Bu neyin kafası “Yalansu”?

MEDYAGÜNDEM- Bunlar nasıl gazeteci demeyeceğiz artık, bunlar nasıl insanlar? Gözümüzün içine baka baka bizi, milleti keriz yerine koyuyorlar. Mehmet Baransu isimli Taraf yazarının bugün gazetesinde yalan çıkan haberi için yaptığı açıklama, “sözün bittiği yer”di.

Şöyle düşünün: Biri çıkıyor hakkınızda akıl almaz iddialar ortaya atıyor. İddiayı ortaya atanın haklı olduğunu ve doğru söylediğini nasıl anlarsınız? İddiasını kanıtlayıp kanıtlayamadığından değil mi?

Kendisine “gazeteci” diyen adamın biri çıkar da ortaya akıl almaz iddialar atar, iddiaları da yalanlanırsa ne yapmasını beklersiniz? Ya iddiasını kanıtlamasını, ya özür dilemesini ya da yalanıyla oturup susmasını değil mi?

İşte öyle olmadı.

Karşımızda tuhaf mı tuhaf, her türlü erdemli kavramı “kibirleri”, “egoları” ve “hırsları” için iğdiş eden, istismar eden patolojik bir vaka var…

İddiasını ispatlamak yerine tutup iftira attığı kişiyi  “yemin etmeye” çağırana ne denir?

Gazeteciliğin de içini boşalttılar. 

Mehmet Baransu’dan söz ediyoruz.

Dün “Arınç istifa etti” diye bir iddia ortaya attı, Arınç da “Sizin fitne oyunuza gelmem, yalandır” diye Baransu’yu “Yalansu”ya çevirdi.

O da tuttu bugün ne yaptı biliyor musunuz?

“Yemin et Arınç” diye yazı yazdı.

Arkadaş hasta mısın, arıza mısın, nasıl bir insansın?

İddiayı ispatlaması gereken sensin, ne yemini?

Bakın Baransu ne yazdı?

“Bugüne kadar sayısız haberim resmî açıklamayla yalanlanmaya çalışıldı. Hep sustum. Zamanın beni haklı çıkaracağını bekledim. Ve zaman, ‘yalan’ denilen haberlerin doğru olduğunu gösterdi. Sayın Bülent Arınç, Size duyduğum saygı gereği ve açıklamalarınızdaki ‘insaf’ sınırını aşan ‘fitne’ ithamlarınız ilk kez bir açıklama yapmamı zorunlu kıldı. Ve yine ilk kez kamuoyunun alışık olmadığı ‘olağandışı’ bir açıklama yapacağım.

Sizin Allah inancınızın sağlam olduğuna inanırım. O gün Köşk’te ve Başbakanlık’ta yaşananlar, ayrıntılar, o stresi yaşayanlarca biliniyor. Ayrıntılara girmeye gerek yok. Ancak, sizin ve benim inandığım Allah’ın adı, tüm bu ayrıntıları hükümsüz kılıyor. Bu açıklamanızın doğru olduğuna, inandığınız Allah adına yemin edebilir misiniz? Son sözüm budur.”

Arkadaş bu nasıl kafa?

İddianı ispatlayamıyorsan bu nasıl “Ben doğru yazdım” iddiası… Orada mıydın? Tanık oldun mu? Sana birileri bilgi getirdi, “kutsalmış” gibi doğru olduğunu iddia ediyorsun. Yok mu yalan olma ihtimali?

“Allah’a yemin etmekten” söz ediyorsun madem, söyler misin “fitne çıkarmanın” da Allah katındaki karşılığı nedir?

Hucurat Suresi 6. ayet-i kerime ne der:

“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”

Madem Allah’a inanıyorsun bu ayet-i kerime rehberimiz değil mi? Neye hizmet ediyorsun Baransu? Bu nasıl gazetecilik, bu nasıl insanlık, bu nasıl Müslümanlık?

Zina suçunda bile kaç şahit arandığını biliyor musun? Şahit yok, belge yok, kanıt yok, pişkince “Ben doğru yazdım sen yemin et” çıkışı, akıllı insan tavrı mı?

Bu tayfanın hep başvurduğu yöntemdir bu.

Sıkışınca hiç çekinmeden Allah’ı şahit gösterip “yemin etmeye”, hatta “lanetleşmeye” çağırır, bedduaya sarılır bu vicdanı karalar…

Böyle bir gazetecilik mi var?

İddianı ya ispatla ya da çık özür dile…

Bu nasıl gazetecilik, bu nasıl insanlık?

Kendinizi de gazeteciliği de rezil rüsva ettiniz.

medyagundem.com