MEDYAGÜNDEM- Silahlar sustu, PKK barış safına geçti, ülkede kan artık akmıyor ama bizdeki bazı sözde aydınları bu tatmin etmedi. Şimdi de memlekette “barış için önce demokrasi” tartışması çıkardılar… Operasyon gazetesi, hem tetikçi, hem de taşeron gazete Taraf da bunun öncülerinden… Önce kendileri için demokrasi gereken gazete, arkasını dayadığı karanlık bir vesayetten emir alıp “demokrasi” pazarlamaya kalkıyor ya neyse…
Bugün Hürriyet’te İsmet Berkan çarpıcı bir yazıyla “Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan: Barış ve demokrasi…” dedi.
Berkan bu tartışmanın da nasıl “sahte” olduğunu, sözkonusu aydınların tüm derdinin ne olduğunu sorgulamış yazısında…
Berkan şöyle yazdı:
“Yeniden aynı sahte ikilem: Yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan? Nasıl, ‘Barış olmadan demokrasi olmaz’ geçerliği tartışmalı bir önermeyse, ‘Demokrasi olmadan barış olmaz’ önermesi de doğruluğu tartışılır bir önermedir. Mantıki geçerlikleri tartışılır iki önerme arasında tartışma yapılacağına, aydın enerjisinin sürecin yapıcı eleştirisine yönelmesi daha iyi olmaz mı?
Mesela, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İmralı ile görüşüyoruz’ diyerek süreci ilan ettiği Aralık sonundan geçen haftaya kadar süreç baş döndürücü bir hızla ilerlerken, PKK’nın ‘Çekiliyoruz’ demesiyle birlikte sanki biraz yavaşladı. Aydın enerjisini bu yavaşlamanın nedenleri üzerinde durmaya yönlendirsek daha iyi olmaz mı?
Hükümetin her davranışından ve Başbakanın her sözünden derin manalar çıkartıp bunları evrensel geçerlikte davranışlar gibi algılamazdan önce, tam önümüzdeki meseleye, ‘Çözüm süreci’nin demokratikleşme aşamasına odaklansak ya?
Ama hayır. Maalesef hiçbirimizin bağımsız bir pozisyonu yok. Herkes kendisini hükümete göre konumluyor. ‘Çözüm süreci’ aslında ikincil planda. Önemli olan, hükümete karşı bakışımız, yargılarımız, önyargılarımız, hatta duygularımız.”
Berkan, “Hükümete muhalif olayım derken ülkenin demokratikleşme, hepimizin özgürleşme ihtimaline de muhaliflik yapılmış oluyor. Oysa demokrasiyle özgürlükler, muhalefete ve muhalif aydınlara, iktidara lazım olduğundan daha fazla lazım.” diyerek de sözde aydınların maskesini düşürüyor.