrir için aynışeyleri aktarmış; Gezi’de hevesinin yarım kaldığını kullandığı her sözcükte hissettirerek… ”Aslında”diyor, ”Darbenin her türünüt atmış bizler için Mısır darbesi ‘hepsinden biraz’ tadında…”
Kâh Evren’i ve 12 Eylül’ü hatırlamış, kâh ”Yaşasın ordu, kurtulduk”çığlığıyla 27 Mayıs’a gitmiş… Asker iktidarı bizzat almak yerine teknokratlara devredince 12 Mart’ı anmış… Sonra darbeciler İslâmcıları hedef almış, ”Galiba Mısır’ın 28 Şubat’ı”demiş…
Darbeler kötüymüş, ama ‘en büyük kötülüğü’ne imiş biliyor musunuz? Şu: ”En büyük kötülüğü, iktidarda yıpranmaya başlamış Müslüman Kardeşler’i yeniden umut haline getirmesi olacaktır…”
Yazıyı baştan sona okuduğumda, kusura bakılmasın, ne herhangi bir romantizm gördüm, ne de ‘isyankâr’bir tavır… Demokratik yoldan seçilmiş bir devlet başkanıyla, zar zor kurulmuş ve her eğilimin içinde temsil edildiği bir hükümeti devirdiğinin farkında olmayan birileriyle kameraya gülümseyen bir ‘demokrasi gâfili’sadece…
‘Darbeyle gelen, darbeyle gider’demiyor mu bir de…
DÜNDAR’IN DARBELERE ÖVGÜSÜ VE YALANI
Bir de ‘haber’ var yazısında… Tayyip Erdoğan Mısır’a gittiğinde Mursi’ye ”Askerin üzerine gitmekten çekinme’ ‘demiş… Romantik arkadaş”Geziye katılanlardan biriyle konuştum”diye veriyor bu ayrıntıyı…
Ziyaret sonrası ben de toplantılara katılanlardan biriyle konuşmuştum ve bendeki bilgi çok farklı. Görüşmede, ”Aman ha, acul davranma… Önce milletinin karnını doyurmaya bak… Sağla solla kavga etme… Askerle dalaşma…”anlamına gelecek tavsiyelerde bulunulduğunu aktarmıştı kaynağım…
Aynı akılları uzaktan vermeye devam etmişler…
Merakım şu: Bütünüyle ‘darbelere övgü’anlamı taşıyan bir yazıda, hem de hiç gereği yokken, bu yanlış bilginin ne işi var?
(…)