Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu genel görüşmelerinde konuştu.
71’inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmasıyla, TSİ 18.00 sularında başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu salonuna Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik ile geldi.
Genel Kurul salonunda kendisine ayrılan yere geçen Erdoğan, bazı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının konuşmalarını dinledi.
ERDOĞAN: BU PARLAK TABLONUN UTANÇ VERİCİ YÜZÜ VAR
BM Genel Kurulu’nda devlet ve hükümet başkanlarına hitap eden olan Erdoğan’ın konuşmalarının satır başları:
“Bu parlak tablobnun utanç verici yüzü var. Suriye’de, Irak’ta terörün kıskacında inleyen birçok ülkede yüzbinlerce kadın çocuk ve genç öldürülmeye devam ediliyor.
DAEŞ, PKK GİBİ TERÖR UNSURLARI EYLEMLERİNİ SÜRDÜRÜYOR
Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DEAŞ, El Nusra, YPG ve PKK gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor.
Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Utanç verici bir tablosur. Daha da acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugünden atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır.
BUGÜN KARŞISINIZDA DURUYORSAM MİLLETİMİZİN ASİL DURUŞU SAYESİNDE
Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvuruyor. 15 Temmuz gecesi kısa adı FETÖ olan Fetulalhçı Terör Örgütü’nün başlattığı darbe girişimine maruz kaldık 241 vatandaşıımızı şehit ettiler. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı. Tanklar insanları ezip geçti. Helikopterlerden sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Milletimle iftihar ediyorum. Ve 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper eden milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir.Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda
FETÖ İLE MÜCADELE ETMEZSENİZ YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR
Bugün temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehditi altındadır. Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisindedir. Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olma hedefindeler. FETÖ’ye süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim.
BATI ALMAYABİLİR AMA BİZ ALACAĞIZ, ÇÜNKÜ İNSANIZ
Suriye’de 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye’ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, zira bombalardan kaçan uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık, devam edeceğiz. Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Çünkü insanız. Öyleyse bu felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız.
TOPLAMDA 25 MİLYAR DOLAR HARCAMA YAPILDI
Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler sınavında sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı olarak yaptığımız harcama 12 buçuk milyar dolardır. STK’lar, belediyelerin yaptığı harcamalar bir o kadar. Toplamda 25 milyar dolar harcama yapıldı.
AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI
Peki dünyadan size ne geldi? Çatısı altında bulunduğumuz BM’den gelen destek 525 milyon dolar. Başka herhangi bir şey yok. Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutmadı. UNICEG’e 178 milyon dolar gönderdiler, o kadar. Fakat Türkiye’ye gelen yardım söz konusu değildir.
BU GENEL KURUL BU SESİ TÜM DÜNYAYA DUYURMA BAKIMINDAN DA ÇOK ÖNEMLİ
Meselenin başından beri tüm insanlığın sorunu olduğu inancıyla, bölgesel ve küresel güçlerle işbirliği yapmaya özen gösterdik. Akrabamız ve komşumuz Suriyelilerin bu kıyametine sessiz kalmadık, kalmayacağız. 3 milyon mülteciye bizler hiçbir etnik mezhep veya din ayrımı gözetmeksizin kucak açtık. Türkiye’deki bu çadır kentlerde konteyner kentlerde misafir ettiğimiz insanlarla ilgili desteğimiz sürecek. AB olmak üzere bize katkı sözü verenler sözlerini yerine getirmediler. Aynı şekilde BM de verilen sözlerini yerine getirsin. Bu genel kurul bu sesi tüm dünyaya duyurma bakımından da çok önemlidir.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına en fazla önem veren ülke Türkiye’dir. Suriye’nin topraklarında gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilierindir. Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, umutsuzluğun hakim olduğu bölgede dengenin yeniden tesisi bakımından kritik yerde buunur. Güvenli bir bölge oluşturma çağrısında bulunuyoruz. 911 km sınırımız var. Ve Türkiye tehdit altındadır. Sabrettik ancak 24 Ağustos’ta Gaziantep’te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle kalabalığın içerisinde göndererek patlattılar. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bizler bu olaya müdahale ettik. Cerablus’tan DEAŞ’ı derdest ettik. Rai’de de aynı şekilde. Böylece Cerabluslu Cerablus’a, Rai’li Rai’ye yerleşmiş oldu. Terör koridoru olmaktan çıktı bölge, barış koridoru halinde geldi.
Ateşkes ortadan kalktı ve BM’nin konvoyuna rejim tarafından saldırı yapıldı. Suriye rejimi BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaşmasına izin vermiyor. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek ‘ya teslim ol, ya öl’ politikasına daha ne kadar müsamağa gösterilecek? Irak’ın en büyük gücünü oluşturan etnik ve mezhebi çeşitliğiliği muhafaza edecek siyasi durumun oluşturulamayacağı görülüyor. Bölgede yeni sorunlara yol açabilecek 1 milyondan fazla insanın sığınmacı durumuna düşeceği insani krizin çıkması kaçınılmazdır.Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda
Harem-i şerifin kutsiyetine İsrail tarafından saygı gösterilmesi, ihlallere bir son verilmesi gerekiyor. İsrail ile normalleşen ilişkilierimizi, barış sürecinin kolaylaştırılması, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için değerlendirmeye çalışacağız. Gazze’ye faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”