SON PERDE/TARAF’IN GERÇEK YÜZÜ
ERDEM YAVUZ YAZDI
Amerikalı top sakal arkadaşımız, Taraf gazetesinin son durumu ile ilgili attığı bir twitte, “Taraf’ın fabrika ayarlarına döndüğünü” yazmış, bunu okuyunca aklıma 2007 yılında Taraf gazetesinin Nokta dergisinin yerine kuruluşu geldi. Zaten Nokta’nın başındaki saygın isim Alper Görmüş de Taraf’ta etkin bir rol üstlenmişti, Alkım Kitapevi’nin altın çocuğu çok satan romanlarının yazarı Ahmet Altan da Taraf’a gelince bir anda demokratların tapınağı haline dönüştü.
Burada bir parantez açıp Macar ve Yahudi asıllı ABD’li finans spekülatörü ve silah tüccarı George Soros’a ve 2001 yılından beri Türkiye’de yüzlerce projeye aktardığı onlarca milyonlarca doların ne anlama geldiğine bakmakta fayda var.
Soros’u Türkiye’de çok kişi tanımaz ama Türkiye’de kurduğu Açık Toplum Enstitüsü, İstanbul medyası ve gazeteciler arasında çok popülerdir, gazetecilerin pek çoğu bu Enstitüye yaklaşmak için kırk takla atar, hele bir Danışma Kurulu vardır ki orada ismin geçmesi ayrı bir prestij kazandırır.
Soros, “para sihirbazı” ünvanını almadan önce İran-Irak savaşı döneminde hem İran’a hem de Irak’a silah satmayı başaran ender sihirbazlardan birisiydi böyle bir şeye vicdanının nasıl razı geldiğini soran bir muhabire, “Benim işim silah satmak. Kime sattığıma değil, kaç para kazandığıma bakarım.” cevabını vererek meşhur olmuştu.
George Soros, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bir şey fark etti, ülkelerin gelişmesini bekleyip doğacak fırsatlardan para kazanmak büyük bir zaman kaybına yol açıyordu halbuki bu ülkelerde her zaman hazır olan iç dinamikleri destekleyerek, uzun yıllar sürebilecek kültürel oluşumu hızlıca atlayarak direkt sonuca geçmek için bir miktar para harcamak ve sonrasında oluşacak ekonomik talebin meyvelerini toplamak dünyanın en karlı işiydi.
Bu tip bir süreç için hedef seçilen ülkede mutlaka bir etnik kökenli grup ve güçlü bir organizasyon yandaş olarak seçilip toplumun entelektüel kesiminin koruyucu kanatları altına girmek gerekiyor.
Burada parantezi kapatıp Taraf’a geri dönelim, Taraf kuruluş misyonuna uygun şekilde görevini yerine getiriyordu, gazete satışları kötü gitse de ekonomik destekçileriyle, top sakal çetesinin istihbari bilgi, belgeleriyle işler çok güzel gidiyordu ki bir anda Taraf’ın kurucu ortaklarından büyüğü kendisine yönelik AKP hükümetinden tehdit farketti ve bir uyarı vermek için “Paşasının Başbakan’ı” manşetini attı.
Bu manşet ve sonrasındaki gelişmeler, Taraf’ın gerçek yüzünü ortaya çıkardı ve kendi içindeki bütün dengeyi de bozdu.
Taraf’da çalışan gazetecilerin para sıkıntısı her zaman vardı, hiç bir zaman düzenli olarak maaş alamadılar, köşe yazarlarının çoğu zaten ek iş olarak yazarlık yapıyor sadece adres belli olsun mantığıyla hareket ediyor, Başar Aslan’dan para beklentileri olmayan insanlardı. Bir kısım köşe yazarı ise zaten gazetenin görünmez ortaklarının kontenjanından yazı yazıyor gazeteye pek uğramıyordu.
Süreç bu şekilde ilerlerken ve Ahmet Altan cipiyle Bağdat caddesinden hızla geçmeye, oğlu Kerem Asmalımescit turlarına hızla devam ederken, Defne Joy olayı Altan familyasının dengesini bozdu ve Altangillerin varoş hayatına ilişkin yazılarına ara verip eski bohem hayatına dönmesine yol açtı.
Neşe Düzel kırmızı koltuk arkadaşı Altan’ın arkasına takıldıysa da kolundan tutup maaşını nereden aldığının hatırlatılması üzerine tıpış tıpış dönmek zorunda kaldı.
Bütün medya dünyası bilir ama konuşmaz, maaş ödenmeyen gazetede, “benim gazetecim işini bilir” durumu ortaya çıkar Taraf gazetesinde de uzun süredir olan buydu doğru dürüst bir yazı işleri olmayınca zaten az sayıda olan muhabir gazeteye ne haber gönderseler herhangi bir düzeltmeye tabi tutulmadan yayınlandığını fark edip, yönlendirme yapmak isteyen organize çetelerin, ismini parlatmak isteyen savcıların, kamuoyu oluşturmaya çalışan Polis istihbaratın, yeni görevler isteyen ve rakiplerinin ayağını kaydırmaya çalışan bürokratların emrine giriverdiler, gazete halen maaş vermiyor halen operasyon gazeteciliği devam ediyor ama gazetenin asıl sahipleri kurucuları, rahatsız oldu fabrika ayarlarına dönmek istiyorlar, gazete kuruluş amacından çok uzaklaştı yeniden bir toparlanıp yaklaşan seçimler öncesi kendisini toparlayıp demokrasi getirme misyonuna dönmesi ve safralarından kurtulması gerekiyor.
İşin aslı bu gazeteye çok yatırım yaptılar, yeniden bir organizasyon kurup safları sıklaştırmak Açık toplum için mümkün görünmüyor, ne top sakal çetesinin artık dokunulmazlığı kaldı ne de AKP’nin buna izin verecek tahammülü… Mecburen devam edecek olanlara kısaca “görev zararı” diyebiliriz, kısaca son perde açıldı seyirciler yavaş yavaş koltuklarından toparlanmaya başladılar, kısa zamanda medyanın kendi arasında bildiği ama korkudan dile getiremediği şantaj, casusluk olayları ortalığa saçılacak işte o zaman kamuoyu “Taraf olayını” daha iyi anlayacak …
Erdem Bey yazilariniza iltifat etmekten yorulmuyorum. BUYUK RESMI bukadar guzel tarifleyen baska bir yazar gormedim! Helal olsun!