Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ofisine böcek yerleştirilmeyle ilgili Böcek soruşturması kapsamında haklarında yakalama kararı verilen 5 şüpheli polisi serbest bırakan Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi kararında 3 skandal ortaya çıktı.
1) Mahkeme Başkanı: Yakalama kararına itiraz reddedildiyse, bir daha itiraz edilemez.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, muhalefet şerhinde “yakalama kararına itiraz reddedildiyse CMK 271/4.maddesi uyarınca bir daha itiraz edilemez” cümlesi skandalın ilk adımı oldu.
Başkan muhalefet şerhi yazdı
Böcek soruşturması şüphelilerinin serbest bırakılmasına ilişkin karara bizzat Mahkeme Başkanı muhalefet etti. Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nin böcek şüphelilerini serberst bırakan kararı üyeler Hakan Oruç ve Mustafa Karatay’ın oyu ve Başkan Tayyar Köksal’ın karşı oyuyla çıktı. Köksal karşı oy yazısında verilen kararın hukuksuz olduğunun altını çizdi. Köksal, Ankara 9.Sulh Ceza Mahkemesinin kararına karşı yapılan itirazın Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bozulduğunu hatırlattı. Başkan Köksal, 10. ACM’nin verdiği kararın “yakalama kararı” olduğunun altını çizerek, “CMK’nun 271/4 Maddesi gereğince itiraz üzerine merciin verdiği kararlar kesindir” dedi.
Belki de tutuklamayacak
Köksal, “Ancak ilk defa mercii tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine mercii tarafından verilen karar tutuklama kararı değil, tutuklanmak üzere verilen yakalama kararıdır. Yakalama kararı tutuklama kararı olarak değerlendirilemez, hakkında yakalama kararı verilen şüpheli yakalandığında sorgusu yapıldıktan sonra tutuklanabileceği gibi tutuklanmayabilir de” değerlendirmesinde bulundu. Karşı oy yazısında şöyle denildi:
Karar kesin, reddedilmeli
“CMK’nın 271/4 maddede itiraz üzerine verilen kararların kesin olmasının istisnası açık ve tek olarak ‘tutuklanma kararları’ olduğundan ve bu karar yukarıda açıklandığı üzere tutuklama kararı olmadığından, kesin nitelikte olup esastan incelenemeyeceğinden, usulen kesin olduğundan reddedilmesi gerektiği kanaatindeyim.”
Özdemir kararı da buna emsal
Benzer bir olay eski Ankara İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir soruşturmasında da yaşandı. Ankara 11. Ağır Ceza Nöbetçi Hakimliği Özdemir’i serbest bıraktı. Savcının itirazı üzerine 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Özdemir hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Yakalama kararına yapılan itirazı bir üst mahkeme olan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi reddetmişti. 12.Ağır Ceza, CMK 271/4.maddesi üzerine ret kararı vermişti.
TÜBİTAK raporu karıştırıldı
Ankara 11.Ağır Ceza kararındaki bir diğer skandal nitelikteki değerlendirmeyi ise TÜBİTAK raporu konusunda oldu. Mahkeme, Ferhat Sarı’ya ait raporun TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’a aitmiş gibi gösterdi. Oysa Palaz, TÜBİTAK raporunu bir üst yazıyla Ankara Başsavcılığına gönderen kişi konumunda. (STAR)
Büyük Türkiye’nin başbakanını dinle izle sonra da kalkıp paralel kararla yırttık ulan diye sevinç gösterilerinde bulun…BU ADAMLARIN PARALEL OLDUKLARI NEREDEN BELLİ BİLİYOR MUSUNUZ? Sıradan gariban suçsuz günahsız memurlar olsalardı çoktan içeri girip unutulmaları lazımdı ama ne oluyor her hukuki aşamada paralelciler toplanıyor ve paralel kararları coşkuyla kutluyorlar…Başbakanı dinlemenin hesabını sorarlar kardeşim er ya da geç…fuatavni sen de izle
Delil yetersizliğinden serbest!!! Delilden kastınız ne? Böcüklerin içine bu dinlemeyi ben-biz yaptık diye ıslak imzalı yazı mı bekliyorsunuz?
Delil mi istiyorsunuz? Sayın Başbakanımızla ilgili piyasadaki montajlanmış sayısız ses kayıtları delil değil de ne? Bunlar hep ortam dinlemesinden alınmış fragmanlar değil mi? Bunlar dinlemelerden ele geçenler değil de ne peki? Delil görmek istemiyorsanız ıslak imzaya da delil demeyebilirsiniz. Bakmasını, görmek için bakmasını bilmezsen yalandan eşek olursan böyle olur işte!