Mustafa Karaalioğlu bugün Star gazetesindeki köşesinde Gülen örgütünün yalanlarını, rezillliklerini, pişkinliklerini yüzlerine tokat gibi indirdi.
Her melaneti yapıp da bugün yalanlarla inkar edeni, sahte ihbar mektuplarıyla pişkinlik yapan örgüte Karaalioğlu özetle, “40 yıllık çabanızı 40 günde bitirdiniz, anlayın artık.Anlayın da biraz başınızı öne eğin…” diye yazdı.
Yazısı şöyle:
TARİHİN EN BÜYÜK İHANETİNE İMZA ATTINIZ
Telefonları dinlediniz, özel hayatları kaydettiniz, fişlediniz, izlediniz, takip ettiniz, raporladınız.
İnsanları kandırdınız, inançları kandırdınız, dindarları kandırdınız.
Tarihin en büyük ihanetine imza attınız, o ihanetin her sayfasına mühür bastınız; yetmedi önünde gülerek poz verdiniz.
Bu toprağın insanının 150 yıllık iktidar çabasına karşı kılıç çektiniz.
Kavganın en sinsi, en bayağı, en yüz kızartıcısını yaptınız.
YÜZÜNE GÜLDÜĞÜNÜZ KİM VARSA İHANET ETTİNİZ
Yüzüne güldüğünüz kim varsa ihanet ettiniz, arkasından küfrettiğinizin eteğine yapıştınız.
Sınır tanımaz öfkeniz, kural tanımaz hevesinizin peşinde koşup durdunuz.
İktidar hırsınızı, sermayeye tamahınızı, takiyyeye sadakatinizi cihana gösterdiniz…
Ama oyun bitti artık, takke düştü.
NEDİR BU PİŞKİNLİK?
Hala nedir bu bir şey olmamış halleri?
Nedir bu, acımadı ki cinlikleri?
Nedir bu hala ahlaktan, vicdandan, dinden, imandan bahis pişkinliği?
Nedir hala o eski, sahte mektuplarla iş çevirme numaraları?
O devir geçti, pekala biliyorsunuz?
Ama hala…
İşinize gelirse sabah Acem düşmanı, gelmezse akşam İran muhibbi oluyorsunuz.
Bir gün Esad’a lanetle yatıyor, ertesi gün bayrağını sallıyorsunuz…
Alevilerden nefret edersiniz ama masum gençlerin hatırası üzerinden, kavga çıksın diye Alevi türküleri söylüyorsunuz…
Kemalistler celladınızdı, şimdi bağıra bağıra aynı marşı haykırıyorsunuz…
YAĞMUR YAĞMASIN, TRENLER DURSUN DİYE PENCERE ÖNÜNDEN AYRILMIYORSUNUZ
Hiç sevemediğiniz Kürtler yeniden silaha sarılsın da memleket karışsın diye duaya duruyorsunuz…
Kah Soma cenazelerine bakıp bıyık altından gülüyor; kah kayısılar donsun, kiviler çürüsün diye yakarıyorsunuz…
Yağmur yağmasın, fırtına çıksın, raylar bozulsun, trenler dursun diye pencere önünden ayrılmıyorsunuz…
Barajlar kurusun, insanlar susuzluktan kırılsın diye bedduaya beddua ekliyorsunuz.
Ama buraya kadar.
En büyük sermaye bitti. İtibar tükendi. Geriye adınız anıldıkça ekşileşen bir yüz ifadesinden başka bir şey kalmadı.
Ne yazık ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, giden geri gelmeyecek.
40 yıllık çabanızı 40 günde bitirdiniz, anlayın artık.
Anlayın da biraz başınızı öne eğin…
Sayın Mustafa Karaalioğlu Beyefendi gerçekten imanlı, bilgili bir kardeşimizdir. Bu mükemmel yazısından dolayı kendisine şükranlarımı sunuyorum. Bendeniz de bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü gördükten sonra sürekli olarak yorumlarımla bu gerçekleri anlatmaya çalışıyorum. Ancak şunu anladım ki, eğer birileri Hak Din olan İslam’a cephe almışsa onlar için yüz kızarması, başını öne eğmesi gibi vasıflardan söz etmek asla mümkün değildir. Bu ihanetlerinden sonra bu şebekenin lideri ve mensupları Mü’minin en belirgin özelliklerinden birisi olan FERASET özelliğini kaybettiler. Haya, Edeb, Utanma duygusu, ahde vefa, ayet, hadis hiçbir şey bunların nazarında bir mana ifade etmiyor. Onlar için tek geçerli akçe örgüt liderlerinin ne düşündüğü, ne söylediğidir. Rabbimizin ve Efendimiz Aleyhisselamın sözlerini yerlerde süründürmek pahasına liderlerinin sözünü yere düşürmemeyi tercih ettiler. Bunlara MÜRTED demek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bu örgütün lideri ve kripto takımı bunu teammüden yapıyor, bunda hiç şüphe yok, maksatları İslam Ümmetinin son ümidi olan bu milleti ve bu devleti çökertmektir. Siyonistler, neoconlar, İngilizler ve Almanlar başta olmak üzere tüm düşmanlarımız adına ülkemizi bitirmek üzere taşeron olarak aldıkları iş boylarını ve güçlerini misliyle aşmış olduğundan başarılı olamadılar. Ancak kriptoların dışında bu örgütün maksadını hala anlayamayan sıradan Müslümanlara inanın çok ama çok üzülüyorum. Onların sonu da MÜRTED sınıfına doğru gidiyor. Bu yanlıştan derhal tövbe edip, iman tazelemeleri gerekir. Çünkü Ayet ve Hadisler ile çelişen bu ihanet şebekesine teslim olmak, onu savunmak küfürdür.
Bu ikazlarımızı sürekli olarak yapmamıza rağmen, kendilerini ayet ve hadisler ışığında sorgulamaları gereken bazı şebeke mensupları hala bizlere cevap yetiştirmeye çalışıyor. Bizim elimizden gelen bu kadar, biz Emr-i Bil maruf ve Nehy-i Anil münker’i ortaya koymaya çalışıyoruz. Elimizden gelen bu kadar, Hidayet Rabbimizdendir.