Anasayfa / GENEL / Bu yazı için deklarasyonu deleriz!
tamer-mahser

Bu yazı için deklarasyonu deleriz!

Mahşer’in Dört Atlısı

BİRİNCİ ATLI: Şayet ‘İyi, Kötü, Çirkin’ in iki bin on iki versiyonu çekiliyor olsaydı, Lee Van Cleef’in boşluğunu dolduracak aktör tartışmasız hazırdı?

Yok, Hollywood’dan filan değil, necip medyamızdan bir karakter oyuncusu; üstelik görenler kardeşi sanır, Lee Van Cleef’e o denli benziyor. Spagetti western türü tam ona göre, özellikle de çöl sahneleri için biçilmiş kaftan?

Son dönemde silahını eskisi kadar hızlı çekemiyor, bazen çekerken düşürdüğü oluyor. Eh, tekrar çekimlerle bu kusurun üstesinden gelinebilir!

En son, eski patronu ‘Lee Van Cleef’i ben kovdum, çünkü her seferinde benden 300 bin, 500 bin götürdü. Ben gidiyorum diye bize haber gönderir, biz de aman gitme deyip para verirdik. Yönetilemez hale gelmişti’ diye feveran edince?

Belindeki klavyesini, ‘Yaşına başına bak, sen ne biçim adammışsın, ne biçim patronmuşsun ki senden ‘para götüren!’ bir yazarına yıllarca tahammül etmişsin. Ayıptır, ayıp, yalan söyleme!’ diyerek ateşledi.

Hemen ardından da ‘Bana ve Hürriyet’teki bazı kovboylara çeşitli zamanlarda para verdiği doğrudur. 1997-2006 yılları arasında bana kendiliğinden paralar verdi. Diğerlerine ayrıca evler, villalar da almıştır’ dedi.

Haliyle, tam da burada yaman sorular zihinlerimizi kurcalıyor. Medya kasabasının eski patronu, Lee Van Cleef’e hangi gerekçelerle, niçin, neyin karşılığında bu paraları verdi? Maaş değil, prim değil; zurnanın her zırt dediği yerde yüklü miktarda paralar ödemesinin mücbir sebebi nedir?

*

İKİNCİ ATLI: Cemal Süreya, Antikomünizmin Ajda Pekkan’ı diye tarif etmişti, onu?

Bense, Yalıdakiler’in Helen Mirren’ı demeyi tercih ediyorum. Mirren’la şöyle bir yan yana dursalar, ‘galiba bunlar kardeş’ dersiniz. O da, İngiliz aktris gibi pek nazlı ve yıllardır farklı rollerin üstesinden geliyor. İzleyicinin ‘başı dönüyor’ gözleri kararıyor olsa da, ne gam!

Aydın Doğan’la yıllar önce icra ettiği dalaşmanın aslında bir kayıkçı kavgasından ibaret olduğunu çokları dizi filmin son sahnelerinde algıladı. Buna da şükür!

Yirmi Sekiz Şubat dalgaları peş peşe gelince, ‘Aydın Bey’i koruma ve kollama görevini’ icra etmeye başladı; ‘Otuz beşe bakla’ hesabı ihtimamla vazifesini yapmaya devam ediyor.

Geçen ay ’12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci’ adlı kitabı ‘Doğan Kitap’ tarafından yayınlandı.

Türkçesi? ’12 Eylül’ü desteklemiştin’ diyenlere güya bu kitapla savunmasını yapıyor. Neymiş? Kenan Evren’in anılarından, vaktiyle darbeyi destekleyen köşe yazılarını yeni kitabına almış da, aralarında kendisi (Nazlı Mirren) yokmuş!

12 Eylül öncesinde ‘Merhaba Asker’ (1978) bile dediği; ‘İç Hizmet Kanunu’ndaki otuz beşinci madde işletilemiyor’ diye yakındığı (1979) bir dolu yazısını geçtim; darbeden bir ay kadar sonra ne yazdığını da yok saymamızı istiyor!

’12 Eylül, 27 Mayıs’ın hatalarını tekrarlamıyor. Meşruiyetini başkalarının mağduriyetinde aramıyor. Çünkü 12 Eylül’ün gerekçesi haklıdır. 12 Eylül terörden bezen halkın meşru müdafaaya geçtiği gündür’ diye yazan sanki bir başkasıydı! (16 Ekim 1980)

*

ÜÇÜNCÜ ATLI: En büyük özelliği, on yıl aralıklarla nedamet getirme kitapları,yazıları yazmasıdır. Rejisör Sergio Leone şayet kendisini tanısaydı, onu İtalyan futboluna ‘Kimse kızmasın, jetonu geç düşen Marcello Lippi’ diye tanıtırdı.

‘Neden her defasında on yıl geçmesi gerekiyor’ diye bir sorgulamaya girişirseniz onun ‘Yalıdakiler’ filmindeki asıl rolünü çözmek için ilk adımınızı atmış olursunuz?

Darbe Komisyonu’nda sahne alıp, ’28 Şubat sürecine verdiği baba desteği’ öylesine küçülttü ki, utanmasa ‘Ben de mağdurdum’ falan diyecekti!

Ergenekoncuları ‘Avrasyacı veya Rusçu’ imiş gibi gösterme illüzyonunu, bir de Ekonomik Kriz Tellallığı’nı pek sever. 2008 sonbaharında yani küresel krizde ateşin bacayı sardığı o dönemde heyecanla ‘IMF’yi dayatanlar’ arasındaydı.

Dikkat buyurunuz, çok değil iki ay önce yine işi kriz tellallığına vurdu! Şu jetonunun geç düşmesi meselesi de neticede hesaba dahil bir durumdur. Baronların dublajını yapan bir seslendirme sanatçısıdır, Hasan C. Lippi!

*

DÖRDÜNCÜ ATLI: ‘İyi, Kötü, Çirkin’ yeniden çekilseydi, pekala Eli Wallach’ın yerine oynayabilirdi?

Ne de olsa, Lee Van Cleef’in klavye çektiği yerde ‘temsilcilik’ yapıyor. Eli Wallach karakterinin saygılı halini temsil eder.

28 Şubat sürecinde Hasan Kaptan’la birlikte Sabah’ta kovboyluk yapıyorlardı. 28 Şubat MGK’sından birkaç gün sonra (5 Mart 1997) Hürriyet, Milliyet, Radikal, Gözcü ile birlikte Sabah’ın da manşetinde ‘Ürperten İrtica Yemini’ vardı. 28 Şubat’ın en meşhur asparagası, MGK’da Güven Erkaya tarafından masaya getirilen kurmaca rapordan çıkarılmış bir manşetti?

Böyle bir ‘Kuran Kursu Andı’ yoktu. Hiç olmamıştı. Ya? Generaller, fabrikasyon bir yemin metnini Apoletli Medya’ya servis etmişlerdi?

Sabah’taki ürperten yemin haberini yazan mı? Eli Wallach’tı!

TAMER KORKMAZ/YENİ ŞAFAK

MEDYAGUNDEM

emec

Aydın Doğan neden hiç Emeç cinayetini deşmedi?

Hürriyet’in öldürülen genel yayın yönetmeni Çetin Emeç cinayeti 27 yıldır hala çözülemedi. Bugün Yeni Şafak’ta …

reina

Ortaköy’de saldıran Amerikan terör devletidir!

Yeni Şafak’ta Tamer Korkmaz’ın “Ortaköy’de saldıran, Amerikan Terör Devleti’dir!” başlıklı yazısı şöyle: Türkiye, 2016’da Katil …

aydin-dogan4

Ecnebi Hürriyet’in örttüğü gerçekler!

Yeni Şafak gazetesinde Tamer Korkmaz’ın “Mister Kirby, Kısa Kılıç Medyası’nı sever!” başlıklı yazısı şöyle: ABD …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir