Terör örgütlerine açık açık destek veren Aydın Doğan’ın Hürriyet’i 29 Ekim törenlerindeki Osmanlı armasından ve başörtüsüyle geçiş yapan öğrencilerden rahatsız oldu.
HÜRRİYET RAHATSIZ OLDU!
Cumhuriyetin ilanının 92. yıl dönümü dolayısıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen kutlamalara devletin zirvesi tam kadro katıldı. Cumhuriyetin kuruluşunun 92’nci yıl dönümü kutlamalarında sivilleşme adına önemli adımlar atıldı. 81 ilden gelen vatandaşlar Külliye’de ağırlandı, fakat devletin zirvesiyle milletin el ele olmasından bazı kesimler rahatsız oldu.
OSMANLI ARMASI RAHATSIZ ETTİ
Aydın Doğan’ın Hürriyet’i 29 Ekim kutlamalarındaki mehteran ekibinin gösterisi sırasında yer alan Osmanlı armasından rahatsız oldu. Hürriyet sivilleşen ve devletle milletin buluşmasını görmedi Osmanlı armasına dikkat çekti. Mehteran ekibinin gösterisinde platforma yansıtılan Osmanlı armasını manşetine taşıyarak Osmanlı rahatsızlığını bir kez daha gösterdi…
BAŞÖRTÜSÜNÜ HAZMEDEMEDİ
Hürriyet coşkuyla kutlanan ve sivilleşen 29 Ekim kutlamarında Osmanlı armasının yanı sıra başörtülü öğrencileri de hazmedemedi. Hürriyet, kutlamalar esnasında başörtüsüyle geçiş yapan öğrencileri manşetine taşıyarak 28 Şubat zihniyetini bir kez ortaya çıkardı…
Adeta Osmanlı’nın yıkılışından duyulan sevincin izhar edildiği daha önceki cumhuriyet bayramı kutlamalarında ne kadar rahat ve sevinçliydiler. Milletin tarihî kökeninin resmî kutlamalarda bu şekilde ortaya çıkması Aydın Doğan’ı mı yoksa ortağı, aslında patronu Axell Springer’i mi rahatsız etti ona bakmak lazım. Pijamalı vesayet günlerinin rahatlığı mazi oldu. Eh, kolay değil tabii onların yerinde ben de olsam rahatsız olurdum. Bu memleketle ilgili karın ağrıları “one minute” ile başladı, “dünya beşten büyüktür” ile arttı, şiddetlenerek devam ediyor. Üstelik gün geçmiyor ki memlekette onun ve onun gibilerin karnına sancılar girdirecek bir hadise yaşanmasın. Küresel neocon çete tarafından devşirildiği günden beri yerli millî olan herşeye allerjili. Bünyesi böyle. Bakalım köşeye sıkışınca soluğu dışarıda alan refikleri gibi ne zaman tabanları yağlayacak?
Poaş yolsuzluğu, kâğıt üçkâğıdı, samsonite bavul gibi saymakla bitmeyecek bir sürü pis işin hesabı sorulmaya başlandığında basın özgürlüğü temalı ciyaklamalarını şimdiden duyar gibi oluyorum.