Berkin Elvan’ın ölüm yıldönümü bahanesiyle Gezi’den ikinci bir kalkışma çıkarmak isteyenlere yine paralel terör örgütü malzeme taşıdı. Ortaya çıkan bir fotoğraf öylesine kurgu, öylesine paralel terör örgütü mizanseni idi ki, işte o fotoğrafa ilişkin derin soruyu haber 10 sitesinde Celal Kazdağlı yazdı. İşte yazısı:
O FOTOĞRAFTA ÇOK ŞEY VAR
Gazetelerin birinci sayfasındaydı o fotoğraf.
Berkin Elvan’ın ölümünün yıldönümünde Okmeydanı’ndan Feriköy mezarlığına yürümek istiyor bir grup. Polis izin vermiyor. Olaylar çıkıyor.
Benzer olaylar 3 büyük şehirde yaşanıyor; Hürriyet gazetesi üç şehirde 68 kişinin gözaltına alındığını yazıyor.
Ne var bu haberde diyeceksiniz. Haklısınız. Haberde bir şey yok.
O fotoğraf var ya… o fotoğrafta çok şey var.
Sanki bir film karesi o fotoğraf.
Polis otosunun yanında bir sivil kişi… Otomatik tüfekle nişan almış, eli tetikte. Üzerinde polis olduğunu gösterir hiçbir emare yok.
Karşısında bir genç… Sırtında bir çanta, ellerini havaya kaldırmış…
Aralarındaki mesafe 2 metre ya var ya yok…
Etrafta başka birileri var mı diye bakıyorsunuz. Yok. Bir genç, siz ona üniversite öğrencisi de diyebilirsiniz, tek başına…
Fotoğrafa baktığımızda bir gösteri, çatışma havası yok.
Ya ne var?
CİHAN HABER AJANSI’NA ÖZEL POZ
Fotoğrafa biraz geniş açıdan bakınca etrafta 7-8 kadar polis aracı var ama nedense polis yok.
Sanki o fotoğrafı çekmek için alan özel olarak boşaltılmış.
Ne bu şimdi?
Poz mu veriyorsunuz?
Fotoğrafın altında CİHAN haber ajansı imzası var.
Peki o sivil kişi kim? Kime bağlı olarak görev yapıyor?
Şehrin göbeğinde, bir gence, ortalıkta hiçbir şey yokken neden uzun namlulu silah doğrultuyorsun?
O fotoğrafı gören anne-baba ne hissedecek?
Gençler ne düşünecek?
BİZ O FOTOĞRAFLARIN NASIL ÇEKİLDİĞİNİ BİLİYORUZ
Biz o fotoğrafların nasıl çekildiğini biliyoruz?
Gezi olaylarında sabaha doğru 5-6 çadırı kim yaktı?
O emri verenler Gezi olayını başlatan iradenin emrindeydi.
O kırmızılı kadın fotoğrafını hazırlayan ve çeken kimdi?
Emniyet Müdür yardımcısı “sık” emrini veriyor, kızın üzerine su sıkılıyor ve o “tablo gibi muhteşem fotoğraf” çekiliyor.
Sonra ne mi oldu? Genç kandınlar Gezi ile birleşiverdi.
Diyarbakır’da belediye başkanları KCK operasyonu ile gözaltına alındı. Ellerine kelepçe takılıp Adliye önünde bir de fotoğrafı çekildi.
Çözüm sürecine indirilen en büyük darbeydi o fotoğraf.
Kim neden çekmişti acaba?
Önümüzde bir seçim var.
18 ila 25 yaş arasında 10 milyonu aşkın genç oy kullanacak. Bu yüzde 20 seçmen demek.
18-25 yaş aralığındaki gençlerin sahip olduğu sosyal medya hesap sayısı 14 milyon 400 bin.
Gençler birden fazla hesap ile sosyal medyada varlık gösteriyor.
Bir cep telefonu ve bilgisayar… olmaz ise olmazları… Hayat ile bağları bu iki alet üzerinden.
Ne öğreniyorlarsa sosyal medya üzerinden öğreniyorlar.
O fotoğraf sosyal medya üzerinden o gençlere ulaşıyor.
Ne diye?
“Polis sana otomatik tüfekle nişan alıyor” diye.
İzinsiz de olsa gösteri yapan gençlere bu şekilde otomatik tüfekle hedef alamazsın.
O gençleri kullanmaya hazır grup ve kesimlere “bak Türkiye’de özgürlük yok” malzemesi üretemezsin.
Üretilmesine izin verirsen yeni bir medeniyet filan inşa ediyorum diyemezsin.
Birileri çoktan kuyunu kazmıştır.
CELAL KAZDAĞLI/HABER 10
Mesele dönüp dolaşıp Cem Küçük’ün dediği yere geliyor:
-“Bir ihanet şebekesinin medyası ve ticari işletmeleri olamaz.”
Olursa medyası kara propaganda yapar, şirketler de örgütün finansmanını sağlar.
Meselâ Amerika’da el kaide’nin şirketleri olsa amerikan devleti bunların faaliyetini anında durdurur ve bütün malvarlığına el koyar.
Bizde de yapılması gereken budur. Paralel yapının medya ve sermayesine el konulması tek çaredir.
Yoksa bu mücadeleden başarılı sonuç alınması için çoook bekleriz!
chp zihniyeti karılı kocalı akşam yatarlar karı şoförle erkek de hizmetçi ile uyanırlar, çünkü bunların en müslüman ı zilli şef leri o mesepten de