Tamam!
Kimsenin umurunda değil bu konu, ama var güçleri ile asılıyorlar..
Sahi, isteyen dershane yoluna devam etsin dense ve bu arada okula dönüşmek isteyenlere teşvikler verilse, ayrıca internet üzerinden ücretsiz bir şekilde üniversiteye hazırlık kursları açılsa, Halk Eğitim Merkezleri, bilgi evleri ve okullarda destek dersleri, çağrı merkezleri düzenlense nasıl olur..
Cemaat dershaneciliğe devam etsin, bakalım ne kadar devam edecekler. Bana kalırsa bu gidişle dershaneleri kurtaralım derken kolejlerinden olacaklar.. Öfkeyle kalkan zararla oturur..
Kararlılık gösterisi meydan okumaya dönüşüyor.. Bu cemaat bu kadar basıncı taşıyamaz.. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.. Birilerinin ellerinden gelse sanki Gezi’ye çıkacaklar.
28 Şubat’a da, 28 Şubatçılara da sahip çıkma noktasına geldiler.. 28 Şubat’ta bile bu kadar baskı olmadığını söylemeleri boşuna değilmiş.. Birtakım yakışıksız ve başka çağrışımlar yaptıran benzetmeler işin ciddiyet ve nezahetine gölge düşürdü.. Aynı çağrışımların bize yapılması halinde ne düşünürdük, bunu düşünmemiz gerekirdi.. Bunu kim yazdı, ya da kim söyledi, nasıl bu mesajı alıp yayına koydular.. Demek ki, birilerinin öfkeleri bazı şeyleri düşünmelerini engelliyor..
Ecevit olsa, okulların anahtarlarını teslim ederlerdi ama, Erdoğan olunca olmaz.. Hani dershane işi, bana kalırsa işin bahanesi.. Cemaat aslında MİT, Emniyet filan konusunda da kendine göre bir kadrolaşma çabası içinde. Bu konudaki ayrıntılar yarın bir gün medyaya düşerse o zaman işin suyu çıkar..
Birilerinin cemaatin önde gelenlerine “fazla naz aşık usandırır” demesi gerek.. Çevrelerindeki insanları tercihe zorlarlarsa, çoğu yanlarında kalmaz..
Birileri cemaatin himayesinden istifade ettiği için onu kaybetmeme pahasına, birileri de, cemaatin öfkesini çekmeme adına bu tartışmaya girmiyorlarsa, bu işlerin ne zamana kadar böyle devam edeceğini de hesaba katmaları gerek. Bu iş böyle devam edemez..
Hükümet her kararını Atlantik ötesine onaylatacak diye bir kural yok.. İtirazınız varsa yargıya gidin, sandık var.. Ya da böyle de devam edebilirsiniz..
Bu işin zamanlaması da yanlış, yöntem de yanlış, iddiaları da gerçek dışı.
Dershaneler kapatılmıyor, okula dönüştürülüyor.. Dershaneler diploma verecek. Ayrıca bir okula gerek kalmayacak.. Bu iş bugünden yarına değil, 3 yılda gerçekleşecek bir proje..
Aslında geç kalan bir uygulama idi.. Bu iş ilanihaye böyle de gidemez. Bu konu aslında çözümün bir parçası. Başlangıcı.
Öğretmen de, öğrenci de, işletmeci de kayba uğramayacak..
Üniversite için ücretsiz takviye projeleri de hayata geçirilecek.. Yoksullar çaresizliğe terkedilmeyecek. Kurs parası bulamayanların da yararlanacakları bir sistem kurulacak.
Dinlemiyorlar ki anlasınlar. Kendi ezberlerini tekrarlayıp duruyorlar..
Tam da Diyarbekir buluşması sırasında, tam da adaylar belirlenirken, tam da yurtdışında Türkiye üzerinde bir takip hesapların gündemde olduğu bir zamanda, bu kadar yanlışı nasıl üstüste getirmeyi başardılar..
Afişlerdeki mesaja bakıyorum, Tv reklam spotuna bakıyorum, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceği geliyor insanın..
“Neuzubillahi minsseyase” diye başlayıp, bu noktaya savrulmakta ayrı bir konu..
Belki de böylesi iyi oldu.. Bu iş bir gün patlayacaktı. Bu işin üzeri hep örtülmeye, kriz ertelenmeye çalışıldı.. Bu işler herkesin bildiği bir sır olarak kaldı.. Eğer bu işler böyle devam edecek olursa, sanırım konuşacak daha çok konu başlığı çıkacak..
Durum daha kritik bir hal almadan bu işin tatlıya bağlanması ve aynı yanlış tavrın tekrarlanmaması gerekir..
Kimse kendi nefsine güvenmemeli.. Servet, silah, iktidar, makam, koltuk, güç, kadın-erkek ilişkilerindeki sapmalar beraberinde çok büyük değişiklikler getirebiliyor.. Eskiler boşuna “Beni bana bırakma Rabbim!” diye dua etmemişler..
Toplumun çok büyük bir kesimi bu tartışmanın dışında.. Twitter’da hit olmak çok zor değil. Zaten dağıtılan el ilanları ortada.. Bu kadar ağır kışkırtmalar ve belli yayın organlarının haber bombardımanına rağmen toplumda ciddi bir tepki yok..
Bu iş ne kadar gündemde kalırsa Cemaat o kadar yara alır.. Bu şekilde bu tartışmanın sürdürülmesi de mümkün değil..
Hani Zaman’daki bazı yazarlar daha önce AK Parti ve Erdoğan hakkında yaptıkları o yayınlardan sonra bu iş çok farklı anlamlar kazanmaya başladı..
Cemaatte bu işi kendi içinde konuşup tartışmaya başlamış olsa gerek.. Bu iş daha fazla sürdürülecek olursa, keskin sirke daha fazla küpüne zarar verecektir.. Hem zaten bu tartışmalardan sonra bu işin eskisi gibi sürdürülmesi de mümkün değil.
Hiç bir şey de eskisi gibi olmayacak bundan sonra.. Parti-Cemaat ilişkileri de bundan sonra daha hassas bir çizgide sürdürülecektir.. Çünki ortaya derin bir güven krizi çıkmıştır..
Sahi yarın, özel dershaneler okula dönüşmek için teşvik almak üzere kendileri Milli Eğitim’e başvurmaya başlarlarsa ne olacak? Neyse anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az. Anlamak istemeyince, kellim kellim la yenfağ. Selam ve dua ile..
AK Partiye sekte vurayım derken en büyük sekteyi yiteceğinizin hesabını yapmadığınız görülüyor. Desteği çektik diyorsanız AK Parti seçimlerden başarılı çıkarsa ki görülen %52’i, tabanınızı kaybettiğinizin resmi ortaya çıkacaktır. Destek veriyoruz derseniz, taban çıkıp; madem destekliyordunuz bu kampanyalar neyin nesi, neyin sesiydi demeyecek mi? Ne cevap vereceksiniz? Velev ki çok büyük yenilgi aldığını farz edelim, kaybeden siz mi, AK Pati mi olacaktır? AK Partinin kaybettiği gün bu ülkeden valizlerinizi toplayıp gideceğiniz gün olmayacak mı? Başta Baronlar ve Ergenekoncular sizleri bu ülkede yaşatacaklarını mı sanıyorsunuz? İstedikleri kadar vaatlerde bulunsunlar, inanıyor musunuz? Aklınızı başınıza alıp, içinizdeki bir avuç pisliği temizleyeceğiniz yerde yel değirmenlerine savaş açmanın adına Donkişotluk derler. AK Partinin kaybedecek hiç bir şeyi yoktur. Daha doğrusu seçimlerden daha da güçleneceğini sizlerde biliyorsunuz. Son dakika çabalarıyla işi düzeltirim mantığını bu Başbakana yutturamayacağınızı da biliyorsunuz. Taban bir kere koptun mu bir daha bütünleşmeyeceğini de bile bile Kamikaze yapmanızı bir daha düşünmenizi tavsiye ediyorum.