MEDYAGUNDEM.COM- Gülen örgütünün “askeri casusluk davası” isimli kumpasla bu devletin altına nasıl dinamit döşediği, paralel olmayan her bürokrata karşı sahte ve uydurma delillerle nasıl bir kumpas kurduğu artık kesinleşti.
“İzmir Askeri Casusluk davası” kapsamında fişlenen ve görevden alınan bir paralel yapı mağduru Merkez Bankası çalışanı bürokrat suç duyurusunda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’a hitaben yazdığı dilekçesini MEDYAGÜNDEM’le de paylaşan paralel örgüt mağduru bürokrat kumpası tek tek anlattı.
İşte dilekçesi:
Sayın Serdar ÇOŞKUN
Cumhuriyet Savcısı
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
ANAYASAL DÜZENE KARŞI İŞLENEN SUÇLARI SORUŞTURMA BÜROSU
Sayın Savcım,
Halen “Hayali Selam-Tevhid Örgütü” kapsamı dinlenilen ve fiziki takibe maruz kalan mağdur siyasetçi ve bürokratlara yönelik fişleme kapsamında İstanbul’da Paralel yapının emniyet ayağına karşı yürütülen yüzlerce polis gözaltına alındı ve 31 kişi hakkında da tutuklama kararı verildi. Paralel yapının deşifresi açısından önemli bir adım olmakla birlikte yeterli değildir.
Paralel yapının en ahlaksız, en çirkin ve en kapsamlı kumpası İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk davalarıdır. İstanbul casusluk davası Deniz Kuvvetleri komutanlığı ile teknoloji birimleri TÜBİTAK, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Havelsan’a karşı yürütülmüş ve kurumlardaki paralelci olmayan personele karşı bir tasfiye hareketidir.
İzmir Askeri casusluk davası da başta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olmak üzere TCMB, Hazine Müsteşarlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, BDDK ve diğer bakanlıklardaki paralelci olmayan personele karşı kurgulanmış bir kumpastır.
Sayın Savcım,
Paralel yapının bir mağduru olarak İzmir Askeri Casusluk kumpası hakkında sizleri bilgilendirmek ve paralel yapı ve uzantılarının çökertilmesi için haddimi aşarak sizlere bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
Malumları olduğu üzere, kamuoyunda “Askeri Casusluk” davası olarak bilinen İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden “Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma Davası” kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına mensup 357 subay ve siviller sanık olarak yargılanmakta ve bunlarla irtibatlı olduğu iddia edilen 1554 bürokrat da bu çeteye bilgi ve belge servis ettiği iddiasıyla fişlenmiştir.
Personeli fişlenen Ekonomi Bakanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, usulen bir soruşturma açıp hiçbir işlem yapmamasına rağmen, daha çok paralel yapının güçlü olduğu Hazine Müsteşarlığı, TCMB, BDDK ve Maliye Bakanlığında fişlenen bürokratlarla ilgili adli ve idari işlem yapılmıştır. İsimleri geçenlerin tamamı ya görevden alınmış ya da pasif bir göreve atanmışlardır. Ayrıca, çeşitli disiplin cezalarına çarptırılarak ileride olası terfileri de engellenmiştir.
İçişleri Bakanlığı’nda aralarında çoğu Vali,Vali yardımcısı ve kaymakam olmak üzere 60 civarında mülki amir fişlenmiş ve 17 Aralık’tan sonra müfettişlerin kovuşturmaya gerek yoktur raporuyla kurtulmuşlardır. Müsteşar Yardımcısının bile listede olduğu Maliye Bakanlığı’nda ise görevden alma ve cezalandırmalar sınırlı sayıda olmuştur. Maliye Bakanlığında, bu kumpas ve cezalandırmayı yapan başta Bakanın özel kalem müdürü olmak üzere bürokratların çoğu 17 Aralık sonrası görevden alınmışlardır. Ama bazı kurumlar için süreç bu kadar hafif atlatılmadı.
Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, BDDK gibi “paralel yapılar”ın yönetim ve denetim birimlerinde etkin olduğu kurumlarda ise savcılıktan gelen yazılar işleme konulmuş , tereddütte olan yöneticilerin iknası için İzmir Cumhuriyet savcısı davet edilerek kurumlarda detaylı brifing alınmıştır. Daha sonra da bürokratlara en ağır disiplin cezaları uygulanmıştır. Kıyımların yaşandığı yerlerden biri olan Merkez Bankası’nda 3’ü çok üst düzey 11 bürokrat casusluk soruşturmasında adları geçtiği için görevden alındı. Fişlenen New York Merkez Bankası temsilcisi geri çekilmiş, yerine bir paralelci atanmıştır. Bu fişlemelerde Kurumun Washington Temsilcisi ile Denetim kurulundaki paralelci dayısının etkin olduğu ifade edilmektedir. BDDK’da da 3 üst düzey bürokrat casusluktan işini kaybetti. Görevden alınanlar arasında BDDK’nın internet sitesindeki kamuya açık raporunu çeteye sızdırdığı iddia edilen bir Daire başkanı da vardı.
En ciddi tasfiyelerden biri de Hazine Müsteşarlığı’ndaydı. Personel Dairesi ve kontrolörler arasında iyi örgütlenmiş olan paralel yapıya bağlı isimlerin girişimleriyle fişlenen 15-20 arası bürokrattan 6’sı görevden alındı. Diğerleri ise pasif görevlere gönderildiler. Müsteşarlık bununla da yetinmedi, bu soruşturmalarda Emniyet İstihbarattaki paralel yapı ile irtibata geçilmiş, daha önce bu çete tarafından sahte otel, banka ve telefon kayıtlarına istinaden hazırlanan dosyalara istinaden, 1 kişi işten atılmış, diğerleri de değişik disiplin cezalarına çarptırılmıştır. Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasında soruşturmaları Hazine Kurum imamının (Bu kişi,Hazine Müsteşarlığı 1.Hukuk Müşaviri ve Merkez Bankası Denetim Kurulu Üyesidir) yürüttüğü iddia edilmektedir. Bu kurum imamı eski bir savcı olduğu için yargıdaki gücünü de kullanarak davanın seyrinin değişmesi için olağanüstü çaba göstermiştir.
Soruşturma sonucu, fişlenen bazı bürokratların da davaya sanık olarak dahil edilmesi için İzmir Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Ancak, ÖYM lerin kaldırılması sonucu kurulan 5.ağır ceza mahkemesi savcısı bu bürokratların tamamı için takipsizlik kararı vardı. Diğer taraftan, görevden alınan ve meslekten atılan bürokratların tamamı idare mahkemesi kararıyla görevlerine iade edildiler.
Sayın Savcım,
04 Temmuz 2014 tarihinde İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanıkların tamamını tahliye etmişti. Bu davanın bir paralel kumpas olduğu ortaya çıkmış. Şimdi bu kumpası kuran EMG İstihbarat Dairesi Daire başkanları Ömer Altıparmak ve Ramazan Akyürek dönemindeki polis şefleri ilekKamu kurumlarında sürece katkı sağlayan paralelcilerin deşifre edilmesi kaçınılmazdır.
Kamudaki paralel yapıyı deşifre etmek istiyorsanız, öncelikle İzmir Askeri Casusluk (Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma) davası kapsamında kurumlara yazı yazarak kurumlardaki mağdurların isimleri ile bunlara ne tür işlem yapıldığı, görevden alınanların yerlerine kimlerin atandığı, cezaları hangi disiplin amirlerinin verdiği, soruşturma izni verenler ile soruşturma işlemini gerçekleştiren müfettişler ile bu müfettişlerin Emniyet İstihbarat dairesinde ve yargıda kimlerle temasa geçtiği (HTS kayıtlarından tespit edilebilir), İzmir Cumhuriyet savcısının hangi kurumlara giderek üst düzey yöneticilere brifing verdiği, bu brifingi kurumlarda kim veya kimlerin organize ettiği, bu brifingin hukuka uygun olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Bu cezalandırma işlemlerini gerçekleştiren yönetici ve müfettişler daha sonra hangi görevlere atanarak terfi ettirildiler. Cezalandırma işlemlerini yapan yöneticilerin tamamının paralelci olmaması tesadüf mü? Ceza vermek istemeyen yöneticiler kim veya kimler tarafından tehdit edildiler?
Kurumlardaki pek çok mağdur, mevcut yönetimden çekindikleri için doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunmaktan çekinmektedirler. Lütfen, halen paralel yapıya karşı yürüttüğünüz soruşturmaya bu soruşturmayı da dahil ediniz. İnanıyorum ki, çok önemli deşifreler olacak ve bu kumpas ve tezgahı kuran paralel çete militanları en kısa sürede ortaya çıkarılacaktır.
Saygılarımla arz ederim.
TCMB’da Paralel Yapı Mağduru bir Vatandaş
medyagundeme teşekkür ederim…geçenlerde merkez bankası başkan yardımcılarından bir tanesi üstelik faiz hesabı bile bilemeyen, hayatındaki tek başarısının paralel dergilerde birkaç lüzumsuz yazı neşretmesi….işte bu başkan yardımcısından sonra merkez bankası adeta çil yavrusu gibi dağıtıldı…
.
medyagündem teşekkürler…ölümüne destek….ölümüne..yoksa bu adamlar bizi öldürecek anlaşıldı!
arkadaşım neden savcılığa gitmiyorsun korkma…sen kötü bir iş yapmadın…o şerefsizler korksunlar…