MEDYAGUNDEM.COM- Gülen örgütünün öylesine derin ve kirli bir yapı olduğunu, birbirine benzemez o kadar farklı yapı ve adamla nasıl karanlık ve “hücrevari” ilişkiler içinde olduğunu anlamak için Habertürk yazarı Yavuz Semerci’ye bakmak bile başlı başına yeterli.
Habertürk’te şizofrenik derecede Başbakan Erdoğan düşmanlığı yapan yazılara imza atan Semerci, karşımıza birden bire Pensilvanya’da Fetullah Gülen ile verdiği poz ile çıktı.
HEP AYNI TAKTİK; TAKİYYE, YALAN, İNKAR
Yavuz Semerci Pensilvanya’da Gülen’le yaptığı görüşme notlarını bugün Habertürk’teki köşesine taşıdı. “Gülenist gazeteci” başlıklı yazısında, aklınca kendisinin bu yapıdan olmadığını birtakım akıl ve mantık oyunları yaparak anlatmaya çalıştı. Semerci, “Hizmet Hareketi’nin parlak günlerinde, onlara güç vehmedildiğinde, kapılarında dolaşıldığında ben yoktum. Hayatımın hiçbir döneminde Gülen’den bir randevu talebim olmadı. Özel uçak tutan ya da eşini yanına alıp hayır duası istemeye Pennsylvania’ya giden bakanlar ve diğerleriyle beni karıştırdı birçoğunuz…” diye yazdı.
Semerci’nin şu satırları nasıl bir “paralel tilki” olduğunun işaretleriyle dolu:
“Eleştirenlere bir tavsiyem de şu: Tankıyla, yargıcıyla, savcısıyla, yasa çıkarma gücüyle, polisiyle, emir eri haline gelmiş gazetecisiyle, iri medyalarıyla donanmış bir iktidarın karşısında duranlara, düşman bile deseniz, bir parça saygı gösterin. Kabullenin. Kendi adıma, ben bilmez miyim güçlünün yanında olmayı? Bilmez miyim paranın nereden geleceğini? Bilmez miyim 20 kanalda program yapıp aylık yüz binlerce lira kazanmayı? İtiraf edeyim ki, iktidarı kızdırmak pahasına bu mesleği yapmanın (takdir beklemeden) hazzı, üzerime doğru gelen (veya gelecek) tsunamiye rağmen öylesine huzur verici ki anlatamam..”
SENİ İYİ BİLİYORUZ SEMERCİ!
Semerci tam anlamıyla “paralel göz boyama” ve “takiyye” yapıyor. İktidarın yanında olmak gibi imkanı varmış da, mazlumdan yana oluyormuş gibi “numara” çeken Semerci, bu satırları da sırf örtülü Gülen örgütü propagandası ve Ak Parti iktidarına karşı kara propaganda yapmak için kullanıyor.
Oysa Semerci bugün “Gülenist” olmadı. Zaten o yapının “kucağındaki” bir adamdı. Yani istediği kadar masal anlatsın, yemiyoruz.
Nasıl mı?
O PARALEL TETİKÇİYİ İLK YAZAR YAPAN SEMERCİ KİMSEYİ KANDIRAMAZ!
Size Semerci’nin ne denli derin bir Gülen örgütü bağı olduğunu göstermek adına bir bilgiyi paylaşalım. 2008 yılında Yavuz Semerci’nin sahibi olduğu Gazeteport sitesinde o güne kadar adı, sanı duyulmamış bir yazar piyasaya çıkarıldı. Rauf Atilla Polat adındaki yazar o döneme ilişkin “paralel kehanetler” yapıyordu. “Derin abi” pozlarında paralel polislerden bilgiler sızdırıyordu. Sonra o yazar Gülen örgütünün bir dönem “Fethullah Gülen’in özel mesaj ulağı” gibi davranmaya, şizofrenik mesajlarla, özellikle de Başbakan Erdoğan’a tehdit dolu yazılarıyla Gülen örgütü sitelerinde karşımıza çıktı. O paralel şizofren haşhaşiyi ilk yazar yapan, sitesinden ortalığa sunan Yavuz Semerci idi. Bugün Gazeteport arşivlerinde o yazarla ilgili herşey uçurulmuş. Ama yazdıklarının Gülen örgütü medyasınca gazlandığının örnekleri Google arşivinden karşımıza çıkıyor.
Rauf Atilla Polat gibi Gülen çetesinin en derin haşhaşi bir unsurunu yazar yapmak, ancak bu örgütle çok ama çok derin bir bağla izah edilebilir. Semerci’nin bugünkü tutumu da tüm bu parametreler doğrultusunda düşünülmelidir.
Yani Yavuz Semerci derin bir paralel örgüt elemanıdır, bugün de görevini yapmaktadır!
Effferim olum Yavuz! Pravo sana! ‘Bilmez miyim paranın nereden geleceğini?’ Bilmez misin; bilirsin bilirsin! Bu cenahtan para gelmeyeceğini bildiğin için, karşı cenahın, yani gavur kılıcını çalıyorsun. Bu cenahtan para geleceğini bilseydin pozisyondan pozisyona gireceğini bilmez miyiz?
Bu fotoğraf yavuz semercinin insanlığa tek armağanıdır. Fg’nin o suratı, o surattaki ifadenin anlattıkları tarihe geçecek. Herhalde, islam ümmetine yapılan bu saldırının gücü, derinliği ve etkileri bakımından diyebiliriz ki, son birkaç yüzyıldır böyle bir ifrit görülmedi. Fg küresel saldırısıyla mücadelenin yolu içerde güçlü bir başkanlık sistemi, dışarıda ise tüm dünyaya yayılacak alternatif bir eğitim ve ticaret atağıyla FG’nin küresel insan devşirme sistemini yıkmak gibi gözüküyor