Kırklareli Demirköy Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, Gülen’in Vatikan ziyaretini eleştirmek için camide bir ayet okuduğunu, bunun üzerine de paralel yapının hedefi haline geldiğini belirterek, “Dört bir yandan baskı altına alındım” dedi.
İstanbul Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun’un ardından Kırklareli Demirköy Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu da paralel yapının kendilerinden olmayan Diyanet mensuplarına yönelik kumpaslarına isyan etti. 2007’de İstanbul Fatih’de vaizken Fethullah Gülen ve beraberindekilerin Vatikan ziyaretini eleştirip, “Siz izzet ve şerefi o kafirlerin yanında mı arıyorsunuz. Halbuki izzet Allah’ın katındadır” ayetini okuduğunu anlatan Mehmetalioğlu, bunun üzerine başına gelmeyen kalmadığını söyledi. Müftü, paralel yapının kendisini hedef haline getirdiğini, her gününün baskı altında geçtiğini, sonrasında İstanbul’dan sürüldüğünü dile getirdi.
SEN MİSİN GÜLEN’İ ELEŞTİREN…
Paralel yapının Diyanet’teki yuvalanmasının ve Gölge İmam İsa Erbaşı’nın deşifre olmasının ardından Türkiye’nin dört bir yanından SABAH’a ihbar yağıyor. Zaman’ın hedefe koyduğu Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun’dan sonra Kırklareli Demirköy Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu da benzer şekilde tepkisini dile getirdi. Paralel yapının kendisinden olmayan diyanet mensuplarına kumpas kurduğunu vurgulayan Ahmet Müftü Mehmetalioğlu, özetle şunları söyledi:
2007’de Fatih’te vaiziydim. Yine bir ramazan ayında camide yaptığımız sohbette, Gülen ve beraberindekilerin Vatikan ziyaretini eleştirerek, ‘Siz izzet ve şerefi o kafirlerin yanında mı arıyorsunuz? Halbuki izzet Allah’ın katındadır” ayetini okudum. Ardından etrafımı bir grup çevirdi. “Sen bu ayetleri nasıl okursun” diye beni azarladılar. İşte o gün paralel yapıyı tanıdım ve sanki o günden sonra üstüme bir gölge çöktü. Paralel yapılanma beni hedefi haline getirdi, hayatımızı kaydırdı. 2007 ve 2014 yılları arasında her günüm, her saatim baskı altında geçti. Dört bir yandan baskı altına alındım. Baskıları ise hâlâ devam ediyor.
‘RÜYALARIMA BİLE GİRDİLER’
17 Aralık operasyonunun ardından Sayın Başbakan Erdoğan’ın Pınarhisar’daki mitingine katılıp onunla fotoğraf çektirmem ve 15 gün önce de “Başbakan’a ve Hakan Fidan’a uzanan eller kırılsın” başlıklı bir makale yazmam bu yapıyı iyice kızdırdı. Birileri yazıdan dolayı beni uyardı. Hiç muhatabım olmayan kişiler bana şiddetli bir şekilde baskı kurmaya başladı. Rüyalarıma girmeye başladılar.
‘ÇIKAR İÇİN HERŞEYİ MUBAH SAYARLAR’
“Bu oluşum menfaatleri ve zararı söz konusu olduğunda her türlü küfür, hakaret, linç, şantaj, iftira, kumpas, yalan ve çirkefliği mubah sayıyor. Camiye sırf hayır hasenat işlerini kendi oluşumlarına kaydırmak için geliyorlar. Kurslardan ve yurtlardan kendi cemaatlerine öğrenci temin etmek amaçlı Diyanet’te yapılanıyorlar.” (SABAH)