Sabri Uzun, Paralel Yapı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Ben onlara ‘Cemaat Terör Örgütü’ diyorum. Behçet Oktay intihar etmedi, onu öldürdüler. Oktay’ın ellerindeki izler tetiği çekmesi için eline vurulduğunu gösteriyor. İntihar eden adamda bu izler asla olmaz”
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, önceki akşam AHaber’de yayınlanan Yaz Boz programına konuk oldu. Takvim Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler ve yazarı Bekir Hazar’a konuşan Uzun, Paralel Yapı hakkında gündemi değiştirecek iddialarda bulundu. Özellikle Özel Harekat Dairesi eski Başkanı Behçet Oktay’ın öldürüldüğünü detaylarıyla anlatan Uzun, şunları söyledi:
HABLEMİTOĞLU DA AYNI
> Paralel Yapı kendisini 2007’den sonra göstermeye başladı. Türkbank ihalesi kasetini paralel polisler sızdırdı.
> 6 aylık eğitimden sonra komiser yardımcılarını özel yerlere yerleştirdiler. Polis Akademisi’ndeki atamalarda usulsüzlük yaptılar. Başbakanlık’a böcek koyan polis de atama usulsüzlüğünü yapan polisin oğludur.
> Hablemitoğlu cinayetini araştırsın diye paralel polislere görev vermiştim. Onlar da kapattı. Devlet arşivlerini silmek demek, bu olayları üstlenmek demektir.
> Hrant Dink öldürüldüğünde ilk hesap sorulacak kişi bendim ama kimse sormadı. Dink’in öldürüleceği istihbaratı ben ve 3 yardımcımdan gizlenmişti. Paralel Örgüt’te kim daha çok kumpas yaparsa o terfi eder. Devletin içinde devlet gibi vergi alıyorlar, asker alır gibi cemaate adam alıyorlar. Ama riskli işlerde devşirme adamları kullanıyorlar.
> Futbol Federasyonu’ndaki imamdan dolayı örgüte büyük paralar geliyordu. 200 milyar dolar mali güçleri var.
> Ben onlara ‘Cemaat Terör Örgütü’ diyorum. Behçet Oktay’ın 19 Şubat 2009 yılında Hizbullahçı adı altında telefonu dinleniyor. Aynı tarihte benim telefonum da aynı örgüt adı altında dinleniyor. Dinleme kararını veren de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi…
> Behçet Oktay’ın telefonu 1177 sayı ile dinlemeye alınıyor. Öldürülme tarihi ise 25 Şubat 2009. Arada 6 gün var.
> Adli raporda görünen izler, sağken eline vura vura ateş etmeye zorlandığını gösteriyor. İntihar eden adamın elinde ekimoz olmaz. Bu da intihar etmediğini ve öldürüldüğünü gösteriyor.
> Dinlemeyi IMEI numarasından almışlar. Bu, ‘SİM kartını değiştiriyor, şahsa ulaşamıyoruz’ demektir. Oysa Behçet Oktay, kartını değiştiren bir adam değil. Üstelik telefonu 24 saat açıktı.
> Behçet Oktay, dinleme yapan insanların görev yaptığı yerin 10 metre yanında kalıyordu. Yani 1 dakika içinde yeri bulunabilirdi. Öldükten sonra telefonu ile ilgili makamlara bilgi veren olmadı. Neden?