Cumhurbaşkanı Erdoğan, referandum sonuçlarına etki etmek isteyen Avrupa’ya en iyi dersin 16 Nisan’da verileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da düzenlenen toplu açılış töreninde İsviçre’de açılan pankarta çok sert bir dille tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları:
Kardeşlerim, Ankara şu anda anayasa değişikliğine karşı hayır kampanyası yapan ama evet denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde, maalesef milleti hor gören bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargahı olması gereken Ankara, bu faşist anlayışın istilasına uğramıştı.
BUGÜNKÜ HAYIR DİYEN ZİHNİYET, AŞIK VEYSEL’İ DE ULUS’A SOKMAYAN ZİHNİYETTİR
Kardeşlerim, bir vesileyle Ankara’ya gelen Aşık Veysel, kılığından kıyafetinden dolayı Ulus’a sokulmamıştır. Bugünkü hayır diyen zihniyet, Aşık Veysel’i de Ulus’a sokmayan zihniyettir. Hamdolsun, dün o caddelere sokulmayan insanlar bugün Ankara’da yaşıyor. İşte onlar evet diyenlerdir. Rahmetli Menderes’i sadece ve sadece milletin taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Ona sessiz duranlar da hayır diyenlerdir. Türkiye ne zaman ileriye doğru atım atmışsa, hep aynı şey olmuştur. Bir takım eller devreye girmiş, ülkemiz hep geriye itilmiştir.
EĞER İSTİKRAR OLSAYDI 22 BİN DOLAR OLACAKTI
Türkiye 1991’den bu yana istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı, şu anda bulunduğumuzun yerin tam 2 kat ilerisinde olacaktık. Bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar. Eğer istikrar olsaydı bu 22 bin dolar olacaktı.
TERS KÖŞE OLDULAR YİNE
Önceki gün büyüme rakamları açıklandı. Türkiye, 2016’da 2,9 büyümüş. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde AB’nin ortalama büyüme rakamı 1,5. OECD ülkelerinin büyüme ortalaması 1,7. Bize tabiki 2,9 yetersiz geliyor ancak dünyadaki anlı şanlı ekonomi kuruluşları var ya, şimdi onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde olduğumuzu unutmayalım. Bu demektir, ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar. Şu meydanın bereketine bak. Hani bazen diyorsunuz ya, Avrupa Avrupa duy sesimizi, diyorsunuz ya. Gör Ankara’yı gör. Öyle kahve köşelerinde hayır kampanyaları yapmakla, benim milletimi aldatamayacaksınız.
16 NİSAN’DA AVRUPA’YA DERS VERMEYE HAZIR MIYIZ?
16 Nisan’da Avrupa’nın liderlerine gereken dersleri vermeye hazır mıyız? Hanımlar, beyler 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hiç merak etmeyin, biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Biz sadece rabbimizin önünde rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz. Ankara, 16 Nisan’da, demokrasi ve ekonomisiyle daha büyük Türkiye için evet diyor mu?
BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN İTİBAREN BUNU DİLLENDİRDİM
Dün Diyarbakır’daydım. Diyarbakır evet diyor. Diyarbakır çok çekti. Kardeşlerim, dikkat ederseniz iyi olan, güzel olan, ülkemizin faydasına olan gelişmelerin bir şartı vardır. Bu şart istikrardır, güvendir. Biz bunları tehdit eden onlarca hadise yaşamamıza rağmen bunları engelleyemedik. Özal’dan Demirel’e Türkeş’ten Yazıcıoğlu’na kadar tüm liderler başkanlık sisteminde uzlaşmıştır ancak bir adım atılamamıştır. Özellikle şahsım belediye başkanlığından itibaren bunu dillendirdim. Ama gereken mesafeyi kat edemedik. Çünkü karşımıza sürekli engeller çıkarıldı. İlk adımı 2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlayarak attırdık. Doğru olan bunu 2014 Cumhurbaşkanı seçimlerinden önce yapmaktı. Ancak 2013 baharından itibaren öyle saldırılarla karşılaştık kı, bu meseleyi yapamadık. Neydi bunlar, Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı polis darbe girişimi.
ŞU ANDA O AÇTIKLARI ÇUKURLARA GÖMÜLÜYORLAR
Ana muhalefetin bugün, sistem değişmezse bir şey olmaz dediğine bakmayın, bu hususta da yalan söylüyor. 7 Haziran akşamı, sonuçlar bile açıklanmadan ne dediler, sivil darbe önlendi dediler. Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyeti tartışmalı hale geldi dediler. İstikrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar. Hemen ardından Diyarbakır’da 53 kardeşimiz öldürüldü. Öldürülenler de öldürenler de Kürt. Hani bu alçaklar Kürt kardeşlerimin temsilcisiydi. Bunlar Kürt kardeşlerimi hep silahlarla tehdit ettiler. Bunlar evlere girerek, evlere tüneller kazarak birbirlerine bağladılar. Ama şu anda o açtıkları çukurlara gömülüyorlar. Bedeli ne olursa olsun, bu terörü bitireceğiz. İnşallah 16 Nisan bunun müjdecisi olacaktır.
MİLLETİM HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKTI
1 Kasım’daki seçimle bunların heveslerini milletim kursaklarında bıraktı. 16 Nisan ise bu kriz tüccarlarına verilecek tarihi bir cevap olacaktır. Ankara, 16 Nisan’da bir daha darbecilere meydan vermemek için evet diyor mu? FETÖ çetesini bir daha bu ülkeye zarar veremeyecek hale getirmek için 16 Nisan’da evet diyor mu?
İDAM KONUSUNDA KARARIM BELLİDİR
Siyasi hesapları tutmayanlar, 15 Temmuz gecesi darbe girişimi başlattılar. Girişimin öncelikli hedefi Ankara’yı ele geçirmekti. Bunun için en çok kanı Ankara’da döktüler. İdam konusundaki kararım bellidir. Neden? Çünkü 16 Nisan’dan sonra bu konu parlamentoya gelir, Sayın Kılıçdaroğlu da olumlu baktığını söylüyor, inşallah terse dönmez. Sayın Bahçeli de olumlu diyor. Sayın Yıldırım’ın düşüncesini biliyorum. Parlamentodan geçip bana gelirse ben de onaylarım. 249 şehidimizin katillerini af yetkisini kendimizde bulmayız. Darbe girişimi sırasında Ankara’da, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni aynı şekilde Gölbaşı Özel Harekat Merkezi’ni ve hemen yanıbaşımızdaki Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü bombaladılar. Kahraman Kazan’da Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı önünde milletimize ateş açtılar. Fakat ben bu milletle gurur duyuyorum. Onlar tuzaklarını kurdular ama Allah’ın tuzağının üzerinde bir tuzak yoktur, bunu bilmiyorlardı. 249 şehit verdik, 2193 gazimiz vardı. Ama tokadı yediler. Bundan sonraki tokat daha da büyük olacak. Ankara, İstiklal Harbi’nden sonra ikinci defa gazilikle şereflendi. Ankara şehit oldu, gazi oldu ama asla teslim olmadı.
BE DANGALAKLAR, ERDOĞAN SİZİN DEMENİZLE Mİ ÖLECEK?
15 Temmuz’da Türk milleti izzetine canı pahasına sahip çıkmıştır. Şu anda her taraftan üzerimize gelenlerin tek derdi, sizin zafere ulaşmanızdır. Ondan dolayı kuduruyorlar. Siz onların, tüm planlarını yerle yeksan ettiniz. İşte İsviçre, parlamentonsunun önünde büyük bir pankart. Benim resmim ve şakağıma dayanmış bir silah. Ne diyor? Erdoğan’ı öldürün. Be dangalaklar, Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Biz bu yola kefenimizle çıktık. Rabbimiz ne derse o olacak. Siz o sokaklarda, PKK’yı dolaştırarak, kendi polislerinizle onları korumaya alarak, Türkiye’nin şanından bir şey alabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Türk milleti inşallah bu Batı’nın liderlerine en güzel dersi verecek. Gittiler Vatikan’da tüm AB liderleri kuzu kuzu oturup, Papa’yı dinlediler. AB’ye Türkiye’yi niye almıyorlar, anlıyor musunuz? Olay tamamiyle haçlı ittifakıdır. 16 Nisan aynı zamanda bunu değerlendirme günü olacaktır. Çünkü 14 senedir bunlarla konuştuk, hep yalan söylediler. Ve hala yalan söylemeye devam ediyorlar.
EVET DİYEN NE KADAR SAYGINSA, HAYIR DİYEN DE O KADAR SAYGINDIR
Bu Kılıçdaroğlu diyor ki, hayır diyenler terörist diyormuşuz. Kılıçdaroğlu yine yalan söylüyorsun. Evet diyen ne kadar saygınsa, hayır diyen de o kadar saygındır. Ancak kim hayır diyor? Kandil hayır diyor mu, bölücübaşı hayır diyor mu? Avrupa’daki bazı liderler hayır diyor mu? FETÖ hayır diyor mu? Türkiye’den baro başkanı gidip Avrupa’da hayır kampanyası yapıyor. Bütün bunlar hayır derken, biz milletimize iki şeyi hatırlatacağız. Bir, peygamber efendimiz söylüyor, kişi sevdiğiyle beraberdir. İki, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.