Türkiye gazetesinde Fuat Uğur’un “Bild’in TSK’daki Kemalist subaylara mesajı mı bu?” başlıklı yazısı şöyle…
Ben Bild diye yazdım ama siz Almanya’nın istihbarat teşkilatı BND ve Alman Devleti diye okuyun.
Almanya’nın 3,5 milyon satışlı Bild gazetesinin dünkü nüshasında “Atatürk olsaydı ‘Hayır’ derdi” başlığını taşıyan sipariş edilmiş röportajı okuyunca Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki “Kemalist subaylara” gönderilen mesajı çok daha net olarak görebilme imkânı doğuyor.
Belli ki Alman Devleti Karargâhta rahatsız subayların var olduğundan emin.
Bild’in bu röportajının girişi ise neye karar verdiğini, bu kurguyu neden yaptığını açıklıkla ortaya koyuyor:
“BİLD Alman ve Türk okurları için referandum konusunun ne olduğunu, seçim sürecinin nasıl işlediğini ve yaşasaydı eğer Mustafa Kemal Atatürk’ün neden Erdoğan’ın planlarına karşı oy kullanacağını açıklıyor.”
Gazete kendi soruyor, kendi cevaplıyor ve ilk soruyu da “Atatürk olsaydı neden ‘Hayır’ derdi?” ile başlatıyor.
Cevabı ise Essen Üniversitesi Türkiye Uzmanı(!) diye bir sıfatı olan Burak Çopur adlı kişiye verdirmiş:
“Atatürk yaşasaydı ‘Hayır’ derdi çünkü o otoriterdi, fakat totaliter değildi.”
Burada gülmek serbest.
Almanya’da Türkiye Uzmanı olarak makbul kabul edilmenin kriterlerinden biri bilindiği üzere embesillik olduğundan yukarıdaki cümleye şaşırmıyoruz.
Gazete kaldığı yerden sürdürüyor. Atatürk’ün “bazıları oldukça sert olan bazı uygulamalarıyla ilk demokratik reformları hayata geçirmiş olduğunu”, ayrıca din ve devlet işlerini birbirinden ayırdığını, Erdoğan’ın bunu tersine çevirmek istediğini yazıyor.
Bazıları oldukça sert olan demokratik reformlar!
Gülmeye devam edebilirsiniz.
Böyle bir cümlenin dünya basın literatürüne geçmesi için altın harflerle yazılması gerek.
Neresinden tutsan dökülen, Bild okuyucusu olan cahil Almanlarla onlardan aşağı kalmayan kimi CHP’li Türkleri memnun edecek çakma röportaj bu.
Ama Bild’in ipini elinde tutan BND+Alman derin devletinin, onların arkasındaki diğer küresel odakların asıl yapmak istediği buradan TSK’da “rahatsız” olduğunu düşündükleri Kemalist subaylara mesaj vermek.
Yani “Eğer rahatsızsanız, biz sizin arkanızdayız. Darbe yaparsanız sizi de aynen Sisi gibi bağrımıza basarız” mesajı.
FETÖ ile başaramadığını bu kez erketeye çekilmiş kripto FETÖ’cülerin desteğiyle hayal ettikleri Kemalist subaylara yaptırmak, daha doğrusu bu konuda onları cesaretlendirmek istiyorlar.
Şimdi Bild’in, soru cevap olarak hazırladığı kurgu röportajın bir yerindeki şu söze dikkat:
“Bu başkanlık sistemiyle Ordu’nun gücü de tırpanlanmış olacak!..”
Cümlede geçen “Ordu’nun gücü”nden TSK’nın donanımı, savaşma ve savunma kapasitesi, uçakları ve donanması olmadığını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Çünkü Erdoğan ve AK Parti iktidarında Türk ordusunun teknik donanımı, gücü ve silah kapasitesi cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar arttı. Buna Türkiye’nin ürettiği silahları, tankları, helikopterleri ve ‘İHA’ları ekleyip ortaya çıkan fotoğrafa baktığınızda Bild’in “Ordu’nun gücü tırpanlanmış olacak” lafıyla neyi kastettiğini anlıyorsunuz:
“Ordu’nun siyasi erke yönelik yaptırım gücünün, darbe kapasitesinin, sivil siyasi hayatı domine etmesinin önüne geçilecek.”
Tıpkı eskiden olduğu gibi, 28 Şubat sürecinde ve daha önceki darbelerde yaşadıklarımız gibi.
Dillerinin altındaki baklayı çıkarıveriyorlar böylece.
Bild’in kurgu röportajında darbeye zemin hazırlayacak uygun ortam için de işaret veriliyor:
“Yenilenlerin şiddet içeren taşkınlıklarda bulunabileceklerinden endişe ediliyor.”
Kaoslardan kaos beğen!
Bu arada Bild totaliter yerine otoriter bir lidere fit galiba. “Atatürk otoriterdi ama totaliter değildi” sözünden anlaşılan bu.
Bu arada kullandıkları iki tanıma bakalım:
Otoriter: Bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven; hâkimiyet ve emretme kudreti; yaptırım koyma ve kullanma gücüdür.
Totaliter: Demokratik hakların ve özgürlüklerin tümüyle baskı altında tutulduğu, siyasal erkin bir elde toplandığı, teröre, baskıya ve zulme dayalı devlet yönetimi.
Erdoğan’ın demokratik bir ülkenin demokrat lideri olması dışında bu tanımlarla uzak yakın alakası yok.
Okurlarımız alakayı kiminle kuracağını biliyorlardır.